Babacan: istihdam arttı, kadınlar çalışmaya başladı

BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, İzmirli sanayiciye ekonomiyi övdü. Babacan, son 4 yılda ABD ve Avrupa’da 11 milyon kişi işini kaybederken, Türkiye’de 4 milyon 600 bin kişilik istihdam artışını sağlandığını belirterek, "İstihdam artışına baktığımızda yüzde 49 erkek, yüzde 51 kadın. Bu çok önemli yapısal bir trend. İstihdamı en hızlı artıran ülke Türkiye. İşsizlik oranını en hızlı düşüren ülke de Türkiye" dedi.

Haberler / Politika

7 Mart 2013 Perşembe 18:20

PAYLAŞ

İZMİR - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kaya İzmir Otel’de Ege Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ESİAD) 30'uncu Yüksek İstişare Konsey toplantında 'Küresel ekonomideki gelişmeler ve Türkiye ekonomisi' konulu konuşma yaptı.

İKİ FARKLI ÜLKE

Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye’yi 2002 öncesi ile kıyaslayarak gelinen noktanın iki farklı ülkeyi ortaya koyduğunu öne sürdü. AB uyum süreci nedeniyle çıkarılan reformları dile getiren Babacan, sürece inatla ve ısrarla devam edeceklerini belirterek, şunları söyledi:

"Demokratikleşme konusunda attığımız adımlar, yaptığımız reformlar anayasa değişiklikleri siyasi istikrarın kalıcılığı açısından son derece önemli. Temel hak ve özgürlükler hukukun üstünlüğü konusunda yaptıklarımız Türkiye’nin birinci sınıf demokrasi olabilmesi için son derece önemli. Bunlar, AB süreci çerçevesinde gerçekleştirildi. AB şu anda içinde bulunduğu sıkıntılı ekonomik duruma rağmen ilk kuruluş ilkelerini ele aldığımızda siyasi kriterler açısından dünyanın en yüksek standartlarını temsil eden bir yapı. Tüm zorluklara rağmen ısrarla inatla bu süreci devam ettirdik ettiriyoruz."

"TÜRKİYE, DONÖR OLDU"

Türkiye’nin 10 yıl önce yabancılardan maddi destek aldığını, bugün ise yabancı ülkelere destek verir noktaya geldiğini anlatan Babacan, devlet olarak 1.3 milyar dolar destek verildiğini, ülkenin adeta bağışçı, donör olduğunu söyledi. Babacan, şöyle devam etti:

"Bir yandan Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da tarihi dönüşüm yaşanıyor. Tunus, Libya, Mısır, Suriye tarihi bir süreçten geçiyor. Bu süreçte de Türkiye’nin önemli bir rolü var. Türkiye kendi içinde yaptıklarıyla herkes için ilham kaynağı olmuş durumda. Bir ülke neler yapabiliyormuş Türkiye ortaya koymuş oldu. Kendi yaptıklarımızı paylaşıyoruz. Diğer ülkelerin de ekonomik ve siyasi reformlarda başarılı olmaları için elimizden gelen desteği veriyoruz. 2 milyar dolar Mısır’a kredi açtık. 1 milyar dolarını nakit gönderdik. 500 milyon dolar Tunus’a 100 milyon dolar Yemen’e verdik. Türkiye donör oldu, dışarıya bağış yapıyor. 1 milyar 300 milyon dolar dışarıya yardım yaptık. Türkiye’deki gönüllü kuruluşlar da bir o kadar yurt dışına yardım ediyor. Onlarınkiyle 1.5 milyar doları tutuyor. Dışardan yardım için çabalayan bir ülke dışarıya destek verir hale geldi."

"ÖZEL SEKTÖRÜN GÜCÜYLE BÜYÜDÜK"

Kalkınmada özel sektörün itici gücüne dikkat çeken Babacan, büyümenin kaynağının özel sektör yatırımları olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin sadece ülkede yaşayan vatandaşlar için değil çok geniş bir yer için cazibe merkezi haline geldiğini anlatırken, "Microsoft firması 82, Coca Cola 93 ülkenin koordinasyonunu İstanbul’dan yapıyor. Türkiye’nin bölgesel güç özelliği hızla ön plana çıkıyor. Ülkemizin büyük potansiyeli var. Bunun gereğini yerine getirmek için hep birlikte çok çalışmamız gerekiyor. Devletin yapacağı çok şeyler var. Siyasi istikrarı sağlayacak ama tek başına yeterli değil, asıl kalkınma özel sektörün çabasıyla olur. 2002’den bugüne büyümeye baktığınızda kamu ve özel sektör yatırımlarına bakıldığında büyümenin kaynağının özel sektör olduğu görülür" dedi.

3 ÇOCUK GEREKÇESİ

Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye çalışma çağındaki nüfusun 30- 40 yıl sonra stabilize olacağını belirterek, Başbakan’ın üç çocuk talebini hatırlatarak, “Sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi için bu elzem. Yoksa biz de Avrupa’nın yaşadığı durumu yaşayabiliriz” dedi.

"DAHA ÇOK HARCADILAR KRİZİ YAŞADILAR"

Dünya ekonomisinin 2008 yılında başlayan krizi atlatamadığını, işsizliğin Avrupa’da artmaya devam ettiğini, özelikle gençlerdeki işsizliğin ürkütücü boyutlara ulaştığını anlatan Babacan, Türkiye’nin mali disiplin ile kriz döneminde bile bütçe açığını düşürdüğünü ifade etti. Babacan, krizle boğuşan ülkelerin başbakanlarının tüketimi artırıcı politikalar uyguladıklarını dile getirerek, şunları söyledi:

"Türkiye’ye devlet kredibilitesini korursa, Hazine güvenilir bir kurum olursa, istikrar ortamı yakalanır. Bütçe açığımızı düşürdük, mali disiplinle beraber toplam borcun milli gelire oranı yüzde 36. Kriz döneminde bile 10 puan aşağı çektik. Bunun da nimetlerini yaşıyoruz. Krizden önce enflasyonu tek haneli rakama indirmemiz, sağlık ve sosyal güvenlik reformunu yapmış olmamız bizi güçlendirdi. Bankacılık 2008’e çok güçlü girdi. Bu nedenle krizin etkileri sınırlı kaldı. Kriz dönemlerinde devletler daha çok harcadı. Biz bütçeyi daha da aşağı çekmenin yollarını aradık. İspanya, Portekiz, Yunanistan başbakanları ile sohbet ettiğimizde 'vatandaşa harcama çeki dağıtacağız’, 'emeklilik maaşlarını artıracağız’ dediler. Hiçbir ülkede bu hesap tutmadı. Bütçe açığı ve borç arttı, güven ortamı sarsıldı. Yunanistan’ın son dört yıldır ekonomisi küçülüyor. İtalya’da ekonomik ve siyasi krizler art arda yaşanıyor. Biz o tuzağa düşmeden kendimize farklı bir yol seçtik.”

İSTİHDAM 4 YILDA 4.6 MİLYON KİŞİ ARTTI

Başbakan Yardımcısı Babacan, 2011 yılında rekor kıran cari açığın, iç talebin tüketim kredileri nedeniyle rekor düzeyde arttığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

"2011 yılında cari açık çok arttı. Çünkü hızlı büyüdük, iç talebe dayalı büyüdük. Kazandığımız kadar harcasak sorun değildi. Ama bankalardan kredi çekip tüketime yönelik harcadık. Cari açık arttı. 2012 yılında daha dengeli büyüdük. Türkiye bu krizde diğer ülkelerden pozitif bir şekilde ayrışıyor. İstihdam artıyor, 2009 yılından bu yana 4 milyon 600 bin kişi arttı. Aynı dönem ABD ve Avrupa’da toplam 11 milyon istihdam kaybı var. İstihdam artışına baktığımızda yüzde 49 erkek, yüzde 51 kadın. Çok önemli yapısal bir trend. İstihdamı en hızlı artıran ülke Türkiye. İşsizlik oranını en hızlı düşüren ülke de Türkiye. Gelir dağılımı da düzeliyor. Hangi parametreden bakarsanız bakın bir yandan kalkınma var diğer yandan gelir dağılımının düzelmesi sözkonusu. OECD ülkeleri içinde gelir dağılımının en hızlı düzeldiği ülke Türkiye. Cari açıkta 2012 yılında 2011’e göre 4 puanlık düşüş yaşadık. İlk kez planlı programlı bir şekilde düşürmüş olduk. Cari açık kaynağı, enerji ithali. 60 milyar dolar enerji ithalatı var. Daha çok yenilenebilir enerji ve nükleer enerjiye yönelmeliyiz. Enerji ithalatı hariç cari açık yok. Tam tersi cari fazla vermeye başladık enerjiyi dışarda tuttuğumuzda. Tasarruf oranları düşük. Bizde tasarruf oranı yüzde 13, Çin’de yüzde 50, Hindistan’da yüzde 35. Tasarruf düşükse cari açık oluyor."

İŞSİZLİĞE ÇARE

ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Kemal Çolakoğlu, Türkiye’ye yılda yüzde 4’lük büyümenin yetmediğini, bu hızla işsizlik sorununun aşılamayacağını belirterek, şöyle konuştu:

"2023 için konulan 500 milyar dolar ihracat hedefinin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bu hedefi, siyaset ve bürokrasi dünyası değil eli taşın altında olan sanayiciler gerçekleştirecektir. Dünya ekonomisi hala kaygan bir zeminde yoluna devam ediyor. 2013’te daha dikkatli bir ekonomi yönetimi olmalı. Yüzde 3’lük 4’lük büyüme hızları bizim gibi bir ekonomiye yetmiyor. Her yıl 700 bin işsiz yaratan bir işsizlik varken düşük oranlı kalkınma, işsizlik sorunumuzu çözemez. Her yıl yüzde 7 büyüme gerekiyor. İç piyasa işler iç açıcı değil esnaf ve KOBİ’ler zor durumda, kar marjları düşüyor. Kar etmeyen ekonomi kaynak ve motivasyondan yoksun. Yatırımcıyı cezbedecek ek önlemler alınmalı. Yeni teşviklerin oluşturulacağı yeni önlemler alınmalı.”

ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Akgerman da, cari açık, hane halkı başına düşen tasarrufun düşüklüğü, tarım sektörünün içine düştüğü açmaz ve kayıt dışı ekonomiye çözüm bulunmasını istedi.(Elif DEMİRCİ/DHA)