HAZIRLAYAN: HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-TV 35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları'nın sorularını yanıtlayan Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, 5 yıllık görev süresine ve siyasi gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
KİŞİLERİ MUTLU ETMEK İÇİN BAŞKANLIK YAPMADIM
Topluma hizmet etme sözünü yerine getirmeye çalıştığını kaydeden Başkan Akpınar, "Ben kişileri mutlu etmek için değil toplumu mutlu etmek için başkanlık yaptım. Kimseye seni işe alacağım, zengin edeceğim diye bir sözüm yok. Tek sözüm var halka, o da size hizmet edeceğimdi. Beş yılda bunu gerçekleştirdim" dedi.
NE BAŞARISI VAR '
AK Parti'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci'nin bir başarı hikayesi yazmadığını, İzmir'de de başarılı olamayacağını savunan Akpınar, "Ne başarısı va? Türkiye en kötü dönemi yaşadı onun döneminde. Bir başarı öyküsü oldu. Alt, üst geçitler, battı çıktılar yaratmış Denizli'de. Onun dışında imar değişiklikleriyle zenginleşmeler olmuş. İzmir ne İstanbul'a ne başka bir şehire benzer. İzmir'in farklı dokusu var. Değişen birşey olmaz. İzmir'e yapılmış bir haksızlık olarak görürüm. Kendisi de demokratik hak olarak çalışacak ama kazanması mümkün değil. İzmir'de yine CHP'li bir belediye başkanı olacak" dedi.
TAYYİP BEY GELİP ADAY OLSUN İZMİR'E
AK Parti'nin İzmir'de Zeybekçi yerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı aday olarak gösterebileceğini dile getiren Başkan Akpınar, "Tayyip Bey gelip aday olsun İzmir'e. Nasıl olsa devlat başkanlığı, herşeyi yönetiyor. Cumhurbaşkanımız İzmir'i de yöneteceğim diyebilir" diye konuştu.
ZEYBEKÇİ'YE RAKİP OLSAM YÜZDE 70'İN ALTINDA OY ALMAM
Akpınar, kendisinin Zeybekçi'ye rakip olması durumunda yüzde 70'in altında oy almayacağını da, "Rakip olsam Zeybekçi'ye yüzde 70'in altında oy almam" sözleriyle ortaya koydu.
BÜYÜKŞEHİR ADAYININ ÖZELLİKLERİNİ TARİF ETTİ
Partisinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayının hangi kriterlere sahip olması gerektiğini de anlatan Akpınar, "Şapkadan tavşan çıkarmayacağız sonuçta. Bir aday çıkaracağız. İzmir önemli bir kent. Bütünsellik içinde değerlendirmek gerekiyor. Hem yerel başarısına bakmak lazım. Siyaseti gençleştirmek istiyoruz diyoruz, ona bakarsın. Toplumla uzlaşısına, ahlaki değerlerine, vizyonuna bakarsın. Bir de İzmir'e yakışacak mı yakışmayacak mı diye bakarsın. Sıfır kilometre bir aday gelip koşturacak değil. A ben tanıyorum, böyle başarısı vardır, iyi adamdır demeli halk" ifadelerini kullandı.
PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:
BEŞ YIL BİZİM İÇİN KOLAY GEÇMEDİ
Siyasi bir belediye başkanlığı yaptım. sosyal demokrat anlayışı, ideolojiyi, sosyal demokrat hizmet anlalyışını, siyaset duruşunu belediyecilik hizmetlerine yansıttım. sosyal demokrasinin merkezinde insan vardır. O insanın mutlu, huzurlu olması vardır. Yol, kaldırım yapmak, asfalt dökmek, parklar yapmak, temizliğini yapmak zaten bunlar belediyecilik hizmetleri. Bunun dışında bir belediyecilik anlayışını da ortaya koymak gerekiyor. Yaptığım hizmetlerde hep insan odaklı, özellikle çocuk-kadın-engelli-genç ve dezavantajlı grupların daha fazla hizmet alması, onların daha fazla sosyal yaşama katılması için hizmetler ürettim. Süreç içerisinde de yaptığım işler tüm kesimleri mutlu etti. Beş yıl bizim için kolay geçmedi.
ZOR BİR 5 YIL GEÇİRDİK
Bir darbe, iki yıl OHAL kapsamında belediyecilik yaptık, üstüne üstlük zor bir ekonomik kriz. Kıt kanaat bütçe ile belediyecilik yaparak insanaları mutlu etmeye çalıştık. Üç ayda, altı ayda bir seçimler oldu. Referandum, Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Türkiye'de 1980'den sonra belli bir siyasi anlayışın kendisine özellikle dini siyasete alet ederek, yandaş elde etmeye çalışması, paranın tüm değerleri ayaklar altına alıp yoksullara eğitimde, sağlıkta destek verilmesi ve onları kendilerine yandaş yapılmasıyla güçlenen bir cemaatin Türkiye'nin Cumhuriyetin değerlerine saldırıda bulunarak, güçlenip palazlanıp 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunmasını yaşadık. Türkiye'nin en karanlık zamanlarıydı. Basit bir olay değildi. Her gün şu ilde şu kadar, bu ilde şu kadar kişi, subaylar gözaltına alınıyor. Böyle bir ortamı yaşayan Türkiye'de zor bir dönemi geçirdik belediye başkanı olarak.
MÜSRİF BİR BELEDİYECİLİK YAPMADIK
5 yıl içinde herhangi bir kamu zararı olmadı. Hakkımda açılmış bir soruşturma olmadı. Belediyeme ve çalışma arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. Herkese eşit mesafede durmasının yararını yaşadık. Sayıştay raporlarında bile en küçük bir sorgu yok. Sayıştay raporları ortada. Mülkiye müfettişinin girmediği bir belediye olduk. Sorumluluğumun farkındayım. Göreve başladığım gün demiştim, ayağında ayakkabısı olmayan çocuğun rızkını koruyacağım dedim. İnsanlar bu ekonomik koşullarda kıt kanaat geçiniyor, vergisini ödüyor belediyemize. Kimi küçük işletmeci işgaliyesini ödüyor, tabela vergisini ödüyor. Çocuklarının rızkından kesip ödüyor. Müsrif bir belediyecilik yapmadık. Kaynaklarımızı kullanırken dikkat ettik.
VERGİ HUKUKUNDA YÜKSEK LİSANS YAPTIM, İŞLETME DOKTORU OLDUM ÇÜNKÜ..
Vergi hukuku konusunda yüksek lisans yaptım. Vergi veren yurttaşdım. Belediye başkanı oldum, özel bir statüye büründüm. Vergiyi veriyor, topluyor ve harcıyorum. 30 belediye başkanı var. Vergi adaletini sağlayabilmem için de bilimsel olarak kendimi yetiştirdim. İKÇÜ'de yaptım. Ardından da işletme doktorasını yaptım, bitirdim, işletme doktoru da oldum geçen hafta. Bunu neden yaptı? Bir görevi yerine getirecekseniz görevinizde kaynak kullanımını da doğru öğrenmelisiniz. Doğru hizmetleri halka ulaştırmalısınız. Karşıyaka'da ürettiğimiz her hizmetin dünyada da karşılığı var. Karşıyaka'nın filizleri tamamen bir sosyal sorumluluk projesidir. İmece kültürünü hayata geçirmekti. Bu tamamen yaratıcılık gerektiren bir projeydi. Toplumun geniş kesimlerinin dahil olmasıyla gerçekleşti. Bu projeyle 800 gencimize burs veriyoruz.
2 BİNİ AŞKIN GENCİMİZE EĞİTİM HİZMETİ VERİYORUZ
İsmail Hakkı Tonguç Gençlik Eğitim Merkezi'nde 2 bini aşkın gencimize lise ve üniversite hazırlıklarında karşılıksız eğitim hizmeti veriyoruz. Çocuk kulübümüzde, ana okullarımızda çocuklarımızın sosyalleşip kişisel gelişimlerini sağlamasını sağlıyoruz. Evrensel Çocuk Müzesi açtık. Şu anda Edirne Belediyesi de bu müze formatında bir müze açıyor. Karşıyaka sanata evet şehri. Kurduğumuz oda orkestrası Türkiye'de ilk kez bir ilçe belediyesi tarafından kurulup yıllık repertuarlı tek orkestradır. Hikmet Şimşek Sanat Merkezi'ndeki konserlerinde boş yer kalmıyor. Eğitim, sanat, çocukların bilimden faydalanması noktasındaki yatırımlarımız Türkiye'deki birçok büyükşehirde ve ilde olmayan şeyler.
BEN YAPTIM, BÖYLE OLACAK ARKADAŞ DEMEDİM
Doğru benim de doğrum değil. Ben bunu yapacağım, ısrar ediyorum noktası da değil. Ben başkan olarak genel kabul görmüş doğruları savunuyorum. Toplumun genel yapısında, çoğunluğunda bu konularla ilgili bir destek bulamazsam ben yaptım ettim demiyorum. Bu böyle olacak arkadaş deme ne şansına sahibim ne de hakkım var.
ANIT DÜNYANIN BİLE DİKKATİNİ ÇEKTİ
Anıt dünyanın bile dikkatini çekti. Tarihi bir yapı varmış da aman büyütelim diye bir algı uyandırılmaya çalışıldı. Hele hele mesleklerine saygı duyduğum bazı insanların ifade etmesini üzülerek baktım. Mimarlıkta kendini geliştirememiş olanlar var. Anıtımız artık yenilenmemeye yüz tutmuş durumdaydı. Çimentoları yıpranmış, demirleri çürümüştü. Demir parmaklıklar var. Atamızın silüeti neredeyse belirsiz bir hale gelmişti. Yenileme kararı aldık. Bu kararı aldığımızda kimi niye yenileniyor dedi. Kimi biz anılarımız var, öyle dursun dedi. Hatıralar güzeldir ama onu bozacak bir durum yoktu ortada. Ardından aynısı olsun dediler, uzamasın dediler. Ona karar verecek olan o anıtın müellifidir. Kordon'da oturan yemek yiyen Karşıyakalılar oturduğunda Karşıyaka'dan muhteşem bir anıt görsün istedim. Ya da Karşıyakalı vapura binip Karşıyaka'ya gelirken, anıtım onu selamlasın istedim.
BEN KİŞİLERİ MUTLU ETMEK İÇİN DEĞİL...
Ben kişileri mutlu etmek için değil toplumu mutlu etmek için başkanlık yaptım. Kimseye seni işe alacağım, zengin edeceğim diye bir sözüm yok. Tek sözüm var halka, o da size hizmet edeceğimdi. Beş yılda bunu gerçekleştirdim.
KARŞIYAKA'NIN ARTIK ANAYASA, DEMOKRASİ MEYDANLARI VAR
Kentlerin bazı özellikleri vardır. Avrupa'ya gittiğinizde önce otelin meydana, anıtlara ne kadar uzak olduğuna bakarsınız. Karşıyaka'nın artık bir meydanı var. Meydan neresi Anayasa Demokrasi Meydanı. Müthiş bir meydan çıktı ortaya. Bugün artık toplanma merkezi oldu. Pandomim sanatçıları orada gösteriler yapıyor. Televizyon çekimleri burada yapılıyor. Anıtımızın içerisinde bir kadına saygı müzesi yaptık. Bence bu çok değerli. Eleştirenleri oraya davet ediyorum, gelip gezsinler. Cumhuriyet tarihine yön vermiş iz kadınlar müzesi var. Türk kadın kimliğimiz onlar. O insanlar sayesinde bugün Türkiye Cumhuriyeti hala ayakta duruyor.
MÜZEMİZE O FONDAN DESTEK BEKLİYORUM
Belediyelerin gelir kaynakları artık ortada. Her yıl valilikte biriken bir kültür varlıkları fonuna emlak vergilerinden pay aktarıyoruz. orada paramız birikiyor, o paradan hiç kullanmadık. valimize verdik. Müzemize o fondan destek bekliyoruz şimdi. Sayın Valimizin de bu konuda ne kadar hassas olduğunu biliyorum.
DÜNYANIN HER YERİNDE İKTİDARLAR VAR AMA MUHALEFET YOK
Dünyanın her yerinde iktidarlar var. Ama her yerde muhalefet yoktur. Muhalefet de bir iktidardır aslında. İktidarın yanlış yaptığı olaylara da muhalefet eder. Dünyadaki iktidar sahiplerinin ve muhalefetin olmadığı yerlerdeki iktidar sahiplerinin en büyük eksikliği biat kültürü ile siyaset üretimidir. Bu bazen yanlışlıklara sebebiyet verebilir. Bugün Cumhurbaşkanımız bir yasa çıkarıyor. Bütünşehir Yasası çıkartıyoruz diyor, çalışmaya başlıyorlar. Beyefendi buyurdu yapılacak diyorlar. Ertesi gün dershaneleri kapatın diyor, emredersiniz deyip gidip kapatıyorlar. Ben karşı çıktım. Çünkü doğru bir yaklaşım değildi. Çıkardığımız yüksek sesle iktidar sahipleri de evet doğru bunu böyle düzenleyebiliriz dedi. Taşeron işçiler konusunda bir yıldan fazla cezasını çekmiş olanların belediyelerde çalışamayacağına itiraz ettik.
SİNİR BOZMAK İÇİN UĞRAŞMIYORUM
Sinir bozmak için uğraşmıyorum. Sinir bozanlar artık belediye başkanı değil. Onlar ergen psikolojisi ile tweet atıyorlardı. Biz sinir bozucu değiliz. İktidar sahiplerine diyoruz ki toplumun daha mutlu olabilmesi için, toplumsal uzlaşıyı sağlayabilmeniz için bu kararları almanız daha doğru olur diyoruz.
85 MİLYON LİRA BORCUM VAR, 50 MİLYONU TAŞERON ŞİRKETLERE OLAN BORÇ
Ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor. Kriz daha yolun başında. Bankacılık ve reel sektöründeki kriz daha başında. Otomotiv ve inşaat sektöründe birçok firma batmak üzere. Devlete iş yapan müteahhitlerin hiçbiri, 3-4 aydır, hakedişlerini alamıyorlar. Seslerini de çıkaramıyorlar. Korkudan. Ama belediyelerin borçlu olduklarında hemen icraya gidiyorlar. CHP'li belediyelere. Ya kardeşim kriz var kriz. Ödeyeyim ama belli bir kaynağın olması lazım. Ben ödemeyeceğim demiyorum. 85 milyon borcum var. Bunun 50 milyon lirası taşeron şirketlere olan borç. Biz hizmet satın alımı yapıyorduk. Personel A.Ş'yi kurduk sonra, aslında modern taşeronluk devam ediyor. Bize hizmet veren taşeron firmalar da bana paramı ver diyor. Parayı vereceğiz vereceğiz ama bütçe ve gelir kaynakları ortada. Bugüne kadar pahalı sanatçılar getirip konserler veren, festivaller için milyonlar veren bir belediye olmadım ben. 2 yıl önce bu gidişi gördük, tüm müdürlüklerimize tasarruf tedbirleri uygulanması gerekli diye resmi yazı gönderdim. Çünkü Türkiye iyi gitmiyordu. Toplum mutsuz, anlık mutluluk değil kalıcı mutluluk istiyor. Yüzde 40 kesildi merkez hükümetten gelen para. Maaşları ödeyemedik. Hemen bankalara koştuk, aman kredi verin maaşları ödeyelim dedik. Sonra Cumhurbaşkanı Mart'a kadar kesinti yok dedi, ödemeler yapıldı. Marttan sonra yapılınca ne olacak'
BİZ HANGİ BÜTÇEYLE, NASIL HİZMET ÜRETECEĞİZ'
Bizim gelir kaynaklarımız belli. İmar barışı çıkardılar. Belediyeleri by pass ettiler. Tüm kaynak bakanlığa gidiyor. Kentleri bile kurgularken belediyeleri bir tarafa itiveriyorlar. Kentsel dönüşüm mesela. Harçlarımız var kentsel dönüşüm parsellerinde. Riskli bina haline gelmiş yerlerde belediye harç yatırıyor. Şimdi yeni bir yasayla, artık riskli bina haline gelmiş alanlar bir buçuk katına kadar olan dönüşümlerde belediyelere harç verilmeyecek. Karşıyaka'da zaten bir buçuk katına kadar. Peki biz hangi bütçeyle nasıl hizmet üreteceğiz'
TAM ZAMANINDA ÖDEYECEKSEM YANINDAKİ ARKADAŞI ÇIKARMAK ZORUNDAYIM
Belediyelerin en büyük sorunu fazla istihdam sorunu. Bizde de var. Yıllardan beri alınmış alınmış üstüne eklenmiş. Kent A.Ş var. 6 ay sözleşme yapıp 6 aylık çalışan alıyoruz. Bunu bilerek giren bile 6 ay sonra çıktığında bizi işten attı diyor. Ya da tanıdık bulmaya çalışıyor. Bir kişiye bile yapmadım, bir kişiye yaparsan de.. Personel fazla, yarısını önce yarısını sonra yatırıyorsun. Bazı işgüzarlar, kendi içimizde de varsa onlara da söylüyorum, 3-4 aydır maaşını ödeyemeyen belediyeler var. Tam zamanında ödeyeceksem sana yanındaki arkadaşı çıkarmak zorundayım ki bütçeyi dengeleyeceğim ki zamanında ödeyebileyim maaşını. Hepinize eşit pay vermek için yarı yarıya bölüyorum, geciktiriyorum bu nedenle. Yanındaki arkadaşı feda ediyorsa o zaman isyan etmeye devam etsin.
KAZANMASI MÜMKÜN DEĞİL, TAYYİP BEY GELİP ADAY OLSUN İZMİR'E
Değişen bir şey olmayacak. Nihat Zeybekçi konusunda Denizli'de belediye başkanlığı yaptı. Ege'nin lokomotifi İzmir'dir. İzmir'de İzmir'i yönetcek adam yoksa o zaman İzmir'in marka değerine bir haksızlık var. İzmir'den Denizli'ye gidilir de, Denizli'den İzmir'i yönetmeye gelinmez, Tayyip Bey gelip aday olsun İzmir'e. Nasıl olsa devlat başkanlığı, herşeyi yönetiyor. Cumhurbaşkanımız İzmir'i de yöneteceğim diyebilir. İzmir'in kendi içinden çıkaracağı değerler de vardır. AK Parti'nin içinde bu işi yapabilecek değerli isimler olduğunu da biliyorum. Bakanlık yapmış. Ne başarısı va? Türkiye en kötü dönemi yaşadı onun döneminde. Bir başarı öyküsü oldu. Alt, üst geçitler, battı çıktılar yaratmış Denizli'de. Onun dışında imar değişiklikleriyle zenginleşmeler olmuş. İzmir ne İstanbul'a ne başka bir şehire benzer. İzmir'in farklı dokusu var. Değişen birşey olmaz. İzmir'e yapılmış bir haksızlık olarak görürüm. Kendisi de demokratik hak olarak çalışacak ama kazanması mümkün değil. İzmir'de yine CHP'li bir belediye başkanı olacak. Bu işe de hayalle başladım. Rakip olsam Zeybekçi'ye yüzde 70'in altında oy almam.
BİR SİYASETÇİNİN YAPMASI GEREKEN EN DOĞRU ŞEYİ YAPTI
Bir siyasetçinin yapması gereken en doğru şeyi yaptı. 3 dönem başkanlık yapmak kolay bir iş değil. İlk dönemde bile zorlanan başkanlar var. Bu ortamda bir aşırı karşılanamayacak talepler artık sinirini bozuyor. Bu da mı istenir artık deniyor. Aziz Bey bence otuz defa yaka silkmiştir. Ama sorumluluk sahibi bir insan olarak da 3 dönem kentimize şehrieminlik yaptı. Doğru hizmetler üretti. Sade vatandaş çok rahat bir şekilde gezebilecek bir dönem yaşattı. Bıraktıktan sonra kimileri gidip yazlığına kapanır, dairesinden çıkmaz. Aziz Bey güzel bir süreç yaşadı ve iyi bir yönetim anlayışı sergiledi. Benim de yapacağım aynı şeyi. İki dönem iyidir bir siyasetçi için. Üçüncü dönem şartlar zorluyorsa gidebilirsin. Ama sonrası yeter der ve dönersin. İlla siyaset yapmak koltuğa oturmak değildir. Allah selam verecek yüz bıraksın bizde. Hayatta iz bırakmak önemli. Ben de is değil iz bırakmak için çaba sarf ettim. Beğenmeyenler, eleştirenler olacaktır. Saygı duyuyorum. Seveni, mutluluğu, enerjisi bol insanlarla yol yürümeye devam edeceğim.
ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKARMAYACAĞIZ SONUÇTA
O kendine olan güvenidir. Yerel yönetim başarı hikayem var, istediğiniz yerde değerlendirebilirsiniz diye bu işi yapanlara tanınmış bir şans olarak düşünüyorum. Ben kendi ilçeme müracaat ettim. Bugüne kadar yaptığım işleri, partililiğimi, kentlilik bilincimi bütün kente yaymak istiyorsanız hazırım dedim. Ama kendi ilçeme başvurdum. Bazı arkadaşlarımız yeter dedi. Üste gitmek istiyorum dedi. Şapkadan tavşan çıkarmayacağız sonuçta. Bir aday çıkaracağız. İzmir önemli bir kent. Bütünsellik içinde değerlendirmek gerekiyor. Hem yerel başarısına bakmak lazım. Siyaseti gençleştirmek istiyoruz diyoruz, ona bakarsın. Toplumla uzlaşısına, ahlaki değerlerine, vizyonuna bakarsın. Bir de İzmir'e yakışacak mı yakışmayacak mı diye bakarsın. Sıfır kilometre bir aday gelip koşturacak değil. A ben tanıyorum, böyle başarısı vardır, iyi adamdır demeli halk. Yerel seçimler de genel seçim havasında yaşanıyor artık. Eskiden kişiye dönüktü yerel seçim. Şimdi kişinin partisiyle uyumlu olup olmadığına da bakılıyor. O nedenle AKP gidip sıfır kilometre aday getirmiyor. Partisiyle uyumuna bakıyor, tanınırlığına bakıyor. Teşkilatından gelmiş. Arayışa gerek yok. Kendi örgütümüzde başarı hikayesi yazmış ve yazacak olan aday arayışında olmamız gerekmiyor.