Habertürk'te Hülya Hökenek'in suduğu 'Enine Boyuna' programına telefonla bağlanan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Büyükçekmece'de polis evleri basıyor, 'Hangi partiye oy verdiniz'' diye soruyor yönündeki iddialara çok sert çıktı: Büyükçekmece'de kimin hangi oy tercihini kullandığını sorması. Biz hem kurumlarımıza hem de vatandaşlarımıza karşı sorumlu insanlarız. Ağzımızdan çıkan lafı ölçmemiz gerekir. En ufak bir şey varsa, ben iddialı bir adamım. En ufak bir şey varsa burada Habertürk'e bağlandım. Türkiye'ye taahhüdüm vardır. İspat etsinler istifa etmeyen namerttir!
Bakan Süleyman Soylu konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"TÜRKİYE'NİN ÖVÜNECEĞİ EN ÖNEMLİ KIYMETLERDEN BİR TANESİ SEÇİMDİR"
Bizim Türkiye'de en kıymetli hazinemiz seçim ve demokrasimizdir. Devlet seçimin, vatandaşın hür iradesinin sandığa yansıması konusunda çalışmalarını eksiksiz yapmakla mükelleftir. Siyasi şapkalarımız olabilir. Ama bizi bu millet bu siyasi şapkalarımızla görevlendirdi. İlk kez seçim yapıyor değiliz. Türkiye 1946'da talihsiz sopalı seçim yaşadı. Bir de 1982 Anayasası seçiminde yaşadı. Bunlar arızalı seçimlerdi. 1982 seçiminde kullanılmayan oylar kullanıldı. Oyun nasıl kullanılacağı sandık başkanı ve herkes tarafından görüldü. Çok ince bir zarfta vatandaşın attığı oy görüldü. Benim İçişleri Bakanlığım döneminde 3 kez seçime gittik. Benden önce de defalarda gittik. Bir kişi şunu söylesin. Türkiye'nin doğu, batı, kuzey, güneyinde polis, jandarma ve bizim dönem dönem destek aldığımız korucularımız, seçimlerin güvenliğini ortaya koydu. Üzülmediğimiz olaylar var mı evet var. Mesela Malatya'daki müessif hadiseler. Şu anda Türkiye'nin övüneceği en önemli kıymetlerden bir tanesi seçimdir.
"İDDİALI BİR ADAMIM! EN UFAK BİR ŞEY VARSA İSTİFA ETMEYEN NAMERTTİR"
Seçimden sonraki itirazlar da hukuk çerçevesindedir. Ben o konuya girmiyorum. Buraya bağlanmamın sebebi başkadır. Bu kadar başarılı bir şekilde seçim güvenliğini sağlayan, en ufak görev alanı taşmasını gerçekleştirmeyen Büyükçekmece'de kimin hangi oy tercihini kullandığını sorması. Biz hem kurumlarımıza hem de vatandaşlarımıza karşı sorumlu insanlarız. Ağzımızdan çıkan lafı ölçmemiz gerekir. En ufak bir şey varsa, ben iddialı bir adamım. En ufak bir şey varsa burada Habertürk'e bağlandım. Türkiye'ye taahhüdüm vardır. İspat etsinler istifa etmeyen namerttir! Çok net söylüyorum. Boş kağıdın altına imzamı atarım. Bu kadar acımasız bir şekilde bir infaz ortaya koymayalım. Orada bizim ne yaptığımız, ne yapmak istediğimiz, idari ve adli tahkikatın nasıl sürdüğünü, bunun bugünün olayı olmadığını, bunun bir başlangıcı olduğu. Bu olayı yapanın hiç kusur günahı yok m? Bu olayı yapan oradaki bizim polis kardeşlerimiz mi'
"SİYASETİN MENFAATLER İÇİN ALTÜST EDİLMESİNİ KİRLENMESİNİ İSTEMEM"
Eğer siyasette kazanmak için bütün ilkeleri altüst etmişse bizim yapmamız gereken 'bu yanlış yapmıştır' dememizdir. İlk önce soruşturmayı o arkadaşın siyasi partisinin açması lazım. Bizim açmamamız lazım. Bize onların rica etmesi lazım. Ben siyasette taraf bir adamım. Siyasetin kirlenmesini istemem. Siyasetin menfaatler için altüst edilmesini istemem. Ben orta gelirli bir ailenin evladıyım. Türkiye bu kıymeti bugün korumaktadır ve muhafaza etmektedir. Kim buna halel getiriyorsa buna karşı hepimizin cephe alması gerekiyor. Eğer ispat ederlerse, bütün Türkiye'ye söylüyorum ben istifa edeceğim. Biz sözümüzün arkasındayız. Çok üzüldüğümü ifade etmek istiyorum.
GÜRSEL TEKİN: EMNİYET'E TEŞEKKÜR EDİYORUM GÜVENLİK DÖRT DÖRTLÜK OLDU
Programın konuklarından CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de, İstanbul'da seçim güvenliğine ilişkin en ufak bir tereddütün olmadığını söylerek şöyle konuştu:
İstanbul'da güvenlik açısından dört dörtlük güvenlik olmuştur. O konuda hiç tereddüt yok. Emniyet güvenlik görevlilerine teşekkür ediyorum. Büyükçekmece çok özel durumdur. Bir kısım insanların beyanları vardır. Doğru mudur, yanlış mıdır, sayın Bakan araştırsın.
Habertürk yazarı Nagehan Alçı'nın "Genel olarak şunu sormak istiyorum. Sizin talimatlarınız açık. Polis bu talimatlar doğrultusunda görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Peki size talimata uymayan, hata yapan, bu yönde bir uyarı geldİ mi'" şeklindeki sorusuna Bakan Soylu şu karşılığı verdi:
"SİZ HANGİ PARTİYE OY VERİYORSUNUZ DEMEK AKIL TUTULMASIDIR"
Size bağlanmadan önce teyid maksadıyla hem İstanbul Valimiz hem de İstanbul Emniyet Müdürümüzü aradım. 'Size intikal eden bir şikayet var mı'' diye sordum. Bir polisimizin, jandarma görevlimizin gidip 'Siz hangi partiye oy veriyorsunuz'' diye sorulmasının akıl tutulması olduğunu düşünüyorum. Bütün siyasi partilerin büyüteci buranın üzerinde, televizyonlar takip ediyor. Şu anda sandıklar sayılıyor. Bir oy bazen tartışma 45 dakika sürüyor. Sandık alanındaki sorumluluk oradaki seçim kurulu hakiminin sorumluluğunda. Buna rağmen bizim arkadaşlarımız bütün taraflara adil muamele ediyor. Hiç kimseden şikayet yok. CHP'den aradılar 'Şöyle şöyle durum var, acaba polisler gelmese' dediler. Biz de 'Kim gelebiliyorsa gelsin, biz güvenliğimizi alırız' dediler. Biz orada kolluğuz. Oranın yürütümü seçim kuruluna bağlıdır. Seçim kurulunun talimatlar çerçevesinde bu gerçekleştirilir. Sayın Yerlikaya ve Çalışkan'la konuştum. Orada da böyle bir şikayet yok. Şikayet olursa gereğini yerine getirmek zorundayız. Polis Türkiye'de güvenlik kurumları içerisinde her zaman ilk üçte yer almaktadır. Ben onu korumak zorundayım.
Programdaki diğer Habertürk yazarı Sevilay Yılman da, Bakan Soylu'ya "Sizce seçim iptale gider mi sayın Bakan'" diye sordu. Soylu şu yanıtı verdi: Ben buraya bir siyasi değerlendirme yapmak için bağlanmadım. Sadece bir hakkın tesisi için bağlandım. Beni çağırırsanız memnuniyetle gelirim.
Bakan Soylu son olarak diğer gazeteci Necdet Saraç'ın "Maltepe'de sayımın yavaşlatılması için müdahale ettiği söyleniyor. Doğru mudur'" sorusuna karşılık olarak "Seçim, seçim hakiminin teminatı altındadır. Yürütmeyi o yapar. Seçim hukuku konusunda bilgi sahibiyim. Hiç merak etmeyin en ufak tereddütte arkadaşlarımız gerekli önlemi alırlar" yanıtını vererek sözlerini tamamladı.