POLİTİKA
EGEPOSTASI- CHP İzmir önceki dönem İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, dün (9 Aralık) görülen “kooperatif” davasının 3’üncü duruşmasında, ev hapsi kaldırıldı.
Aslanoğlu, ev hapsi kararının kaldırılmasının ardından NEO TV stüdyolarına konuk oldu. Ana Haber'de Alper Baran Esin'in sorularını yanıtladı.
“CHP’LİLERE TECRİT UYGULANIYOR”
Cezaevi sürecine ilişkin konuşan Aslanoğlu, tutuklu yargılanan CHP’lilere farklı koşullar uygulandığının altını çizerek, “Cumhuriyet Halk Partilerinin tümüne tecrit uygulanıyor zaten. Herkes tek başına, bir hücrede kalmalı. FETÖ ya da ona benzer örgüt suçlarından Buca yüksek güvenlikli cezaevinde yatanlar, koğuşlarda kalıyorlar. Haftanın bir ya da iki günü sohbet günleri var. Bir araya geliyorlar. Birlikte spora çıkıyorlar. Ama Cumhuriyet Halk Partileri birbirlerini görmeleri bile mümkün değil. Hiç kimseyi görmezler. Tek başına bir hücrede tecrit koşullarında yaşarlar.” ifadelerine yer verdi.
“TUNÇ BEY BEŞ BUÇUK AYDIR HAPİSTE”
Tutuklu yargılanmasına karar verilen İzmir önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e değinen Aslanoğlu, “Ben son iki ayı ev hapsiyle geçirdim. Tunç Bey, beş buçuk aydır hapiste. 65 yaşını aşmış bir abimiz. Beş buçuk aydır ömrünün kalan süresinden bir yılının yarısını cezaevinde eşinden, çocuklarından uzak ve daha bir ay daha Buca’da yüksek güvenlikli bir cezaevinde kalacak. Biz asla bugüne kadar Cumhuriyet Halk Partililer ‘Niye yargılanıyoruz, savcılık neden bir soru soruyor?’ demedik. Devlet her bir şeyle ilgili bilgiye ihtiyacı varsa bizler herkesten önce gider o bilgiyi veririz. Dün nasıl gittik oraya ifade verdiysek yarın tekrar çağırırlar, yarın tekrar gideriz ifade veririz. Bizim itiraz ettiğimiz temel nokta neden tutuklu yargılanıyoruz? Yani bu bir cezaya dönüşmüş durumda. Bu bir tedbir değil. Sonuçta mahkeme karar verir, suçlu bulur ve hapse atarsa buna söyleyecek hiçbirimizin bir şeyi yok.” şeklinde konuştu.
“HANGİ HUKUKİ BİLGİYLE FİKİR BEYAN EDEBİLİYOR?”
Kooperatif davasının dün görülen 3’üncü duruşmasında çıkan kararları değerlendiren Aslanoğlu, davaya ilişkin yapılan yorumlara tepki göstererek, “Her kafadan bir ses çıkıyor, aslında hangi kafalardan bir ses çıkıyor? Yani hukukçuların konuştuğu, hukukçuların hukuki değerlendirmeler yaptığı bir konu ile ilgili konuşmuyoruz. Dün de gördüğümüz gibi yani kendisi inşaat mühendisi olan bir hanımefendi. Şu anda da Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı. Bir sözleşmenin hukuka uygunluğuna ya da uygun olmadığına ilişkin fikir beyan edebiliyor. Hangi hukuki bilgiyle?” açıklamasında bulundu.
Aslanoğlu, açıklamasında mahkeme sürecine ilişkin eleştirilerini de dile getirdi. Aslanoğlu, “Mahkemeler sadece gülmeyle geçiyor. Ama mahkemelerde 5 gün… Bu 3. duruşma dediniz, aslında 5 tam gün. Sabah 8'de başlıyoruz, gece 12'de bitiriyoruz duruşmaları. Bunların içerisinde kim, hangi kandırıcı faaliyeti kime söylemiş? Neymiş o faaliyet ya da söz? Yok. Tunç Soyer birine ne demiş de kandırmış?” ifadeleriyle eleştirilerde bulundu.
“GEL VATANDAŞ ŞİKAYETÇİ OL KAMPANYASI VAR”
Öte yandan Aslanoğlu, mağdur olduğunu iddia eden kişilerin duruşmaya çağırıldığını ifade ederek süreci ti’ye aldı.
Aslanoğlu, “Mağdur olduğunu söyleyen herkesi tek tek çağırıyorlar. Kampanya var bu ara: Gel vatandaş gel, şikayetçi ol kampanyası. İnsanlar da zannediyor ki şikayetçi olmazlarsa evleri elinden gidecek. Korkularından ‘Ben de müşteki olayım, ben de katılan olayım.’ Adama soruyorlar: ‘Kimden şikayetçisin?’ Yok. ‘Şenol'dan mı şikayetçisin, Tunç’tan mı şikayetçisin, kimden?’ Teyze diyor ki ‘Ben onların günahını alamam. Ama benim evim henüz teslim edilmedi.’ diyor.” dedi.
“BUNLAR NORMAL GELİYOR MU SİZE?”
CHP’li Aslanoğlu, yargılama sürecindeki değişikliklere dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bizim mahkememize şu an onuncu hâkim bakıyor. Dava başladı, 3 ay olmadı. Fakat onuncu hâkim şu anda bakıyor. Bizim 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bir heyeti vardı. Türkiye'de hiç görülmüş iş değil. 23. Ağır Ceza Mahkemesi ikinci heyette bir şey uyduruldu. İkinci heyet atandı, 4 hâkim. Mahkeme başkanı gitti, yeni mahkeme başkanı geldi. En son Ticaret Odası’nda toplantıya katılabileyim diye ev hapsinde izin verildi. İzinin kaldırılması istendi. Ona şer koyan hâkim de Beşinci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Beşinci ağır ceza mahkemesinden bir, yan mahkemeye bir hâkim verdiler, yan mahkemeden bir hâkim aldılar.
Bundan soru işaretleri yaratmak istemiyoruz. ‘Yargıya müthiş bir müdahale var’ demek istemiyoruz ama bunlar da normal geliyor mu size? Şakranda bugüne kadar FETÖ davası Rahip Brunson davası dışında bir dava görülmedi. Hiçbir dava Şakran’da görülmedi bugüne kadar. Bu bir hırsızlık davası değil miydi? Niye Şakran’da görülüyor bu dava? Ne alakası var?” dedi.
GÜÇ’ÜN ‘VEFA’ AÇIKLAMASINA CEVAP
CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç’ün kurultay öncesinde ‘Parti Meclisi vefa yeri değil’ açıklamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Aslanoğlu, daha önce verdiği cevabı hatırlatarak, “Yanlışa yanlışla cevap verilmez. Ama buna ilişkin bir açıklaması, buna ilişkin anlatacağı varsa tabii ki dinleriz’ dedim. Ardından da zaten Çağatay Bey bir açıklama yaptı. Bu konuyla ilgili yanlış anlaşıldığını söyledi. Ardından ben de bir açıklama yaptım. Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı'nın söyledikleri bizim için muteberdir.” şeklinde cevap verdi.
“SADECE BENİM DEĞİL, HERKESİN BOYNUNUN BORCUDUR”
İl Başkanlığı’nın açıklanmasının ardından kongreye 1 gün kala Çağatay Güç’ün aday gösterilmesine ilişkin konuşan Aslanoğlu, partisine küsmek gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirterek şu şekilde konuştu:
“Bu bana tebliğ edilmiş bir şeydi. Böyle bir talebiniz de yoktu zaten. ‘İrade bana ait değildir’ demiştim.
Bunlardan dolayı insanlar küsmemeliler. En başında söylediğim gibi, şu an arkadaşlarım cezaevinde. Sadece İzmir'deki arkadaşlarım değil. Ben Murat Çalık'la birlikte yatıyordum cezaevinde. Her gün birbirimizi görüyorduk o avukat pencerelerinden. Öteki türlü bizi görüştürmedikleri için birbirimize destek olmaya, birbirimizi gördüğümüzde morallenmeye çalışıyorduk. O halen cezaevinde. İzmir'de Mehmet Ali var, Heval var.
En başta Buğra var. Bütün bu arkadaşlarım cezaevindeyken hep söyledim, kimin il başkanı olduğunun bir önemi yok. Bugün konuşacağımız konular bu olamaz.”
Parti içi birlik ve sorumluluğun altını çizen Aslanoğlu açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Bu bütün Cumhuriyet Halk Partililerin görevidir. En çok il başkanlarının görevidir. Mevcut il başkanının görevidir. Ondan önce il başkanlığı yapmış olan arkadaşlarımızın, ben ve diğer abilerimizin görevidir. Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın görevidir, ilçe belediye başkanlığı görevidir, ilçe başkanlığı görevidir.
Bu partiyi bir arada tutmak için o mütevaziliği göstermek sadece Şenol Aslanoğlu'nun boynunun borcu değil, herkesin boynunun borcu.”
Sayfa başına git
