EGEPOSTASI- Türkiye’nin son aylardaki en önemli konularından biri erken seçim oldu. Muhalefet liderleri her fırsatta erken seçim çağrılarını yinelerken iktidar kanadından erken seçime ilişkin olumlu bir açıklama yapılmadı.
TR35 ekranlarında yayınlanan Gazeteci Ertuğrul Turan’ın sunduğu Beyaz Masa programında erken seçime ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, ülkedeki mevcut siyasi iklim, ekonomik koşullar ve vatandaşların yaşam standartları göz önünde bulundurulduğunda erken seçim çağrısının siyasi liderlerin değil halkın çağrısı olduğunu söyledi.
“ARTIK VATANDAŞIN ÖNÜNE BİR SANDIK GELMESİ GEREKİYOR”
Pandemiyle birlikte ülkedeki ekonomik krizin daha da derinleştiğini ve ekonomik darboğazın faturasının vatandaşlara kesildiğini ifade eden Başkan Yücel, “Erken seçim çağrısı, her şeyden önce Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in vatandaşın, halkın, milletin çığlığını dile getirmeleri olarak görülmeli ve yorumlanmalı. Yani CHP ya da Millet İttifakı istiyor diye erken seçim çağrısı olarak yorumlanmamalı. Çünkü şu anda hem Genel Başkanımız hem PM üyelerimiz hem milletvekillerimiz hem de örgütümüz kendi görev alanımızda sahada çalışmalar yapıyoruz. Bu erken seçim çağrısı vatandaşın çağrısı. Türkiye’de iyiye giden hiçbir şey yok. Ekonomik zaten kriz vardı. Ardından pandemi süreci yaşandı. Bu sürecin doğru yönetilmemesi, yine sağlık ve ekonomi anlamında yani bilim adamları ve ekonomistler dinlenmeden ‘Yaptım oldu mantığıyla’ bir takım tedbirlerin alınmasıyla ekonomik krizin etkisi ve vatandaşın üzerindeki baskı her geçen gün daha da arttır. Özellikle ücretli çalışan, küçük esnaf ve günübirlik kazançla çalışan insanlar bundan çok ağır bir şekilde etkilendiler. Dolayısıyla ülkedeki ekonomik kriz insanlar açısından bir hayatta kalma mücadelesine döndü. Son bir yıla baktığınızda ekonomiyle bağlantılı intihar vakalarının inanılmaz bir şekilde attığını görüyorsunuz. O yüzden Türkiye bu şekilde yönetilmeye devam edildiği takdirde insanların ekonomisi daha da bozulacak, iflaslar artacak, intiharlar artacak. Artık vatandaşın önüne bir sandık gelmesi gerekiyor. Çünkü bu siyasi iktidar, bu gemiyi yüzdüremiyor. Genel Başkanımızın çok güzle bir lafı var. ‘Türkiye yönetilmiyor, Türkiye savruluyor.’” dedi.
“CUMHUR İTTİFAKI’NA OY VEREN SEÇMENDE DE CİDDİ BİR YARILMA BAŞLADI”
Merkez Bankası rezervlerinde olması gereken ancak akıbeti bilinmeyen 128 milyar doları, deprem vergisiyle toplanan paraları hatırlatan Başkan Yücel, mevcut iktidara yönelik bir güvensizlik olduğunun altını çizdi ve “Bakıyorsunuz merkez bankası rezervlerindeki paranın tabiri caizse buharlaşması, bununla ilgili başta Cumhurbaşkanı olmasıyla ilgili AKP’nin kurmaylarının acıkmalarına, bunu tatminkar bir şekilde açıklayabilen kimse yok. Cumhurbaşkanı başka bir şey söylüyor. AKP Genle Başkan Yardımcısı başka bir şey söylüyor. Merkez Bankası Başkanı başka bir şey söylüyor. Vatandaşın AK Parti iktidarına güveni kalamamış durumda. Öte yandan bir deprem yaşadık İzmir’de. İstanbul depremi sonrasında depremle ilgili toplanan paralar var. FETÖ mağdurları, 15 Temmuz hain darbe girişiminde hayatını kaybeden ve gazi olan vatandaşlarımız için toplanan paralar var. Ama bu paraların nerelere gittiği belli değil. Bir güvensizlik var. Bu sadece muhalefet partilerine oy veren seçmende değil, Cumhur İttifakı’na oy veren seçmende de ciddi bir yarılma başladı ve bu güvensizlik her geçen gün büyüyor” diye konuştu.
“BİR İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ İHTİYACI VE ÇAĞRISI VAR”
Suç örgütü lideri Sedat Peker’in yaklaşık bir aydır İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve bazı isimlere yönelik yayınladığı videolarına da değinen Başkan Yücel, Cumhur İttifakı seçmeninin dahi yaşananlardan memnuniyetsiz olduğunu belirtti ve şunları söyledi; “Bir aydır ülke gündemini meşgul eden mafya lideri-siyasetçi ve bürokrat ilişkiler yumağının her hafta ortaya saçıldığını her hafta görüyoruz. İçişleri Bankı bir TV programına çıkıyor. Gazetecilerin sorularına cevap vermek yerine tabir-i caize orta sahada top çeviriyor. Lafı alıyor başka bir yere götürüyor. Biz açıkçası Türkiye Cumhuriyeti var olarak üzülüyoruz. Bu sadece bizim yaşadığımız bir duygu ya da düşünce değil. AK Partilisinden MHP’lisine polislerle, emniyet mensuplarıyla görüşüyoruz. Bu yaşananlardan dolayı ne kadar mutsuz olduklarını ve güvenlerini kaybettiklerini bize özelde söylüyorlar. Çünkü Türkiye’nin artık bir temiz bir yönetime, siyaset anlayışına ihtiyacı var. Susurluk Kazası’ndan sonra toplumun tüm kesimleri buna karşı ayaklandı ve tepki gösterdi. O dönemde mecliste bir araştırma komisyonu kuruldu. İktidar partisinden muhalefet partisine kadar bu konular araştırıldı, raporlandırıldı, meclis gündemine getirildi ve tartışıldı. Ama şu andaki siyasi iktidara bakıyorsunuz. Bu konuda CHP’nin meclis araştırması yapılsın, komisyonlar kurulsun talepleri ve çağrıları Cumhur İttifakı’nın oylarıyla reddediliyor. Bu konuların konuşulmasını ve tartışılmasını istemiyorlar. Çünkü çok fazla yaptıkları kirli işler, kirli ortaklıklar var. Bunların açığa çıkması onların işine gelmiyor. Ama bunu seçmen ve vatandaş bunu görüyor. Bunları bizlere söylüyorlar. O yüzden bu çağrı vatandaşın çağrısı. Hem ekonomik hem temiz siyaset özlemi anlamında hem de kamunun kayaklarının topluma eşit, adaletli ve birilerini kayırmadan dağıtılması anlamında bir iktidar değişikliği ihtiyacı ve çağrısı var. Sorun değil seçimler gününde de olsa erken de olsa baskın da olsa biz CHP olarak buna hazırız.”