CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nda konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:
Türkiye tarihinin en zor koşulları içinde ve bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğu ifade ediliyor. Cumhuriyet tarihimizin en zor süreçlerinden birini yaşıyoruz. Bu kurultay Türkiye'yi yaşanan sorunlardan çekip çıkarma kurultayıdır. Bu kurultay, Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırma kurultayıdır. Bu kurultay Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Dolmabahçe'den bakıp 'Geldikleri gibi gidecekler' dedikleri kurultaydır. Bu kurultay huzur isteyenlerin kurultayıdır. Sivas Kongresi'nin ruhunu taşıyanların kurultayıdır. Adalet için cesaretle yola çıkanları kurultayıdır. Bu kurultay Kuvayı Milliyecilerin kurultayıdır. Firavun karşısında Musa olnaların kurultayıdır. Zulmün karşsıında dilsiz şeytan olmayanların kurultayıdır...
Bu kurultay tanımında terör örgütü tarafından aldatılanlar yoktur.
Bu kurultay salonunda terör örgütleri ile pazarlık kuranlar yoktur.
Bu kurultay salıonunda terör örgütleri ile aynı menzile yürüyenler yoktur.
Devletin haremini yani namusunu terör örgütüne teslim edenler yoktur.
Bu kurultay salonunda terör örgütlerine "Ne istediniz de vermedik" diyenler yoktur.
Vatan toprağını terör örgütlerine teslim edip Süleyman Şah Türbesi'ni kaçıranlar yoktur.
Kendi vatanında vergi ödedememek için Man Adaları'nda şirket kuranlar yoktur...
Bu kurultay salonunda namussuzlar kadar cesur olmaya ant içmiş namuslular vardır.
Bu nedenle kurultayın adı 'Adalet ve cesaret'tir.
Adaleti ve cesaeri bir arada götüreceğiz.
Ülkemizin genel durumu şöyle. Bugün beş temel sorunla karşı karşıyayız. Karamsar bir tablo var. Bu tablo kaygıları derinleştiriyor. Oysa 2002'de iktidar olduklarında Türkiye'nin bir temel sorunu vardı. Bu bazen Kürt sorunu, bazen toplumsal barış, bazen Güneydoğu sorunu olarak dillendirildi. Demokrasi, ekonomi, eğitim ve dış politika sorunları eklendi. Sorunlar giderek derinleşmeketedir. Biz CHP solarak sadece sorunları dile getiren değil her sorunun üzerine kararlılıkla yürüyen bir partiyiz...
Ordu Mustafa Kemal'in ordusudur senin ordun değildir. Mücadele Türkiye içindir senin içindir.
“SURİYE VE IRAK HÜKÜMETLERİYLE TEMASA GEÇİNİZ”
Afrin milli bir duruşu öngörüyor. Biz de milli duruşumuzu açık ve net dile getirdik. Ama birileri Afrin’i partisinin bir kararı gibi topluma sunuyor. Ordu Mustafa Kemal’in ordusudur. Mücadele Türkiye içindir. Türkiye’de, 2002’de rahmetli Ecevit döneminde terörün beli kırılırken 2018’de terör nasıl bu kadar geniş bir coğrafyaya kimlerin desteği ve yanlış politikalarla yayıldı bunu düşünmek zorundayız. Türkiye’yi bu noktaya kimler taşıdı hep beraber düşüneceğiz. Açık ve net bir çağırıyı yapmak istiyorum. Suriye hükümeti ile temasa geçiniz. Suriye’de toprak bütünlüğü sağlanacaksa, akan kan duracaksa Suriye devleti ile hükümeti ile derhal ilişki kurmak gerekiyor. Benzer ilişkiyi Irak merkez hükümeti ile kurmak gerekiyor.
‘KÜRT SORUNU’ KONUSUNDA
Sorunun çözüm adresi TBMM’dir. Sorun demokrasi ve özgürlük bağlamında çözülmek zorundadır. Kürt sorunu ile terör sorunu arasındaki hassas dengenin belirlenmesi gerekir. Terör örgütleri tarafından saldırıya uğrayan genel başkan olarak açık ve net söylüyorum; adına ne derseniz deyin bu sorunu çözecek olan parti sadece ve sadece CHP’dir. ‘İlk dört yıl içinde bu sorunu çözmezsem siyaseti bırakacağım’ diye sözüm var.
İkinci sorun dış politika. Yalnızlaşan bir Türkiye tablosu ile karşı karşıyayız. Egemen güçler tarafından savrulan ve savrulduğunu da ‘aldatıldık’ diye itiraf eden Türkiye tablosu ile karşı karşıyazı. Durup dururken neden Suriyen’in iç işlerine karışırız. Bugün hemen hemen her çevrede siyasi görüşten vatandaşımız diyor ki; ‘Türkiye’nin beka sorunu var’. 2002’de, 2003’te ‘Türkiye’nin beka sorunu var’ deniyor muyd? Bugün iktidarın getirdiği nokta bu sorunun tartışılmış olması. Bu ayıp bile ne kadar kötü yönetildiğini ortaya koymaktadır. Hem terör örgütü hem egemen güçler tarafında verilen talimatı yerine getiren ve yalnız kalan ve millete ‘Bizi kandırdılar’ diyenlerin Türkyie’nin yakasından düşmesi gerekiyor.
LOZAN ÇIKIŞI: SEN SEVRİ'İ Mİ ÖZLEDİN'
Dış politika milli olmak üzeredir. Lozan bu ülkenin tapu senedir. Lozan'ın tartışmaya açanlara açık ve net şu soruyu soruyurum: Sen Sevr'i mi özledin'
"EĞİTİM SİYASAL PARTİYE MİLİTAN YETİŞTİRMEK İÇİN YAPILMAZ"
3. sorun bir ülkenin geleceğini belirleyen eğitimdir. Eğitim de milli olmak zorundadır. Eğitim bir siyasal partiye militan yetiştirmek için yapılmaz. Eğitim, Türkiye'nin geleceği için verilir. Her bakana göre değişen bir eğitim politikası karşımıza çıktı. Bu ülkenin eğitim politikası yok. Kendi çocuklarını milli eğitimde denek olarak kullanan tek ülke Türkiye'dir. Bugün eğitim sisteminden aileler ve öğretmenler memnun değildir.
Öğretmen kardeşlerime sesleniyorum... Bütün öğretmenleri toplumun en saygın kişileri haline getireceğiz. Devlet memurları kanunudan ayrı, meslek kanunu çıkaracağız. Öğretmenler gelecek kaygısı taşımayacak. En düşük öğretmen aylığı açlık sınırının üzerinde olacak. Her öğretmene 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde birer maaş ikramiye vereceğiz.
Bütün organize sanayi bölgelerinde meslek lisesi olacak. İşsizler ordusu değil, çalışaınlar ve üreten ordusu kuracağız. Bizim kuşağımızda CHP iktidarında ailesinin görüşü ne olursa olsun geleceğimiz mimarı olacaktır. Üreten Türkiye'nin askerleri olacaktır.
EKONOMİ
Temel sorunlarımızdan birisi ekonomidir. Çiftçi, kamyon, tır ve taksi şoföre kardeşime sesleniyorum. Bunlar seni unuttu. Senin sorununu TBMM'de dile getiren CHP'dir. 15 yıldır hükümet rant ekonomisi uygularak rantiyeye hizmet ediyor. Bu iktidar faiz lobilerine iktidardır.
CHP entellerin partisi diyorlar. Senin dünyadan haberin yokken taşeron sorununu bu ülkenin gündemine hangi parti getirdi'
ORMAN KÖYLÜSÜ
Bu Ankara'da beyler orman köylüsünün sorunlarını biliyorlar m? Orman köylüleri Türkiye'nin en yoksul köylüsüdür. Orman köylüsünün sorununa sahip çıkan yine biziz. Kamyon şoförünün çiftçinin, infaz koruma memurlarının dile getiren biziz. Kimin derdi varsa bize gelecek. Yanında duracağız. Derdi ile dertleşeceğiz.
Yerelden başlayarak gücümüzü iktidara taşıyacağız.
Bursa, Balıkesir, Manisa, Adana, Mersin, Antalya, Ankara'yı ve İstanbul'u alacağız. Göreceksiniz Türkiye'yi çağdaş uygarlığa taşıyacağız.
Askeri ücretliden vergi almayacağız, çiftçinin yüzde 1 kanuni hakkını vereceğiz.
DEMOKRASİ
5. temel sorunumuz demokrasi sorudur. Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız. Bu ülkü gencecik fidan gibi çocukları, başbakanları darağaçlarına gönderdi. Bu ülkede medya özgürlüğü sağlansın, yargı bağımsız olsun diye...Kimseye ayrıcalık tanınmasın diye. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi ise demokrasiye toprağın her alanına götürmek zorundayız.
Hepimiz 15 Temmuz darbe girişimine karşı ortak mücadele ettik.
Darbe gecesi hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. 15 Temmuz'dan söz etmemin nedeni halkın direnme hakkını kullanmasıdır. Halkın direnme hakkı vardır. Ve direnme hakkı kutsal bir haktır. Direnme hakkının kaynağını Mustafa Kemal'in Bursa Nutku'dur.
FETÖ ile mücadele adı altında iktidara ne kadar muhalif kişi varsa üzerine baskı ile gidildi.
Bu düzeni yıkmak Kuvayi Milliyecilerin namus borcudur. Suçun şahsiliği çiğnendi aile boyu suçlama getirildi. Öne parti devletine sonra hanedan devletine dönüştü.
FETÖ'nün siyasi ayağını ortaya çıkarın dedik. Her türlü numarayı çektiler. Aynı yolda paralel yürüyorlardı. Şimdi FETÖ ile ilgisi olmayanları suçluyorlardı.
Tutuklu gazetecilerin, milletvekillerin ve Nuriye ile Semih'in haklarını savunmak bizim namus borcumuzdur.
Referandumu biz kazandık, YSK'nın içine yerleştirilen çete mühürsüz oyları geçerli kıldı. O çeteden de hesap soracağız.
'Yürüyemezsin' dediler biz Köroğlu'yuz Köroğlu... Sen kim oluyorsun'
Bizden korkuyarlar. Korkmakta da haklılar, Çünkü açıkça onlara meydana okuyoruz.