Birol Soylu'dan sert salvolar
Herkes İçin Demokrasi Derneği Genel Başkanı ve CHP İzmir İl Disiplin Kurulu Üyesi Birol Soylu, katıldığı televizyon programında ulusalcılardan il yönetiminin uygulamalarına kadar çeşitli konularda sert eleştirilerde bulundu, “İl başkanı ve yönetiminin yanlışlarının kitabını yazdım” dedi. Yeni belediye başkanlarına süre vermek gerektiğini belirten Soylu, “İktidar zehirlenmesi yaşayanlar olabilir” dedi.
EGEPOSTASI – Yenigün TV’deki programa konuk olan CHP’li Birol Soylu, çok konuşulacak açıklamalarda bulundu. Muhalif çıkışlarıyla bilinen Soylu, CHP İl Başkanı Ali Engin ile problemi olmadığını, ancak bazı uygulamalardan rahatsızlık duyduğunu vurgularken, parti içindeki ulusalcı kanadın eleştirilerine yönelik de “Benim savunduğum ulusalcılık, Deniz Gezmiş ulusalcılığıdır” dedi. Soylu’nun açıklamaları şöyle:
“Bununla ilgili çok yazıldı çizildi, tartışıldı, sessizlerin sesi olduk. Yapılan haksızlıkların tepkisini parti ahlakına ters düşmeden dile getirdik. Mart seçimleri öncesi yaşanılan anti demokratik uygulamalar İzmir'de fazlası ile yankı bulmuştur. Fazlası ile anlatılmıştır. İl başkanın ve il yönetiminin yaptığı yanlışlar üzerine ben kitap yazdım.
BANA HAKSIZLIK YAPILDI
İzmir'de demokrasi yok. Adayları belirlenirken delegeye ne sordular.Demokrasiyi iyi tanımlamak lazım, aday adaylarını mı sorduk, meclis üyelerini mi sorduk, hiç bir şey sormadık. Demokrasi nerede... Ben İl başkanı olsam gider Ankara'nın kapısından bunun böyle olması için yatarım. Bu rağmen yapmazlarsa sorumluluğu o zaman genel merkez alır.İzmir'de en çok çalışan Birol Soylu'dur en büyük haksızlıklar Birol Soylu'ya yapılmıştır.
ALİ ENGİN İLE BİR SORUNUM YOK
Benim Ali Engin ile hiçbir sorunum yok, Benim Ali Engin'in yapmış olduğu anti demokratik, yönetim biçimini kabul etmiyorum. Benim adıma gidip Fethullahçı,paralelci, polis ailelerine ziyaretini kabul etmiyorum. Dersimliler dinsizdir diyen Fethullah Gülen'i ayakta alkışlamasını kabul etmiyorum. Benim tartıştığı parti değil, İl Başkanıdır.
YENİ BELEDİYE BAŞKANLARINDAN
Yeni seçilen Belediye Başkanları için zaman tanınması gerektğini ifade eden Soylu sözlerine söyle devam etti; "2014 Yerel seçimlerinden sonra yeni seçilen Belediye Başkanları bir yıl eleştirilmeden zaman tanımak lazım.O arada kendilerini bir göstersinler, çalışsınlar, içlerinden iktidar zehirlenmesi yaşayan kişiler olabilir, bunu atlatsın, normale dönsün ve bir yıl sonra icraatlerının takipçisi olsunlar, ama şu anda arkadaşları yargılamak onlara insafsızlık olur. Yeni Belediye Başkanlarından sabah tıraş olduğunda aynaya bakarak kendisine tokat atarak çığlık atanlarda vardır. Bu iktidar zehirlenmesi yaşayan genç Belediye Başkanı arkadaşlarımız vardır. Bunu atlatacaklardır, eğer bunu atlatamayan arkadaşlarımız olursa da bizde çıkar bunu açıklarız."
"BEN EFSANE BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAPARIM"
Ben Genel seçimde Milletvekili adayı değilim.Hayatımda bir defa Çiğli Belediye Başkan aday adayı oldum. Ve ondan sonrada bir yere aday olmadım. Bundan sonra bir yere aday olmasam bile bundan sonra partimizin başarısı için çalışmaya devem ediyorum. Benim tek hedefim eğer ön seçim olursa Çiğli'de yeniden aday adayı olacağım. Ben İzmir Büyükşehir Belediyesinden dört yıl görev yaptım. Ben hizmet adamıyım, ben Belediyeciyim, benim hedefim bu kente hizmet etmektir.Ben bu kentten efsane Belediye Başkanlığı yapacağıma inanıyorum.
EMANET KOLTUĞU GERİ ALACAĞIM
Ben Çiğli dendiğinde müthiş bir şekilde heyecanlanıyorum, mevcut Belediye Başkanımız Hasan Arslan, Cumhuriyet Halk Partisinin Belediye Başkanıdır.Onun Başarılı olması için var gücümüzle destek olacağız. Bende bu destekcilerden birisi olacağım. Ama yaptıkları her işin takipçisi olacağız, yaptıkları her iyi işin destekçisi olacağız. Dört yıl sonunda da sevgi saygı çerçevesinde o emanet koltuğu geri alacağız.
CHP'Yİ PARÇALAMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ
Cumhuriyet Halk Partisinin altı tane oku var,ben bunu yaptığı toplantılardan anlatmaya çalışıyorum. Ben CHP'li biri olarak, vatanın geleceğinden kaygı duyan bir insan olarak çalışıyorum. Yarın bana çocuklarım hesap sormasın diye. Cumhuriyet Halk Partisi kurulurken altı tane ok , altı tane oku alt alta yazdığımız zaman, altı tane alt alta yazdığınız zaman, bunu ideolojilere indir gediğimiz zaman altı tane eğilimi bulursunuz,bu okların birini yok sayarsınız bunu birini kırarsanız insanları yok sayarınız. Bu ulusalcılık olabilir Halkçılık olabilir,ben genel bir şeyden bahsediyorum. Burada Cumhuriyet Halk partisini parçalamak ve yara açmaya çalışıyorlar, biz bu yaranın açılmasına izin vermeyeceğiz. Ne demek Ulusalcı, bunun içinde her çeşit ideolojiye sahip insanlar olacaktır. Bu partinin içinde Cumhuriyet Halk Partisinin ideolojik düşüncesini özümsemiş herkes olacaktır. Bunu özümsemeyen insanlar kendisine başka parti bulsunlar. Bu partinin bir tek ulusalcı oku yok ki...
BENİN SAVUNDUĞUM DENİZ GEZMİŞİN ULUSALCILIĞI DIR
Ulusalcılığı iyi anlatmak lazım. Ulusalcılık aşırı milliyetçilik değildir, Ulusalcılık kafatasçılık değildir,Ulusalcılık Başka halkların halklarını tanımamak, başka halkları yok saymak değildir. Benim alnaladığım Ulusalcılık Cumhuriyet Halk Partisi ulusalcılığı dır.Benim savunduğum ulusalcılık, Deniz Gezmişin ulusalcılığı dır.