ARDA AKDENİZ/EGEPOSTASI – Türk Tabipleri Birliği ve Tabipler Odaları 14 Mart Tıp Bayramı öncesi, grev kararı aldıklarını duyurdu. Yapılan açıklamada 14-15 Mart tarihlerinde acil sağlık hizmetleri dışında hiçbir sağlık kurumunda sağlık hizmeti verilmeyeceği belirtildi.
Öte yandan Sağlık Bakanlığı’nın 81 ilin sağlık müdürlüklerine gönderdiği genelgeyle, görevini bırakacak hekimlere disiplin mevzuatının uygulanacağını duyurması, tartışmalara neden oldu.
Söz konusu genelgede "Gelinen noktada kamunun yetkili mercileri sağlık çalışanlarının haklı talep ve beklentilerinin en üst seviyede farkındadır. Bu bakımdan görünürlük ihtiyacı ortadan kalkmış ve kamu konu ile ilgili çalışmalarını ilgili tüm bakanlıklar nezdinde başlatmıştır. En kısa sürede sorunların ortadan kalkacağı, haklı taleplerin en makul ölçüde karşılanacağı bilinmelidir. Ancak yukarıda açıkladığımız hususlar çerçevesinde, bu iş ve işlemlerin vatandaşlarımızın temel hakkı olan sağlık hizmetini aksatmaya sebep olması hiçbir gerekçeyle mazur görülemez. Bu nedenle sağlık çalışanlarının üstelik küresel salgın döneminde sağlık kamu hizmetini, görevini terk ederek veya başka suretle hukuka aykırı şekilde aksatması sonucunu doğuran her türlü davranışının disiplin mevzuatı içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir" ifadelerine yer verildi:
ÇAMLI: HAK İHLALİ OLARAK DEĞERLENDİRİYORUM
Konuyla ilgili Ege Postası’na açıklamalarda bulunan İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, iş bırakma eyleminin anayasal bir hak olduğunu ve meşru taleplerde bulunduklarının altını çizerek şunları söyledi:
“Öncelikle bu açıklanan çerçevede yapılan eylem etkinlikle anayasal hakkın kullanımı kapsamında. Anayasal hakkın kullanımına yönelik yapılacak müdahaleleri hak ihlali olarak değerlendiriyorum. Dolayısıyla bununla ilgili AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) ya da AYM’nin (Anayasa Mahkemesi) verdiği kararlar da var öncesinde. Bu eylem ve etkinlikler anayasal hak kullanımı kapsamında yapılan bir süreç. Bir kere kamu çalışanlarının haklarını korumak aynı zamanda idarenin de görevi. Buradaki talepler de gayet açık ve net. COVİD’in meslek hastalığı sayılması, ‘Sağlıkta şiddete yönelik yasa’ gibi meşru taleplerimiz var ve bu konuda anayasal hak kullanılıyor. Bunlar sonuçta hekimlerin emeğine, özlük haklarına sahip çıkmak amacıyla yönelik eylemler. Tamamen hak arama ve ifade özgürlüğü kapsamında. Buna yönelik müdahale kabul edilemez.”