DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün TBMM’de haftalık değerlendirme toplantısı düzenledi. Babacan şunları söyledi:
“Türkiye’de herkes bir kere düşman, üvey evlat en az bir kere mağdur oldu. Artık eski hesaplaşmaların, kavgaların geride bırakılması gerekiyor, yeni bir başlangıç yapmanın zamanı geldi. Kavgalar, hesaplaşmalar hiçbir sorunumuza çare olmadı. Geçmişi değiştiremeyiz ama bugünün ve yarının ipleri elimizde. Yarınları, hepimizin ortak yarınları yapabiliriz. Mahallelere bölünmüş insanlarımızın arasındaki duvarları yıkabiliriz. Biz DEVA Partisi olarak diyoruz ki yüz yüze bakalım daha nice yüzlerimiz olsun. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun.
“HATAY İÇİN, DEPREMDEN ETKİLENE DİĞER İLLERİMİZ İÇİN ACİLEN BİR KOORDİNASYON MEKANİZMASI KURULMAK ZORUNDA”
Hatay’ın depremden bugüne sorunları bitmiyor, 9’uncu aya gidiyoruz hala çadırlarda yaşayan insanlarımız var. Yağmur yağdığında çadırlarının altı çamur oluyor, çadırlarının içinden yağmur suları sel olup akıyor. Çocukların eğitim hayatı düzene girmiş değil, okul sayısı az, ders saatleri ulaşımla ilgili sıkıntı var. Her konuda belirsizlik var ve plan, program yok. Yeni imar planı çıkacak deniyor, eski imar planına göre inşaat ruhsatları veriliyor. Bir bakanın temel attığı sadece Asi Nehri’nin yatağından 30 metre mesafede kazık temeller var, inanılır gibi değil. Buradan hükümete çağrıda bulunuyorum; Hatay için, depremden etkilene diğer illerimiz için acilen bir koordinasyon mekanizması kurulmak zorunda. Merkezi hükümetin, yerel yönetimlerin ve sivil inisiyatifin içinde olduğu koordinasyon mekanizmaları ile ancak depremle ilgili sorunlar çözülecek.
Suç bile olmaması gereken fikir suçu iddialarına dahi anında tutuklamalar yapılabilirken kadına şiddete katliamların önünün açık tutması anlaşılabilir gibi değil, gerçekten kahredici. Ülkemizi şiddet sarmalında çıkartmak zorundayız, aile içi şiddete de, kadına şiddete de sokaktaki şiddete de hep beraber dur demeliyiz.
“DOLANDIRICILARIN TUZAĞINA DÜŞMEYİN, KRİZ ZAMANLARINA ORTAYA ÇIKAN SAHTEKARLARA ALDANMAYIN”
Ülkemizde şu an çok derin bir psikolojik bunalım var bunun da en önemli sebebi yaşanan ekonomik kriz. Kendi yerli ve milli paramız o kadar değersizleşti ki vatandaşlarımız elindeki avucundakini korumak için çare arıyor. Buradan vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum; internet üzerinden benim veya başka bir isim üzerinden herhangi bir yatırım tavsiyesi reklamı, uydurma haberi karşınıza çıktığında lütfen o linklere tıklamayın, dolandırıcıların tuzağına düşmeyin, kriz zamanlarına ortaya çıkan sahtekarlara aldanmayın.
“İSRAİL HÜKÜMETİNİN İŞLEDİĞİ İNSANLIK, SAVAŞ SUÇLARINA ABD TARAFINDAN AÇIK DESTEK VERİLMESİ KABUL EDİLEMEZ”
Geçici bir ateşkes sağlanması konusunda anlaşma sağlanabilmiş değil, silahlar belli bir süre sussun insani yardım ulaşsın konusunda bile anlaşma yok. Pek çok batı ülkesi Rusya’nın Ukrayna’yı hukuksuz bir şekilde işgaline karşı çıkmıştır. Ukrayna’ya askeri, finansal yardımda bulunmuştur. Şimdi aynı ülkeler İsrail’in Gazze’yi hukuksuz biçimde işgal etmesini desteklemekte işgal eden tarafa finansal ve askeri destek vermektedir, bu tam bir çifte standarttır, tutarsızlıktır. İsrail hükümetinin işlediği insanlık, savaş suçlarına ABD tarafından açık destek verilmesi kabul edilemez. Şu anda Gazze’ye en temel insani ihtiyaç malzemeleri; su, gıda, ilaç, hastanelerin jeneratörünü çalıştıracak yakıt temininde bile çok büyük sorun var.
“BİR SARIL BİR BAĞIR, İTİBARLI ÜLKELER BUNU YAPMAZ, TUTARLI BİR DIŞ POLİTİKA ÇİZGİSİ OLUR”
Arabuluculuk veya garantörlük çabaları sonuç vermeyince Erdoğan İsrail’e karşı tutumunu sertleştirdi. İsrail’in yaptıkları en sert tutumu hak ediyor ancak buradan Erdoğan’a şunu sormak istiyorum; siz önce İsrail’le Türkiye’nin ilişkilerini tamamen bozdunuz daha sonra ilişkileri düzeltmek için büyük bir çaba içerisine girdiniz. Türkiye İsrail’in peşinde koştu ilişkileri düzeltmek için. Siz İsrail’le ilişkileri bozduktan sonra İsrail hangi adımları attı da ilişkileri düzelttiniz? İlişkileri bozuktan sonra Filistinli kardeşlerimizin hayatında nasıl bir düzelme oldu da ilişkileri tekrar düzelmek için gayret gösterdiniz? İsrail’in kutsal mekanlara saygısıyla alakalı hangi düzelme oldu? Bu çok büyük bir tutarsızlıktır, ülkemiz için çok büyük bir itibar kaybına sebep olmuştur. Böyle bir sarıl bir bağır, itibarlı ülkeler bunu yapmaz, tutarlı bir dış politika çizgisi olur.”
Babacan, açıklamasının arından gazetecilerini sorularını yanıtladı. 13 ilçe başkanının istifa ve CHP’ye geçme iddiasıyla hafta sonu yapılacak Filistin’e destek mitingine katılıma ilişkin sorular üzerine şunları söyledi:
“BENİM DEĞİL DE KONUNUN DOĞRUDAN MUHATAPLARININ VERMESİNİN DAHA UYGUN OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
“Kendi ilçe başkanlarımız açısından değerlendirdiğimizde partimize emek vermiş hiçbir arkadaşımızın partimizden ayrılmasına rıza göstermeyiz, üzülürüz. Ama siyasi partilerde seçim dönemlerinde bu tür gelişmeler yaşanıyor. Kongre dönemlerinde de siyasi partilerde bu tür gelişmeler yaşanabiliyor. Konudan benim haberdar olup olmama meselesine geldiğimizde ilçe başkanlarının bir süredir ayrılma hazırlığı içinde olduğunu biliyorduk. Ancak İstanbul’da Kılıçdaroğlu’yla ve başka CHP’li yetkililerle ilçe başkanlarımızın bir araya geleceği ile ilgili bir bilgimiz yoktu. İlk önce dedik bu haber doğru değildir, doğruysa dedik üzüldük. Bu konuyla ilgili muhatapları belli, CHP ile ilgili perspektifi benim değil de konunun doğrudan muhataplarının vermesinin daha uygun olacağını düşünüyorum.
Hafta sonu İstanbul’da yapılacak Filistin mitingi ile alakalı şua an kadar bizim partimize gelmiş herhangi bir davet söz konusu değil. Bunu Cumhur İttifakı mitingi olarak yapmak istiyorlar diye bilgi var çok da emin değiliz.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hamas ile ilgili sözlerini nasıl değerlendirdiği ve Cumhuriyet’in 100. yılının bir gün öncesinde Filistin mitinginin yer ve zamanı, AYM’nin Can Atalay kararı ile ilgili sorulara da Babacan, şu yanıtı verdi:
“Hamas terör örgütleri listesinde şu anda yok. Gazze’de olup bitene baktığımızda bir terör örgütünün yaptıklarında daha farklı olmayan birçok eylemi sahada fiilen görüyoruz. Tarafı kim olursa olsun bilerek hedefleyerek sivilleri öldüren herkes insanlık suçlusudur, savaştaysa da savaş suçlusudur.
100. yılla ilgili ne 50. yıl ne de 75. yıl gibi çok önceden başlayan planlı, programlı ve 100. yıla yakışır bir kutlama hazırlığını görmedik açıkçası. Filistin mitingini neden cumartesi günü yapılacağı ile ilgili, bu konuda da bu sorunun muhatabının cumhurbaşkanı ve bu mitingi düzenleyenler olduğunu düşünüyorum.
“BİZİM BEKLENTİMİZ DERHAL CAN ATALAY’IN SERBEST BIRAKILIP BURADAKİ GÖREVİNE HEMEN BAŞLAMASI”
Can Atalay konusuna gelince bizim bu konuda tutumumuz baştan beri çok açık. Can Atalay mazbatasını aldığı gün derhal serbest bırakılmalı ve TBMM çatısı altındaki koltuğuna oturmalıydı. AYM’nin bu kararı aldıysa hemen uygulanması lazım. AYM kararına uymuyorum demek anayasa ihlalidir. Yeni anayasa getireceğiz diyen iktidarın öncelikle şu andaki anayasanın hükümlerine uyarak bu konudaki samimiyetini ortaya koyması lazım. Bizim beklentimiz derhal Can Atalay’ın serbest bırakılıp buradaki görevine hemen başlaması. Bunu bir gün dahi geciktirmek anayasa ihlalidir.”
Ayrıca Babacan, Kılıçdaroğlu ile ilçe başkanları görüşmesinin ortaya çıkması sonrası bir görüşme olup olmadığıyla ilgili “Kılıçdaroğlu sözcümüzü aramış ve kendisine bir izaha bulunmuş en kısa zamanda görüşme niyetini ifade etmiş. Kamuoyuna net bir açıklama, Bizim şu anda beklediğimiz budur” dedi. (ANKA)