Başbakan Erdoğan: Dersaneleri kapatmaya kararlıyız
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dershaneler konusunda net konuştu ve kapatmaya kararlı olduklarını söyledi. Okuma salonlarının kapanmayacağını ifade eden Erdoğan, "Kampanya öyle bir boyuta getiriyor ki mesela efendim bütün etüt salonları...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dershaneler konusunda net konuştu ve kapatmaya kararlı olduklarını söyledi.
Okuma salonlarının kapanmayacağını ifade eden Erdoğan, "Kampanya öyle bir boyuta getiriyor ki mesela efendim bütün etüt salonları kapatılıyor, okuma salonları kapatılıyor. Ya böyle bir şey yok. Bir defa okuma salonlarının kapatılmasına yönelik hiç bir şey yok. Ortaya çıkmış bir tasarı dahi yok. Taslağın en son brifingi pazartesi Bakanlar Kurulu’nda verildi. Şimdi bir şey çok önemli. Nereden servis yapıldı, nasıl yapıldı, tabi bugüne kadar bir çok taslaklar hazırlanmış bu taslakların öncesini bilenler zannediyorlar ki yine böyle olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Erdoğan, Atv-AHaber ortak yayınında 'Başbakan ile gündem özel' programında, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Programın ikinci kısmında Erdoğan'a dershaneler konusu ve bu konuda bugüne kadar neden açıklama yapmadığı soruldu. Erdoğan, "Öncelikle tabi bugüne kadar niye konuşmadınız soruna ben şöyle bir cevap vereyim. Böyle bir polemiğin içerisine girmek istemedim ve bu polemiği de doğrusu çok çirkin buldum. Zira bugün gündeme gelmiş bir konu değil. 1980’li yıllardan bu yana çok farklı iktidarların sürekli gündeme getirdiği ve gündeme getirdikçe de 'mesafe aldık, alamadık' bu şekilde devam eden ve trendin çok çok düşük seviyelerden yavaş yavaş bizim iktidarımızla zirve yaptığı bir süreçtir bu. İktidar olduğumuzda ben Hüseyin beyin bakanlığı döneminde ‘Hüseyin bey artık bu dershaneler konusunu bir çözüme kavuşturalım ve bunu bir dönüşüm projesi olarak sizden özellikle istiyorum. Bir çok konuda attığımız reform adımlarını biz bu alanda da atalım.' Milli Eğitim Bakanı arkadaşlarımın bu değiştikleri süre içerisinde hepsinden de bunu doğrusu istedim. Son dönemde artık bu işi bitirmemiz gerekiyor. Bu dönüşümü bizim eğitimde de başarmamız gerekiyor. Arkadaşlarımız belli bir çalışmayı yaptılar." ifadelerini kullandı.
"DERSANELERİ OKULA DÖNÜŞTÜRÜN"
Dershaneler konusunda 1980'li yıllardan itibaren gelen bu sürecin aynı şekilde uzayıp gittiğini anlatan Erdoğan, "Tabi bu hazırlanan taslak bizlere daha sunulmadan atılan gazete başlıkları çok çirkindi. ‘Bir gece baskını’ başlığı hakikaten yenilir yutulur bir başlık değildi. Kim nereye gece baskını yapmış. Ortada ne var. Bu Meclis’e gelmiş m? Gelmemiş. Hem bir taraftan taslak diyeceksin bir taraftan gece baskını diyeceksin. Eğer bir gece baskını olacaksa bu yeni başlamadı. Ta 2003’ten bu yana görüşülen, konuşulan nitekim bu işin en çok seslendireni olan arkadaşların bir çoğuyla bunları görüştüm. Kendilerine bu konuyu anlattım. Dedim, biz bu işi çözeceğiz ve bu konuda bizim bir kararlığımız var. İşte burada eski küpürler var. Çok entesarandır. Bu küpürlerin içerisinde mesela bu işte olumlu olumsuz çok çok farklı gazete küpürleri vardır. Bu gazete küpürlerinin içerisinde bir tanesi bu çok entesaran. (Abbas Güçlü'nün köşe yazısını göstererek) Şimdi o gün böyle yazan bu zat şimdi bakıyorsun orta yolu bulmaya çalışıyor. Bu çok manidardır. Çok ilginç. Tabi buradan şimdi destek almaya çalışıyorlar. Biz de diyoruz ki gelin bu konuda samimi olalım. Bakın biz sizden hizmet almaksa hizmet alalım. Ne yapalı? Gelin bu dershanelere okula dönüştürün. Okula dönüştürmek suretiyle sınıflarda boşluk mu var, bizim limitimiz 30. Kalite arıyoruz çünkü. Burada 15 öğrenciniz mi var biz 15 öğrenci verelim. Eğer 15 öğrenci veremiyorsak biz bu 15 öğrencinin bize diyelim yıllık maliyeti 2000-2500 lira her biri için size o ücreti biz verelim. Siz burada bunu rahatlıkla devam ettirin. Ama merdiven altı dershanecilik sürecini bitireceğiz. Böyle apartman katlarında filan bu işin bitmesi lazım. Bizden sizden böylece hizmet alımı yapalım. Yok buna girmiyorsunuz. Efendim bizde öğretmen fazlası var. Tamam sizden öğretmen fazlası varsa siz bu öğretmenleri bize devredin biz bunları yazılı imtihana tabi tutmadan biz bunları sadece mülakatla alıp devletin okullarında istihdam edelim. Yok bunu istemiyorsunuz. O zaman ne istiyorsunuz bize bunu söyleyin. Devletin vereceği arsalarda özel okul yapılmasının teşvik edileceğini belirten Erdoğan, "Bakın biz size arsa verelim. Bu arsalar tamamen bizim stratejik olarak oluşturduğumuz teşvik kapsamında biz birinci bölgede de ikinci bölgede de Anadolu'nun dört bir yanında biz size arsa verebiliriz. Gelin bu arsalarda siz bunu yapın. Ucuz kredi verebiliriz. Gelin bu ucuz krediyle yapın. Bütün bunların yanında vergide sizlere muafiyet, indirim sağlarız. Enerjide aynı şekilde bunu sağlarız. Yeter ki gelin bunu bu şekilde yapın. Peki niye acaba okulu yanaşılmıyor da illa dershane deniliyor. İşte bunlar bize bunu anlatamıyor, biz de bunu anlamakta zorlanıyoruz. Bunun niyesi şu; dershanede bir öğrenci kaç aylığına veya ne kadar zamanla orada bulunur. Üç aylığına dershaneye giden de olur, altı aylığına giden de olur, belki dokuz aylığına giden de olur. Hatta hatta bir yıllığına giden de olur." diye konuştu
"DERSENALERE FEN VE SOSYAL BİLİMLER ÖĞRENCİLERİ GİDİYOR"
Başbakan Erdoğan devamla şunları söyledi; "Şu tablo çok ilginçtir bakın bu dershanelerin öğrenci profili Fen ve Sosyal Bilimler Liseleri'nde okuyan öğrencilerin yüzde 95’i dershanelere gidiyor. Fen ve Sosyal Bilimler Liseleri ki buralar en üst düzey kalite olan liseler. Anadolu Lisesi öğrencilerinin yüzde 91’i gidiyor. Mesleki ve teknik liselerinde ise yüzde 18’i gidiyor. Fakir öğrenci de burada. Seviye itibariyle başarı oranları itibariyle düşük olanları da burada. Ama zaten Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi Anadolu Liselerindeki öğrencilerin üniversitelere girme şansı neredeyse yüzde yüze yakındır. Şimdi siz oradaki öğrenciyi alıyorsunuz ona sadece test teknikleri noktasında bazı şeyler öğretiyorsunuz. Bu çocuk altyapıyı devletin orta okulundan almış, devletin ilkokulu, lisesinde almış. Sen orada birkaç ay veriyorsun ondan sonra da bu çocuklar ülkede başarılı yerlere geldiği zaman hemen sırtına bir tane tişört giydiriyorsun ‘işte bak biz bunları bu hale getirdik.’ Tabi bu acaba hangi bölgelerde diye baktığınız zaman orada da çok manidar. İstanbul’da bölgelere göre lise öğrencileri arasında yüzde 9’dur. Ankara’da yüzde 14,5 dershaneye giden var. Geliyorum Antalya’ya 16,5 bu da çok önemli. Geçiyorum doğu ve güneydoğuya. Van’da yüzde 5,5, Hakkari’de 6,5, Diyarbakır’da 6,5…Eğer biz televizyon ekranlarında oradaki fakir çocukları çıkartarak onların üzerinden prim yapma gayreti içerisine girmek suretiyle bunu biz yapıyorsak acaba fakir fukara çocuklar niçin bu kurslara gelemiyorlar. Acaba neden bu kurslardan bu çocuklar faydalanamıyor. Gene istifade edenler bakıyorsunuz büyükşehirlerdeki zengin ailelerin çocukları. Zaten Fen Lisesi, Anadolu Lisesi ve çok daha önemli kolejlerden hatta mezun olanlar dahi kolejlerin son sınıflarında olanların dahi bu kurslara gittiğini görüyorsunuz. Şimdi burada böyle bir karışık durum var. Burada hakikaten izah edemedikleri bir durum var. Benim sevgili vatandaşımın benim önümü kesiyor. Bunları anlatıyor. ‘Ben çocuğumu buraya gönderdim şimdi bunun paralarını ödemekte zorlanıyorum.’ Şimdi toplam lise öğrencilerine baktığınız zaman bunların yüzde 15’e gidiyor. Toplamda aldığınız zaman. (Geçmiş gazete kupürleri’ni gösteriyor) 'Bin liralık dershane borcu anneyi hapse Soner’i de mezara götürdü.’ ‘Dershane borcu intihara sürükledi.’ Şimdi bu insanlar tabi ki borcunu sadık insanlar ama bu borcunu ödemediği zaman bu tür durumlarla karşı karşıya kalıyor. Bunları gelin ücretsiz burada dershanede ders verin madem vakıfsınız böyle bir şeye girin dediğiniz zaman bundan da rahatsız oluyorlar. ‘Eğer istenirse biz veririz devlete’ yani kusura bakmasınlar da biz bir darbe hükümeti değiliz. Bunu darbe hükümeti istediği zaman bunu veririz yaklaşımı içerisinde bulunmuş olabilirsiniz. Biz şu anda samimi olarak bir şeyi ortaya çok açık ve net olarak koyuyoruz. Diyoruz ki eğer siz bu hizmeti vermek istiyorsanız kurun okulları, okulları yangınlaştırın biz sizden hizmet alımı yapalım. Böyle bir kavganın içerisine girmeye gerek yok. Böyle bir hayırlı işte niye bu kavgayı yapıyoruz. Böyle bir şeye niye gerek var. Eğer siz hakikaten bu hizmeti hayırlısıyla yapacaksanız gelin bu işi okula dönüştürelim ve bu çocukları sadece 3-6 ay değil alın değişik yerlerde okullarınız var biz bu okullarınızı da biliyoruz. Bu okullarınızdaki başarıyı da biliyoruz alın bu çocukları orta okulda, lisede aynı şekilde yetiştirin teşvikse teşvik bunları da veriyoruz. Bu şekilde çok daha fazla faydalı hizmeti yap."
"OKUMA SALONLARI VE ETÜT MERKEZLERİ KAPANMAYACAK"
Ardından Güneydoğu ve Doğu’da SODES faaliyetlerini anlatan Erdoğan, "Bu SODES kapsamında da bizim bir defa bu etüt merkezleri denilen çalışmamız vardır. Şu anda bu 34 ilde vardır. Bunları biz ücretsiz olarak yapıyoruz. Bu 34 ildeki faaliyetlerimizin çoğuda şu anda bize yönelik bu kampanyayı yürüten arkadaşlarımızın vakıflarına, derneklerine verilmiştir. Proje getirmişlerdir bize ve bu projeler neticesinde biz kendilerine bu etüt merkezlerini vermişizdir. Dolayısıyla o öğretmenler maaşlarını devletten almaktadırlar. Neredeyse dörtte biri onlardadır. Böyle bir çalışmayı da yapıyoruz. Niye yapıyoru? Önemli olan insanımıza bu hizmeti vermek. Hele hele bu fakir, garip bu çocuklar gelsin bunlar orada bu eğitimi alsınlar diye. Çok daha farklı şekilde eğitimlerini alsınlar diye. Bu gayretin içerisindeyken, böyle bir kara kampanyanın gece baskını şeklinde böyle çirkin bir yaklaşımın olması hakikaten ciddi manada bizi üzmüştür. Bir de tabi yalan yanlış bazı haberler bunlar daha da bizi üzüyor. Kampanya öyle bir boyuta getiriyor ki mesela efendim bu bütün bu etüt salonları kapatılıyor, okuma salonları kapatılıyor. Ya böyle bir şey yok. Bir defa okuma salonlarının kapatılmasına yönelik hiç bir şey yok. Ortaya çıkmış bir tasarı dahi yok. Biz taslağın en son bize brifingini bu pazartesi Bakanlar Kurulu’nda verildi. Şimdi burada bir şey çok önemli. Nereden servis yapıldı, nasıl yapıldı tabi bugüne kadar bir çok taslaklar hazırlanmış bu taslakların öncesini bilenler zannediyorlar ki yine böyle olacak." açıklamasında bulundu.
"KAPATMAYANLARA CEZA VERİLECEK"
Dershanelerin kapanmaması durumunda ceza verilmesi konusuna da değinen Erdoğan; "Mesela çok ilginç rakamlar koydular ortaya. 500 bin lira ceza uygulamayanlar için. Böyle açıklanmış bir ceza yok. Buna uymayanlara bir müeyyide uygulanması üzerinde şuanda çalışmayı arkadaşlarımız sürdürüyor. Tabi ki bir cezası olacak. Çünkü buna uyulması lazım. Bu dönüşüm projesine uyulması lazım. Biz iktidara geldiğimiz zaman 35 bakan vardı. Biz dedik ki bu sistemi değiştireceğiz. Ne yaptık 25 indirdik. Biz orada kalamazdık. Koskoca ABD 14 bakanla idare ediliyor, biz 35 bakanla idare edeceğiz. Biz buna böyle yaklaşamayız dedik. İlk adımımızı reformu böyle yaptık. Ardından da 8 tane devlet bakanlığı vardı. Dedik ki devlet bakanlıklarını kaldıralım. Bakanlıkların hepsi icrai olsun hepsinin bütçesi olsun yani devlet bakanı kalkıp da herhangi bağlı olan bir kurumdan kendisine tahsis edilecek parayla yurt dışana gider mi böyle bir şey olabilir m? Bir bütçesinin olması lazım dedik orada da bir reforma gittik. Aksi takdirde bu ülkeyi sıçratamazdık. Biz istiyoruz çocuklarımız bir yarış atı olmasın ya. Bu çocuklar hafta sonlarında cumartesi-pazar annesiyle babasıyla mahalledeki arkadaşlarıyla oyasınlar. Çocukluğunu yaşasınlar. Çocukluğunu yaşayamıyor. Biz yaşadık. Ama şimdi maalesef bundan da mahrumlar. Bunları aşmamız gerekiyor. Attığımız adımlar bunlara yönelik. Orada da gazetelerin bir tanesi işte diyor Siirt'te şu kadar şurada bu kadar bunları saymışlar. Çok ilginç. Bir defa şu anda 81 vilayetin 81'inde üniversite var. Bundan önce buralarda böyle bir üniversite yoktu. Kıyası yaparken bu kıyası da dikkatli yapmak lazım. İki oralarda derslik yoktu. Şimdi Türkiye'nin genelinde hamdolsun derslik sayısı 500 binin üzerine çıktı ve buralarda artık okul var. Çocuk geliyor Fen Lisesini...Benim memleketim Rize. Rizede biz iktidar olmadan önce Fen Lisesi nerede hak getire. Bir tane Anadolu Lisesi vardı ama şimdi birkaç tane Fen Lisesi var. Güneydoğu Anadolu durum yine böyle. Ama biz hala kalite tam manasıyla var mı. Kalite de her geçen gün artıyor, artacak bu bizim derdimiz. Biz şu anda bütçemizin yarısını neredeyse buna tahsis ediyoruz. Üniversite kontenjanları ciddi manada artmış vaziyette. Şu anda yüzde 30'u aşkın geçen yıl itibariyle üniversiteye giriş var. 10 yıl önce yüzde 10'du." şeklinde konuştu
Erdoğan'a ardından "Bundan sonraki adım ne olacak, hükümetin atacağı adım ne olacak'" diye soruldu. Erdoğan da şöyle konuştu: "Biz bu konuda adımımızı attık. Şu anda Pazaretsi günü yapılan sunumda bazı tespit ettiğimiz eksikler var. Bunlar üzerinden bakanımıza bir çalışmayı yapın, hatta eğitim komisyonumuzla bu çalışmayı biraz daha geliştirin, dışarıdan almanız gereken bazı destekler varsa alın, görüşülmesi gereken STK'lar varsa görüşün, bizim önümüz bundan sonraki Bakanlar Kurulu'na bu taslağı daha hazır daha olgunlaşmış bir getirin ondan sonra da bunu biz Meclis'e sunalım dedik."