TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçe kanun teklifi görüşülüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, bakanlığının bütçesine ilişkin sunum yaptı. Bilgin’in sunumu öncesinde CHP milletvekilleri, “Emeklilikte yaşa takılanlar lütuf değil, hakkını istiyor”, “Taşerona ayrım devam ediyor”, “Kur kurşun oldu asgari ücretliyi vurdu” yazılı dövizler açtı. Bilgin, sunumunda özetle şunları söyledi:
"SOSYAL DEVLETİN İMKANLARIYLA BU SORUNLARI ÇÖZERİZ: Çalışma Bakanlığı olarak bizim işimiz bu ekonomik konjonktürü dikkate alarak, bunun meydana getirdiği sorunları dikkate alarak bu süreci yönetmek yani bu sürecin çalışma hayatı üzerindeki olumsuzluklarını, sorunlarını sosyal politikalarla destekleyerek yönetmek. Bunun için elimizde bazı imkanlar var. Bu imkanlar nedir? Türkiye’nin bir defa bir sosyal devlet olarak… Türk toplumunun büyük kabul gördüğü bir uygulama alanıyla Anayasa’mız tarafından da tanımlanmış sosyal devletin imkanlarıyla bu sorunları çözeriz.
ÇOK ŞÜKÜR, BİZİM ÜLKEMİZDE DE TOPLU SÖZLEŞME MEKANİZMASI GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE İŞLEMEKTEDİR: Çalışma, emekçilerin çalışma süreci içerisindeki sorunlarını çözecek araçlarından biri toplu sözleşme düzenidir. Demokrasiler, toplu sözleşme mekanizmasının etkin işlediği rejimlerdir. Çok şükür, bizim ülkemizde de toplu sözleşme mekanizması güçlü bir şekilde işlemektedir. Burada karşılaştığımız en önemli sorun sendikalaşma oranının düşük olmasıdır. Yüzde 15’in altında olmasıdır. Bu ciddi bir sorundur. Bunun artırılması için de bir projemiz var. O projenin dışında da sosyal politika destekleriyle sendikalaşmayı, her aşamada sendikalaşma oranını artıracak tedbirleri ve uygulamaları gerçekleştiriyoruz.
TEDBİRİMİZ, ENFLASYON FARKINI VERMEKTİR: Bizim geçtiğimiz dönemde işçi sendikalarımızla yaptığımız toplu sözleşmede, kamu işçileri adına yaptığımız toplu sözleşmede enflasyon, aldığımız ücret, zam oranlarını kısa bir süre içerisinde tahrip etmiştir fakat buna karşı tedbirimiz nedir? Enflasyon farkını vermektir. Biz de sadece enflasyon farkını vermedik, o enflasyon farkına kendi şartları içerisinde bir refah payı ekleyerek onu gerçekleştirdik. Dolayısıyla, kamu işçilerinin ücretlerini, diğer sosyal haklarını düzenleyen uygulamalar gerçekleştirdik.
5 BİN 500 TL NEDEN OLDU, ENFLASYONA KARŞI DUYARLI OLDUĞUMUZU GÖSTERMEK İÇİN: Geçtiğimiz sene ben buraya girerken bugünkü gibi bazı arkadaşlarımızın elinde pankartlar vardı, küçük pankartlarıyla bazı taleplerde bulunmuşlardı. Arkadaşlarımızdan burada olan milletvekili arkadaşlarımız vardır. Talepleri 'Asgari ücret 5 bin lira olsun'du. Şu anda asgari ücret 5 bin 500 lira oldu. 5 bin 500 lira oldu, neden oldu? Enflasyona karşı duyarlı olduğumuzu göstermek için.
SOSYAL DEVLEY DUYARLILIĞIYLA İŞE BAŞLIYORUZ: Sizin beklentiniz nedir bilmiyorum ama bugün asgari ücretle ilgili bir şey göremedim ama emin olun, asgari ücreti enflasyonun karşısındaki enflasyonun ücretleri, reel ücretleri gerileten etkisini ortadan kaldıracak bir asgari ücret uygulamasını gerçekleştireceğiz. Aralığın ilk haftasında da biliyorsunuz, Asgari Ücret Komisyonu'nu toplayacağız. Benim davetimle başlayan bir çalışma oluyor, toplayacağız, işçi ve işveren arkadaşlarımızla, onların temsilcileriyle bunu gerçekleştireceğiz ama herkes şunu bilsin ki Türk emekçilerini, Türkiye'nin emekçilerini enflasyon karşısında koruyacak sosyal devlet duyarlılığıyla işe başlıyoruz ve işlerimizi bu anlayışla sürdürüyoruz.
O SORUNU ÇÖZECEĞİZ: Kamudaki bu dağınıklığı, bu sözleşmeli personelin iş güvencesinin zayıflığı algısı var her şeyden önce. Bunu ortadan kaldıracak bir düzenlemeyi önümüzdeki günlerde, bu ay içerisinde bitireceğiz. Zaten toplu sözleşmemize koymuştuk, toplu sözleşmeye onu 3 artı 1 şeklinde, üç yıl çalışıp 4’üncü yılda kamu haklarına sahip olması şeklinde koymuştuk, onda şimdi daha ileri bir adım atıyoruz. İnşallah, uygulama Meclis'e geldiği zaman da çünkü Meclis'e gelmesi gerekiyor. Buradan söyleyeyim ki bu ay içerisinde o sorunu çözeceğiz.
88 MİLYAR AÇIĞIMIZ VAR: 2022’de 952 milyar Sosyal Güvenlik Kurumu'nun, SGK'nin geliri var, 1 trilyon 40 milyar da gideri var. 88 milyar açığımız var fakat bu açık dikkate alındığı zaman, rakamsal olarak bakıldığı zaman, nominal olarak bakıldığı zaman çok büyük bir açık görünüyor. Öncelikle şunu hatırlatayım, bizim gelirin gideri karşılama oranı yüzde 91’dir, oradan bakmak lazım, bir de milli gelire oranına bakmak lazım.
EYT, İNŞALLAH ARALIK AYI İÇERİSİNDE MECLİS'E TAKDİM EDECEĞİZ: EYT, Emeklilikte Yaşa Takılanlar mevzusu var, o ne olacak diye sordular. İnşallah, aralık ayı içerisinde Meclis'e takdim edeceğiz... Emekli olacak, emeklilikte yaşı bekleyen insanların sayısını tahmin edebilir misiniz, kaç? Prim gün sayısı tutan hizmet yılı tutan insan sayısı… O şartlar duruyor, o şartları kaldıramayız. O şartları dolduran yaklaşık 1,5 milyon insan var.
BARTIN İŞLETMERİNİ ANLAMAK İSTEMİYORSUNUZ: Uygulamada kurumsal bir örgütlenme sorunu var bizde İş Sağlığı ve İş Güvenliği Genel Müdürlüğü var ama bunun denetim yapma yetkisi yok. Denetim yetkisi kimde? Doğrudan doğruya kamu işletmelerinde idareye bağlı bir mekanizmadır. Devlet işletmelerinde mesela Bartın işletmelerini anlamak istemiyorsunuz ama işletmenin bizzat kendi içerisinde iş sağlığı ve iş güvenliği kurumu var. İşletme müdürüne bağlı güvenlik ve iş sağlığı müdürlüğü olmaz. Onun altında denetim olmaz.
YARGI KARARIYLA AÇILMIŞ, SADECE MADENİ İŞLETMEYE AÇMAMIŞLAR: Bütün işletmeler özel bir kuruluşta iş sağlığı ve güvenliği hizmet satın alıyor. Bunun parasını patron ödüyor. Parasını patronun ödediği iş sağlığı müessesi işleyebilir mi? Bunun uygulanabilir olmadığı ortadadır. Bir kanun teklifiyle bunun değiştirilmesini önereceğim. Müfettişler üzerinden rapor hazırlamaktır. Müfettişlerin 3 şart üzerinden kapatmak yetkisi vardı. 5 yıl önce bu madeni kapattık. Yargı kararıyla açılmış. Sadece madeni işletmeye açmamışlar. Madeni kapatan müfettişlere de tazminat davası açmışlar.
İŞ KAZALARININ BÜYÜK ÖLÇÜDE ÖNLENEBİLİR OLDUĞUNU BİLİYORUZ: Türkiye… İş kazalarının, istatistiksel olarak ortaya koyduğu gibi, büyük ölçüde önlenebilir olduğunu biliyoruz. Bunların teknolojiyle, yönetimle, biraz önce anlattığım yönetim sorunlarının da altını çizdim, örgütlenme biçimiyle bağlantısı vardır. Bunları görmeden buradan bir politik söylemle ben bunları söylemiyorum. Bu insani bir meseledir, insani bir meseledir. Bizim buradaki yapabileceğimiz şeyleri ortaya koymamız lazım. Bu yapının değişmesi konusunda da ben, bir kanun, bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyorum. Biz, bir hazırlık yapıp yüce Meclis'in takdirine de sunacağız."