TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Valiliği, İçişleri Bakanlığı ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İzmir’de İftar Buluşması düzenledi.
İftara, ev sahibi sıfatıyla İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in yanı sıra; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum 30 Ekim 2020 depreminde mağdur olan depremzedelerle, AFAD görevlileri ve deprem konutlarının yapımında çalışan personelle bir araya geldi.
İftara ayrıca; AK Parti Genel Başkan yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal ve İZDEDA Başkanı Haydar Özkan katıldı.
KURUM’DAN DEPREMZEDELERE KONUT TELSİM MÜJDESİ
Programda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum rezerv konutlarının teslimi için tarih verdi ve “Bugün İzmir’de hep birlikte bir arada olduk ve İzmir, bizim için farklıdır, yeri ve önemli ayrıdır. Deprem sırasında burada, hep birlikteydik. Sizlerle birlikte depremzede kardeşlerimiz yaralarını sardık. Bu sebeple 4 ay sonra yeniden istikbalimizin teminatı bu şehirde sizlerle bulunmaktan dolayı çok büyük bir memnuniyet duyuyorum. Kötü havalarda insan dosta aç olur, bir araya gelse dost dosta ilaç olur. Biz millet olarak her zaman mutluluğu paylaşarak çoğalıyoruz. Acıyı ve hüznü de paylaşarak azaltıyoruz. Burası Bayraklı. Bundan tam 2 yıl önce bu sokaklarda toz duman içinde koşturuyorduk. O günleri unutmadık. O gün İzmir’imize söz verdik. Kaybettiğimiz babalarımızı, evlatlarımızı annelerimiz unutmadık. Biz umudu da unutmadık ve aklımızdan bir an bile çıkarmadık. İzmir’de Elif bebek kardeş Umut’u kaybetti ama 65 saat sonra tüm milletin umudu oldu. 91 saat sonra o toz değmiş saçlarıyla bile cenneti anımsatan Ayda bebeğimizi kucakladık. O dakikadalar itibariyle İzmirlilere bir söz daha verdik. Çocuklarımız önce kurtaracağız sonra onlara en hızlı şekilde sıcak, sağlam ve güvenli yuvaları teslim edeceğiz dedik. Sayın Cumhurbaşkanımız geldi bunu sözün verdi. Hayatları yeniden başlatacağız dedik ve TOKİ’mizle İzmir tarihinin en büyük deprem dönüşüm çalışmasını başlattık. 5 bin 400 bağımsız birimin planlamasını yaptık. 1 yıl bile bitmeden yaptığımız 741 bağımsız bölümü de depremzede kardeşlerimize teslim ettik. Her gün yeni konut teslimlerini yapmaya da devam ediyoruz. Bayraklı’da yerinde dönüşüm kapsamında bin 404 konutun inşasına devam ediyoruz. Buradan bir müjdeyi de paylaşmak istiyorum. Önümüzdeki ay itibariyle 681 konutumuz da hak sahiplerine telsim edeceğiz ve Bayraklı merkezde devine girmemiş depremzede kalmayacak. Ayrıca rezerv alanımızdaki konutlarımızı da Mayıs itibariyle teslime başlayacağız. İnşallah etaplar halinde de yıl sonuna kadar evine girmemiş depremzede kardeşimiz kalmayacak” dedi.
SOYLU: BİZ BİR SINAVDAYIZ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, yaşanan tüm afetleri “sınav” örneğiyle tanımladı ve “Dünyada bir denge var. Toprak, üzerindeki yaşanmışlıklarla vatan olur. İnsanlar birlikte bir tarih, zorluklar, zaferler, acılar, hüzünler yaşayınca mille olur. Bizi bu coğrafyada millet yapan birlikte yaşadıklarımızdır. 30 Ekim 2020 İzmir depremi bizim millet sınavımızdı. Biz bu sınavı binlerce kez olduğu gibi yine milletimizin büyük fedakarlığı ve sabrıyla aştık. Hiçbir fitne ve kargaşaya fırsat vermedik. Hem kurumlarımızın em devletimizin hem de kıymetli hemşerilerimizin feraseti, soğukkanlılığı ve gücüyle bu badireden yine güçlü bir millet olarak çıktık. Elbette acılarımız ve kayıplarımız oldu. Bütün o sıkıntılı süreci, herhangi bir kargaşaya mahal ermeden atlattık. Son 2 yıldır karşı karşıya kalmadığımız afet olmadı desem eksik söylemiş olurum. Elazığ depreminden çığ felaketine, ardından bir şehrin topraklar altında kaldığı Giresun sel felaketi oldu. Ardından İzmir depreminde hepimizin yaşadığı acılara kadar… Tam 2,5 yıldır yaşadığımız pandemi ve salgında çekilen zorluklara kadar… Bir yandan bütün bunları yaşarken hem Antalya hem Muğla’da tarihimizin en büyük yangınlarıyla karşı karşıya kaldık. Yaşanılan zorluklar en çok sizi etkiledi ve sizi sıkıntıya soktu. Allah bize ne kadar ömür verir bilmeyiz ama böyle felaketlerle karşılaştığımızda biz böyle davranmayacaksak biz bu vatanın evladı değiliz. Biz İzmir’de ben şuradan buradan sorumluyum demeden herkes elini taşın altına soktu. Biz küçükken deprem, sel, felaket olur devlet hep o işler bittikten sonra gelirdi. ’Nerede bu devlet’ denirdi. Burada sizin karşınızdayız, sizin karşınızda boynu bükük olabilirdik, elimizdeki imkan bu kadar bunu yapabildik diyebilirdik. Ama Elazığ’dan Malatya’ya İzmir’e kadar hepsinde bir sınavda olduğumuzun bilinciyle devletimizin ne kadar imkanı varsa onu vatandaşın önüne sermeyi bir kardeşlik görevi olarak gördük. İşte millet, ‘nerede bu devlet’ anlayışından ‘Allah bu devletten razı olsun’ noktasına geldi. Biz çeşitli zorluklardan geçebiliriz. Ama biz milletimizi bu zorlukların altından çıkarırken hiçbir hesaplama yapmadık, maliyet hesabı yapmadık. Biz burada afet konutlarında da tüm zorluklara rağmen adım adım çalıştık. Kimi teslim edildi kimi teslim ediliyor. Eğer biz devletin verdiği imkânları savurganlıkla kullansaydık bu millete mahcup olurduk. Kim ne söylerse söylesin biz, milletimize karşı bir sınavda olduğumuzu biliyoruz. Bize itimat edin, bize güvenin. Biz sizi yarı yolda bırakmadık. Biz sizi başka ülkelerin baskısına rağmen siz bize bizim makamımız için dokunmayın demedik. Bu ülke bir olsun, bütün olsun, bağımsız olsun. Hiç merak etmeyin o terör yuvaları cumhuriyetin 100. yılına varamayacak” diye konuştu.