Van'da okurken zatürre hastalığı şikayetiyle hastaneye giden, ancak burada kalbinin sol tarafında büyüme olduğunu öğrenen Burçin Meşe, ailesi ile birlikte İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi'ne gitti. Henüz 16 yaşındayken kalp yetmezliği ile tanışan Burçin Meşe, bir süre kalp pili ile hayatını sürdürmek zorunda kaldı.
İstanbul'daki tedavinin ardından kalp nakli olmak için İzmir'e gelen Burçin Meşe, Ege Üniversitesi Hastanesi'ne (EÜ) tedavi altına alındı. Sayısız kez kalbi duran Meşe, uzun ve zorlu tedavi süreçlerinden geçti. Aylarca hastanede yatan Burçin Meşe, bir yandan da eğitimini sürdürmeye çalıştı. Sağlık Meslek Lisesi'nde okurken, tedavi nedeniyle bir yıl kaydını donduran Meşe'ye, daha sonra yapay kalp takıldı. Bu şekilde yaşamaya başlayan Meşe, lise son sınıfı İzmir'de okudu. Yürüyemediği ve sık sık başı döndüğü için eğitimini sürdürdüğü liseye tekerlekli sandalye ile giden, stajını da yine bu şekilde tamamlayan Meşe, umudunu hiç kaybetmedi.
22 HAZİRAN'DA YENİDEN DOĞDU
Zaman içerisinde kalp ritimleri iyice bozulan Burçin Meşe, EÜ tarafından kalp bulunması için 'Ulusal Acil Liste'ye alındı. Meşe için ilk kalp 17'nci yaş gününde geldi ancak bu kalp genç kıza uymadı. İkinci kez gelen kalp de uymayınca, Meşe hayal kırıklığı yaşadı. Tam umudunu kaybettiği sırada İstanbul'daki özel bir hastaneden gelen haber, Meşe Ailesi'ne umut oldu. 22 Haziran 2017'de beyin ölümü gerçekleşen bir hastadan nakledilen kalp ile hayata yeniden tutunan Burçin Meşe, 24 Haziran Ramazan Bayramı sabahına, yeni kalbi ile uyandı. 18 yaşında bir erkeğin kalbi ile yeni hayatına başlayan Meşe, "Bayram sabahı gözümü hayata yeni kalbim ile açtım. Çifte bayram yaşadım. Kısa sürede toparlandım ama yoğun bakımdayken kalp nakli olduğuma inanmıyordum. Doktorlara 'Gerçekten kalp nakli oldum mu' diye soruyordum. Bu kalbimin de hasta olacağını düşünüp endişeleniyordum. Sonra yoğun bakımdan çıktım, ilk adımlarımı attığım zaman kendimi yeni doğmuş bir bebek gibi hissettim. Çok mutluydum. Artık ayakta durabiliyordum, yürüyebiliyordum. Hastane koridorlarını defalarca turlamaya başladıktan sonra nakil olduğumu ve kalbimin iyi durumda olduğunu anladım" dedi.
'AKLIM KALBİMİN AİLESİNDE'
Hastaneden taburcu olup evine döndüğünü ancak aklının kalbinin ailesinde olduğunu söyleyen Burçin Meşe, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onları görmeyi çok istiyorum. Onları çok aradım. Hangi kapıyı çalsam 'Aile görüşmek istemiyor' dediler. Pes etmedim, onları aramaya devam edeceğim. Bulduğum zaman ne yapacağımı bilmiyorum. Bu kısmını düşünmedim. Sadece onları bulup karşılarına çıkmak istiyorum. O kadar mübarek insanlar ki kötü bir tepki ile karşılaşacağıma inanmıyorum. Annesinin ellerinden öpmek istiyorum. Kalbim bana geldiğinde 18 yaşındaydı. Ben şimdi 21 yaşındayım ve kalbim 19,5 yaşında. Bu kalp sayesinde hayattayım ve beni hayatta tutan kalbin sahip olduğu aileyi tanımak istiyorum. Onlar da benim bir ailem. Öz annem ve babam beni büyüttü ama ben onların sayesinde yaşıyorum. Onları tanımak istiyorum. Kendim gidip konuşmak istiyorum. Eğer olumsuz bir şey söyleyeceklerse, onlar söylesin. Annesinin ellerini öpmek istiyorum, babasına sarılmak istiyorum. Kardeşi varsa görmek istiyorum" diye konuştu.
'BU KALP BANA EMANET'
Aydın ve Nilüfer Meşe çiftinin 4 çocuklarından biri olan Burçin Meşe, hemşirelik okulunu bitirdi. Şimdi atama bekleyen Meşe, kalp nakli olup da hayata yeniden başladığında, geride kalan yılları hiç yaşamamış gibi hissettiğini, başka birinin kalbi ile hayatta olmanın, kendisine ilginç bir duygu yaşattığını anlattı. "Bu kalp bana emanet. Bu nedenle daha güzel yaşıyorum" diyen Meşe, nakil bekleyen birçok arkadaşının hayatını kaybettiğini, nakil bekleyen diğer arkadaşları için de "Acaba yarın hayatta olacaklar mı" diye endişelendiğini söyleyerek, organ bağışının önemine dikkat çekti. Meşe, sağlığına kavuştuktan sonra ilk olarak organlarını bağışladığını da vurguladı. (DHA)