Bakan Çelik: Direkt Sayın Başbakanı hedef alan bir süreci görmemiz gerekiyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gezi Parkı ile başlayan olayların bir görünen tarafı bir de görünmeyen tarafları olduğunu belirterek, olayların psikolojik yönünün olduğu inancını paylaştı. Çelik, “Dikkat edin, bu...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gezi Parkı ile başlayan olayların bir görünen tarafı bir de görünmeyen tarafları olduğunu belirterek, olayların psikolojik yönünün olduğu inancını paylaştı. Çelik, “Dikkat edin, bu sürece giderken de yalnız bir kişi hedef alınıyor. Kimse hükümeti de başka şeyi de hedef almıyor, direkt Sayın Başbakanı hedef alan bir süreci de görmemiz gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı süreci genelde hep sıkıntılı olmuştur. Bu sıkıntıları erken mi başlattılar, yorulup yolda mı kalacaklar, yoksa başka projelerde mi var, bunu da önümüzdeki süreçte hep beraber göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Çelik, Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirinin son dönemde yaşanan olaylara ve çözüm sürecine ilişkin sorularını cevapladı. Gezi Parkı olaylarını ve sonrasını değerlendiren Bakan Çelik, “Bu olayların görünen tarafları var, görünmeyen tarafları var. Çok abartmaya gerek var m? Ben bir kere Gezi Parkı olaylarının bir psikolojik yönünün olduğu inancı içerisindeyim. Gezi parkı olaylarını başlatanlar ilk dakikada duvarlara ne yazdılar, twitlerine ne attılar, bunun iyi irdelenmesi kanaatindeyim. Bir psikolojik tahlil yapılmalı. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı’na dönük adeta savaş açanlar, neden bunu birinci madde olarak aldılar. Bunun bir değerlendirmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bizzat Sayın Başbakanımızın şahsını hedef alan alçakça ifadeleri çok planlı buluyorum.” diye konuştu.
İkinci olarak ise “Keşke Gezi Parkı meselesi ile kalsaydı.” diyen Çelik, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’deki bütün parkları, yeşilleri geliştirmeye, korumaya dönük bir durum olarak kalsaydı, bu da saygı değer olurdu gerçekten. Çok zaman geçmeden molotof kokteyllere döndü, bombalara döndü. Zaman kaybetmeden dünya medyası devreye girdi. Demek ki Gezi Parkı’ndaki 3 tane ağacın kökü, çok uzaklara gidiyormuş. O kökler öyle Taksim maksim değil, nerelerden geçmiş, deniz aşırı yerlerden geçen kökler acayip yerlerden çıkmış. Nasıl bir koordinasyon ki hem uluslar arası medya hem yurt içindeki bazı unsurlar, el birliği içinde terör unsurlarına bu yolu açtılar. Doğrusu ben çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şimdi salim bir ortam var, bunlar çok ayrıntılı değerlendirilecek. Buralardan çok ciddi sonuçlar da çıkartırız inşallah.”
ÇÖZÜM SÜRECİ: ‘YETER’ DENEN BİR NOKTADA BİRİLERİ ‘YETMEZ’ DİYOR”
Çözüm sürecinde gelinen noktaya da değinen Çelik, “Çözüm sürecinde bazı yol kazalarının olabileceğini biz söyledik. Kendiliğinden olabileceği gibi lokal tezgahlayanlar da çıkacaktır. Bakın Türkiye 40-45 yıldır sorunsuz bırakılmadı. Ha bire sorunlarla ha bire enerjisini içeride tüketti Türkiye. Dışarıdaki bazı unsurlarla içerideki piyonları el birliği içinde terör dediler, 50 bin vatandaşımızı aldılar götürdüler. Neticede bu ülkenin kan kaybetmesi için her gün tezgah kuruldu. İlk kez bitti bu işler diyoruz. 'Kardeşim yok birbirimizden farkımız tavrı' ile yola çıkıldı. Bu bizim vatandaşımızı memnun etti m? Vatandaşımız memnun. Doğusu batısı artık yeter diyor. ‘Yeter’ denen bir noktada birilerinin de ‘yetmez’ demelerine hazırlıklı olmamız gerekiyor. Biz, 'dört dörtlük, önünde engelleri kalmamış bir ülke olun, kalkının gelişin, 10 bin dolar fert başı gelirleri 40 bin dolarlara çıkartın’ demeyecek çok unsurun olduğunu bilmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“BAŞKA PROJELER VAR MI GÖRECEĞİZ”
En önemlisinin ise 2014 yılında Türkiye’de ilk kez halkın seçeceği bir cumhurbaşkanlığı sürecine girileceğine dikkat çeken Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dikkat edin bu sürece giderken de yalnız bir kişi hedef alınıyor. Kimse hükümeti de başka şeyi de hedef almıyor, direkt Sayın Başbakanı hedef alan bir süreci de görmemiz gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı süreci genelde hep sıkıntılı olmuştur. Bu sıkıntıları erken mi başlattılar, yorulup yolda mı kalacaklar, yoksa başka projelerde mi var, bunu da önümüzdeki süreçte hep beraber göreceğiz.”
“MOLOTOF ATANLARIN ÖNÜNDE OTURAN ANA MUHALEFET SAHNESİ GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN GİTMİYOR”
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına çıkıp çıkmayacağına ilişkin olarak da daha 1 yıl gibi bir sürenin olduğunu hatırlatan Bakan Çelik, “Yani kim olur, nasıl olur Allah kerim.” dedi. Partinin bu süreçte güç kaybetmemesinin, gücünü artırmasının, iki seçime hazırlıklı olmasının hazırlıksız partileri, rahatsıza etmişe benzediğini ifade eden Çelik, “Gecenin birinde ana muhalefet partili yetkililer niye caddeye oturur Allah aşkına. Niye caddeye oturup trafiği aksatırlar. Bir mantığı var mı bunu? Yani ana muhalefet partisinin argümanı bitti de gece trafiği aksatmak için yetkililerin caddeye oturması argümanı mı kaldı. Ne acziyettir. Bunu nasıl anlatacaklar, nasıl izah edecekler. Onun için o molotof kokteyli atanların önünde oturan ana muhalefet sahnesi gözümün önünden hiç gitmiyor. Onlara öncülük yapan bir siyaset anlayışı tabi ki rakip olmaktan her zaman uzaktır. Nerede burada demokrasi, nerede burada insanlık, nerede burada hoşgörü, nerede burada diyalog.” ifadelerini kullandı.