CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yandaş medyanın Kabataş yalanı hakkında konuştu.
Haberler / Politika
11 Mart 2015 Çarşamba 17:36
PAYLAŞ
KADIKÖY Belediyesi'nin Moda'daki Sosyal Tesisinde bir programa katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çıkışta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Milli Eğitim Bakanlığının Alevi Dedesi yetiştirmek için okul açma kararını nasıl değerlendirdiği sorulan Kılıçdaroğlu, "Her okulun faydası vardır. Toplumu ileriye götürecek olan her eğitimin bu ülkeye yararı vardır" dedi.
AHLAKİ DEĞİLDİR Hakan Fidan'la ilgili MHP'yle ortak bir hukuki girişimde bulunup bulanmayacaklarının sorulması üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu kamu görevlisi istifa etmiş, 'ben bir partiden aday olacağım' diyor. Hakkı mı ' Hakkı. İstifası yürürlüğe girdi. Şimdi tekrar yerine dönmek istiyor. Dönüşün kuralları vardır. Yasal düzenlemeleri vardır. Ona uyulması lazım. Ama ondan çok daha önemlisi etik kurallar vardır. Bir Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı bir siyasal partiye girdikten sonra, o partiye üye olduktan sonra şimdi tekrar ayrılıp, eski görevine dönerse bu doğru değildir. Bunu doğru bulmayız. Ahlaki değildir" dedi.
GÜLDÜRMEYİN İNSANI Bugün bir gazetenin Kabataş ile ilgili manşet haberini hatırlatan muhabire, "Hangi gazete'" diye soran Kılıçdaroğlu, aldığı yanıttan sonra, "Sabah. Havuz Medyası m? Güldürmeyin insanı" diye konuştu.
İŞTE KILIÇDAROĞLU'NUN "GÜLDÜRMEYİN" DEDİĞİ O HABER
Kabataş'a montajlı diretme!
Hükümet yanlısı medya Kabataş yalanındaki ısrarını bir basamak üste taşıdı!
Uzun süredir Türkiye'nin gündeminde olan Kabataş yalanı seçimler yaklaşırken yine yandaş medyanın manşetlerine taşındı. Bugün "Kabataş saldırısı 52 saniyede oldu" manşetiyle çıkan Sabah gazetesi, "Polisin tek kamera kaydındaki incelemesi çirkin tacizi doğruladı" dedi.
MONTAJ ÇİZİM Ancak ortada yine görüntü yoktu ve gazete manşetine bir Kabataş fotoğrafına montajlanmış çizim resmini koymuştu. Haberin detayında ise gazetenin sözünü ettiği görüntülerin Kanal D'de yayınlanan görüntüler olduğu anlaşıldı.
Sabah gazetesi haberinde 20-30 kişilik bir grubun 52 saniye kadar Zehra Develioğlu'nun etrafında çember oluşturduğunu ve bu sırada tacizin gerçekleştiğini iddia etti. Soruşturmayı yürüten emniyet görevlilerinin aynı görüntüden yola çıkarak şu tespitte bulunduğunu yazdı: "Grup birlikte hareket ediyor. 52 saniye boyunca da Develioğlu ve bebeğinin yanında bulunuyorlar. Sözlü ve fiziki taciz gerçekleşiyor. Sonra yine topluca ayrılıyorlar. Mağdurun beyanı ile görüntüler birleştirildiğinde burada bir arbede yaşandığı net bir şekilde ortaya çıkıyor." Yani Emniyet tüm Türkiye'nin izlediği o görüntülerden "arbedeyi" ve "tacizi" "net bir şekilde" görmüştü! Haberin devamında ise şu ifadelere yer verildi: "(...)Bu kişilerin tek tek ifadeleri alındı. Daha önce grubun, mağdurenin yanından geçip gittiği iddia edilmişti. Ancak 52 saniye boyunca grubun Develioğlu'nun yanında durduğu görüntülerle kanıtlanmış oldu. Böylece aylardır devam eden karartma kampanyası da boşa çıktı." Sabah gazetesine göre o görüntüler "kanıt"tı. Görüntülerde Develioğlu'nun etrafındaki hiç kimsenin herhangi bir tepki vermediği, çevredekilerde de olağanüstü bir durum yaşanmadığı net bir şekilde görülüyor. Oysa Develioğlu üzerine idrar yapıldığını, saldırganların üstü çıplak kişiler olduğunu, bebeğinin yerlerde sürüklendiğini, kendisine yardıma gelen yaşlı bir adamın da öldürülesiye dayak yediğini anlatmıştı. Sözü edilen yaşlı adam da hiçbir zaman ortaya çıkmadığı gibi, tacizi gösteren en küçük bir kanıt dahi bulunamadı. MANŞET İLE İÇTEKİ HABER BİRBİRİNİ TUTMUYOR Sabah'ın 22. sayfasındaki "haber"de farklı bir kronoloji veriliyor. "Kabataş saldırısıyla ilgili bir yılı aşkın süredir devam eden soruşturmada eldeki 18 dakikalık görüntü tüm detaylarıyla incelendi" denilen haberde, 20-30 kişilik bir grubun 19:49'da Zehra Develioğlu'nu çembere aldığı, 52 saniye sonra ise oradan uzaklaştığı iddia ediliyor. "KAMERALARI "PARALEL YAPI" KARARTTI Kabataş iskelesinde olay yerini görebilecek 4 ayrı noktada 11 kamera olduğunu ve bunların 10'unun olay günü karartıldığını iddia eden Sabah gazetesi, MOBESE'yi kontrol eden şirketin "Paralel" olduğunu ve görüntülerin karartılmış olabileceğini yazdı. CEMAAT'TEN CEVAP Suçlamaların hedefindeki Cemaat'e yakınlığıyla bilinen Sürat Bilişim Teknolojileri A.Ş, bir açıklama yaparak MOBESE sistemi Sürat Bilişim’in sadece sistem donanım cihazlarının teminini sağladığını, kameralara müdahale yetkisinin ise Emniyet'te olduğunu ileri sürdü. Açıklamanın devamında ise AKP'li Mehmet Metiner'in "görüntüler elimizde" açıklamasına göndermede bulunularak "Maksat “KABATAŞ OLAYI”nı çözüme kavuşturmak ise, malum basının, görüntüleri izlediğini ve görüntülerin ellerinde olduğunu televizyon kanallarında bas bas bağırarak ifade edenlere müracaat etmeleri aklın gereği değil midir'" denildi.