Balbay teklif de kanun ile kapatılan belediyelerin ve il özel idarelerinin tekrar açılarak yerelde halka hizmet etmesini ve ülkemiz demokrasisinin gelişmesindeki etkinliğini yürütmesini istedi.
Balbay kanun teklifinin gerekçesinde şunları ifade etti:
“ Demokrasi, günümüzde sadece merkezi siyasetle anılan bir rejim değildir. Bir rejimin demokrasi olması, alınan kararlara her aşamada toplumdaki katılımın yüksek oranda olması ile mümkündür. Bu açıdan, belediyeler sadece hizmet yürüten yerel tüzel kişilikler değil, aynı zamanda ve esasında ülkedeki demokrasi etkinliğinin olmazsa olmazıdır.”
Balbay ayrıca bu kapatmalarla ilgili 2009 yılından bu yana AİHM’de Türkiye Hükümeti aleyhine açılan davaları hatırlatarak Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının 5’nci maddesi ile düzenlenen tüzel kişilikle ilgili yeniden düzenleyici bir tasarrufta bulunurken “Halk oylaması yapma gerektiği” ilkesini hatırlattı.
Balbay gerekçede kapatılan belediyelerin vatandaşlarımız üzerindeki etkilerini ise şöyle sıraladı:
“ Belde kapatılırken sadece belediye kapatılmıyor, bunu yaparken halka sorulmuyor, yerel ihtiyaçlar gözetilmiyor, hizmet yerele oldukça uzak başka bir tüzel kişiliğe devrediliyor, böylece yaşam zorlaştırılıyor, suyunu, emlak vergisini ödemek için halk uzun mesafelere ve maddi harcamalara katlanmak zorunda kalıyor, sadece belediye değil, siyasi parti temsilcilikleri de ortadan kaldırılıyor, demokrasi, katılım ve yerelde siyaset askıya alınıyor” dedi.
Balbay son olarak gerekçesinde şunları vurguladı:
“Hayat kalitesini ve hizmette verimliliği arttırmak amacıyla getirilen yasa, yaşamda tam tersine insanların köylerinde ya da beldelerindeki mutlu yaşamlarını yok etmiş, o insanları gecekonduların varoşlarına toplamıştır. Yerinden yönetim ilkesi göz önüne alınarak halkın oylarıyla kurulan belde belediyelerin tekrar açılması ve gerek görüldüğü zamanda halkın oylarıyla kapatılmasına izin verilmesi gerekmektir” dedi.