EGE POSTASI/HABER SERVİSİ - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin merhum Başkanı Ahmet Piriştina’nın oğlu Levent Piriştina’nın Buca’da belediye başkan adayı olarak atanması sonrası örgüt içinde ‘ithal aday’ tepkisi yükselmiş, partililer sokağa inerken, belediye başkan aday adayları da bir araya gelerek toplantılar yapmıştı. Başkan adayına yönelik tansiyon düşmeden meclis üyesi adayları Buca’da krizi doruk noktasına ulaştırdı. Eğilimden çıkan birçok isimin çizik yediği Buca’da 1999’da SHP’nin Buca adayı Eser Yücel’in oğlu Deniz Yücel, AK Parti’den belediye başkan aday adayı olan ancak aday gösterilmeyen İsmail Bekiroğlu listede yer alınca partililer ayaklandı. Buca’da partililerin ilçe başkanı Bektaş Gül’e ve yönetime karşı güvensizliği nedeniyle ‘ağabey’ formülü devreye girdi. CHP İzmir eski Milletvekili Ahmet Ersin başkanlığında seçim komisyonu kuruldu.Komisyon çalışmalarına başlarken, Buca’da örgüt içi tansiyon bir türlü düşmüyor.
"OY VERMEYECEĞİZ"
CHP Buca’da örgütün önemli isimlerinden olan kurucu üye, eski kurultay delegesi Ali Asker Düzgün öncülüğünde oluşturulan Kuruçeşme Halk İnisiyatifi yaptığı yazılı açıklama ile ‘CHP’ye oy yok’ dedi. Açıklamada, Buca’da meclis üyelikleri için yapılan eğilim yoklmasında sandıktan çıkan bir çok ismin listelere yazılmaması nedeniyle partililerde güvensizlik oluştuğuna dikkat çekilirken, “Bu meclis üyesi aday tablosu CHP’nin değildir. Bekdaş Gül, Ali Engin, Aziz Kocaoğlu keyfiyetiyle, pazarlıklarıyla ve dayatmalarıyla ortaya çıkan bu liste, şahsi çıkar ve menfaatlerin listesidir.Doğalında CHP’nin olmayan bu AKP’nin fotokopisi olan listeye bizler aklı hür, vicdanı rahat olanlar, bu şekilde önümüze sunulan bu listeye oy vermeyeceğimizi ve sandığa gitsek bile oy pusulalarını bu tepkinin ortaya çıkmasına neden olan şahıslara kırmızı kurdele ile takdim edeceğimizi deklareediyoruz” ifadeleri dikkat çekti.
Kuruçeşme Halk İnisiyatifi tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle;
“Bizler Cumhuriyet Halk Partililer olarak, partimizin yerel yönetimlerde ve ülke genelinde iktidar olması için mücadele eden parti emekçileriyiz.
İçinden geçmekte olduğumuz yerel seçim süreci ve öncesinden, hem parti programımızın hem de başta genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere; parti meclisimizin ve Myk’sının deklare ettiği paralelde, katılımcı, toplumcu ve şeffaf bir yerel yönetimler için politikalar geliştirdik. Bu politikalar ışığında yerel demokrasi odakları olarak ele aldığımız belediyelerin, sosyal demokrat değerleri donanması adına alana inmiş, partinin çalışmalarına aktif katılım sağlamış, partililerimiz ve halkımızla bütünleşmiş partilileriz.
Genel merkezimizin sürece dair yayınladığı genelgeler çerçevesinde, siyasi birikimimiz ve medeni cesaretimizle yola çıkarak meclis üyeliği için aday adayı olmuş, bu genelgeler doğrultusunda başvurularımızı yapmış ve şart koşulan eğitimlerden geçmiş, seçilme hakkımızı kullanmak adına irade ortaya koymuş Cumhuriyet Halk Partilileriz.
Eğilim yoklaması genelgesi ile birlikte, doğrudan demokrasiye olan inancımızla sandığa gitme erdemini gösterdik ve kendimizi partililerimizin takdirine sunduk. Ancak eğilim yoklaması genelgesindeki hukuki boşluklar ve seçim yöntemindeki belirsizlikler sıkıntı yaratacağı düşünülse de parti içi demokrasinin işlemesi adına anlayış gösterilmiş, takdir halka bırakılmıştır. Ancak tüm bu iyi niyetli yaklaşımlara rağmen Buca İlçe Yönetiminin gerçekleştirdiği eğilim yoklamasında birçok şaibeli durum ve davranışa rastlanmıştır. Oy sayımlarındaki yöntem yanlışlığından, oy pusulalarının renkli fotokopi olması, sandıkların kontrol edilmemesiyle birlikte mühürlenmemesi ve sandık başı görevlilerinin hangi kriterlerle belirlendiği tartışma konusu olmuş ve sıkıntı yaratmıştır. Bu sıkıntılar oy sayımı sürecinin uzamasına neden olurken, yapılan sayımlar sonucunda ortaya çıkan tablonun netleşmemesi, hiçbir yetki sahibi olmayan şahısların (İsmail Yüzer,il sekreterimizin eşi Ahmet Kılıç, ilçe sekterinin eşi Bekir Meraklı, Hıdır Kaya) oy toplamlarının yapıldığı odada bulunmaları, dışarıda sandık sandık tutulan toplamların içerden çıkan sonuçlarla denkleşmemesi, itirazlar ve tehditlerle sonuç tablosunun yapboz tahtasına dönüşmesi, eğilim yoklamasına gölge düşürmüştür. Sonrasında kullanılmış oy pusulalarının çöplerden çıkması da hukuki açıdan delil oluşturduğu gibi, zaten gölgelenmiş olan eğilim yoklamasını kadük hale getirmiştir. Bütün bu usulsüzlük ve hukuksuzluklara rağmen hiçbir itiraz dikkate alınmamıştır.
Yaşanılan tüm bu ayak oyunlarına, hukuksuzluklara ve oy hırsızlıklarına rağmen mahallemizi mecliste temsil etmek için yola çıkan, meclis üyesi aday adayı olan arkadaşlarımız, halkın takdirini almış ve oluşturulacak meclis tablosunda doğal olarak temsiliyet hakkı kazanmışlardır.
Ne yazık ki eğilim yoklaması adı altında oynanan absürd demokrasi oyununda bile bu topluma figüranlıktan başka rol biçilmediği, eğilim yoklaması sonrası yayınlanan genelge ile ortaya çıkmıştır. Daha oluşan şaibeler ortadan kalkmadan, özeleştiri sunması gereken ilçe ve il yönetimi aklanmadan yayınlanan genelge ile zaten şaibeli olan bu parti organlarına birde meclis üyeliklerinin belirlenmesi için tam yetki verilmesi partiye ciddi anlamda güvensizlik yaratmıştır.
AKÇELİ İŞLER
Belediye başkan adayının hangi değer ve yöntemlerle atandığı belli iken, daha toplum bunu hazmetmemişken, ne yapalım genel merkez atamış, yapacak bir şey yok derken, bir anda oldubittiye getirilen meclis üyeliği tablosunda gözle görülen, siyasi ahlaka sığmayan ve vicdanen kabul edilmeyecek bir kıyım yaşanmıştır. Yaşanılan bu katakullilere rağmen sadıkta halkın takdirini almış ve meclis üyeliği temsiliyet hakkı kazanmış arkadaşlarımızın değerlendirmeye alınmamış, adeta dış kapının dış mandalı muamelesi görmüştür. Gençlik ve kadın kotası dahil bütün listenin eş dost ve akçeli ilişkiler paralelinde oluşturulduğu aşikardır. Bu haramzade ve Osmanlı zihniyetli yaklaşımla Cumhuriyet Halk partisi evlatları resmen katliama uğratılmıştır. Buda yetmezmiş gibi ne idüğü belirsiz, duruşu partiler arası zikzaklarla belli olmayan, son durağı Akp olan İsmail Bekiroğlu gibi bir şahsı meclis tablosunun 2. Sırasında görmek biz Cumhuriyet Halk partilileri rencide etmiş, vicdanen derinden yaralamıştır. Partimize olan inancımızı sorgular bir ruh hali içine girmemize neden olmuştur. Daha düne kadar Akp Buca belediye başkan aday adayı olarak alanlarda Chp nin kara propagandasını yapan bu zat hangi siyasi akıl ve gerekçe ile meclis üyeliği listesinde ön sıralarda değerlendirilir'
NİNNİDEN İBARET
Bu yaşananlardan bizlerin çıkardığı sonuç, Buca ilçe başkanı Bekdaş Gül kendi akçeli ilişkileri doğrultusunda, parayı veren sırayı kapar anlayışı (Seyfi Vardar, Arif Şen, Mahir Akkuş, Kasım Akdağ, Eşref Çakır) ve yalaka tayfası adına irade koymuştur. Meclis üyelik listelerinde yer alan bu isimler Chp Buca örgütüyle ilişkileri nelerdi? Buca seçmeninde ne gibi ağırlıkları vardır ve getirileri nelerdi? Belediye Başkan adayı Levent Piriştina’nın bu listenin belirlenmesindeki etkisi ise; il başkanı Ali Engin, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Aziz Kocaoğlu, Milletvekilleri Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu ve Hülya Güven’in beşiğine doğru mırıldandıkları ninniden ibarettir.
Buradan bizlere eğilim yoklamasında oy veren partililerimize ve vicdanen rahatsız olan halkımıza sesleniyoruz. Bizler haklı olarak listelerde takdir görme gayesi güderken, birileri keyfi davranarak, parti hukukunu ve Cumhuriyet Halk partisinin değerlerini çiğneyerek haklarımızı gasp etmiş bulunmaktadır. Şimdi parti içi demokrasinin işlemediği, halkın iradesinin yok sayıldığı, birilerinin babasının çiftliği gibi yönettiği bir süreçte, bizler vicdanen yaralanmış, siyaseten yok sayılmış partililer olarak, hem de önümüze Akp zihniyeti taşıyanlar sunulurken nasıl gidip alanda çalışma yapacağız.
Belediye başkan adayı belirlenirken fikirlerimiz hiçe sayıldı, meclis tablosu oluşurken bırakın takdirimiz, bize verilen temsiliyet hakkı yok sayırlırken, partililiğimiz ve emeklerimiz heba edilrken bizler beygir hamalı olarak görülürken ve seçilme söz konusu olurken biz olmayanlar nasıl oluyorda söz; önümüze konulanı seçmeye gelince, oy vermeye gelince var oluyoruz. Belediye başkanı belirlenirken yaşanan göçmen şovenizmi, aynı şekilde meclis tablosuna yansıtılarak, genel başkanınız Alevi neden sizi yazalım diye küstahça bir yaklaşım içine girenler, Kozağaçta 6, Yaylacıkta 3 meclis üyesi tabloya yazılırken hangi kriter ve değerlerle yola çıktıklarını açıklasınlar.
MENFAAT LİSTESİ
En demokratik hakkımız olan protesto ve itirazları yaparken bizleri ihanetçi ve dönek ilan edenler hangi yüzle bizlerden oy istiyorlar. Bu meclis tablosu chp’nin değildir. Bekdaş Gül, Ali engin, aziz kocaoğlu keyfiyetiyle, pazarlıklarıyla ve dayatmalrıyla ortaya çıkan bu liste, şahsi çıkar ve menfaatlerin listesidir.
Doğalında Chp’nin olmayan bu akp’nin fotokopisi olan listeye bizler aklı hür, vicdanı rahat olanlar, bu şekilde önümüze sunulan bu listeye oy vermeyeceğimizi ve sandığa gitsek bile oy pusulalarını bu tepkinin ortaya çıkmasına neden olan şahıslara kırmızı kurdele ile takdim edeceğimizi deklareediyoruz.
Sonuç olarak dün Çorum da, Maraş ta vurulduk, Sivas ta yakıldık, bu gün bu yakanların ve vuranların pervazsız politikalarının devamını sağlayan Alaattin Yüksel, Aziz Kocaoğlu, Hasan Karabağ gibi kafa tasçı zihniyeti taşıyanlardan hesap sormak için tüm halkımızı bu Muaviye tohumlarından kurtulmaya davet ediyoruz. bununla birlikte başta İzmir il başkanı Ali Engin'i, Buca İlçe Başkanı Bektaş Gül'ü ve hatta Aziz Kocaoğlu'nu, 87 yıllık Cumhuriyet Halk Partisinin mazisinin, onların anlamaycağı kadar büyük, onlarca kirletilemeyecek kadar değerli olduğunu ifade ediyor, kendilerini Chp'den istifaya çağırıyoruz. Gün emek hırsızlarından kurtulma günüdür, gün birlik günüdür.
Tüm partililerimize ve halkımıza buradan bir kez daha sesleniyoruz. Gelin bu anti demokratik süreçte bu haramzadelere, bu ebu sufyan zihniyetine bir ders verelim. Oyumuz onurumuzdur, bunu bizleri yok sayan zihniyetlere çiğnetmeyelim."
POLİTİKA
SAZR5_news_medium.jpg)
Sayfa başına git
