CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, düzenlediği basın toplantısında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili sözlerine yönelik başlattığı soruşturma hakkında açıklama yaptı. Tezcan, "Cumhuriyetin savcısı olun. Siz Cumhurbaşkanı'nın savcısı değilsiniz. Siz cumhuriyetin savcısısınız. Bu cumhuriyet Cumhurbaşkanı'nın cumhuriyeti değil" dedi. CHP'li Tezcan, Kılıçdaroğlu hakkında başlatılan soruşturma için HSYK'ya şikayette bulunacaklarını söyledi.
"LİSTELERİMİZ AŞAĞI YUKARI BELİRLENDİ"
CHP'li Tezcan, partisinin 35'inci Olağan Kurultayı'nın sona ermesinin ardından CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında listelerin kısmen belirlendiğini söyledi. Tezcan, "Bugün sabah saatleri itibariyle listelerimiz aşağı yukarı belirlendi. İlçe Seçim Kurulu'nun mazbatayı hazırlama sürecini bekliyoruz. 2 günlük bir itiraz süreci var. Bu sürecin sonucunda kesinleşip mazbatalar verilecek" ifadelerini kullandı.
"'DİKTATÖR BOZUNTUSU' DEDİ DİYE SORUŞTURMA BAŞLATMIŞ"
Düzenlediği basın toplantısının amacının kurultay değerlendirmesi olmadığını vurgulayan Tezcan, CHP lideri Kılıçdaroğlu hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik 'diktatör bozuntusu' sözleri nedeniyle 'Cumhurbaşkanına alenen hakaret' suçundan başlatılan soruşturma için toplantıyı düzenlediğini dile getirdi. Tezcan, "Kurultay sürecinde genel başkanımızın kurultay konuşması sırasında çok haklı bir noktada yer alan sözleri ve ifadeleri nedeniyle Ankara Basın Savcılığı'nın başlattığını basından öğrendiğimiz bir soruşturma nedeniyle. Ankara Basın Savcısı Kürşat Kayral 2016/453 soruşturma numaralı soruşturmayla genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan soruşturma başlatmış. Kurultay konuşmalarında Cumhurbaşkanı'na 'diktatör bozuntusu' dedi diye soruşturma başlatmış" diye konuştu.
"GENEL BAŞKANIMIZIN NEZAKET SINIRLARI İÇERİSİNDE SÖYLEDİĞİ BİR SÖZ"
Kılıçdaroğlu hakkında başlatılan soruşturmaya yönelik eleştiriler getiren Tezcan, "Bu soruşturma bu yaşanan süreç Türkiye'ye nasıl bir deli gömleği giydirilmeye çalışıldığının çok açık göstergesidir. Türkiye nasıl bir cendereye sokulmak isteniyor, bunu çok açık şekilde görüyoruz. Bu işin hem hukuk karşısında değerlendirmesi hem siyaset karşısında değerlendirmesi var. Ben bu soruşturmayı başlatan savcının hukukçuluğunu merak ediyorum. Sayın Genel Başkanımız TBMM grup toplantısında defalarca Cumhurbaşkanı'na 'diktatör bozuntusu' ifadelerini kullandı. Çok açık. Ana muhalefet partisinin genel başkanı TBMM'deki konuşmalarında net biçimde Türkiye'nin önemli bir siyasal sorununu hak edilen ifadeyle dile getirmiş. Evet Türkiye'de bir diktatör bozuntusu var ve bunun böyle ifade edilmesi Sayın Genel Başkanımızın nezaket sınırları içerisinde söylediği bir söz" açıklamasında bulundu.
"BIRAKIN DOKUNULMAZLIĞIN KALDIRILMASINI SORUŞTURMA DAHİ BAŞLATAMAZSINIZ"
Anayasa'nın 83'üncü maddesini hatırlatan Tezcan, "TBMM'de söylenen sözlerin dışarıda tekrarı halinde mutlak dokunulmazlık kapsamında sayar. Sorumsuzluk deriz. Soruşturmayı başlatan savcılara hukukun en temel kuralını hatırlatıyorum. Mutlak sorumsuzluk kapsamındadır. Bunun dışarıda tekrarı halinde de soruşturma başlatamazsınız. Bırakın dokunulmazlığın kaldırılması, fezleke düzenlenmesini soruşturma dahi başlatamazsınız" dedi.
"SİZ CUMHURBAŞKANI'NIN SAVCISI DEĞİL CUMHURİYETİN SAVCISISINIZ"
Kılıçdaroğlu hakkında soruşturma başlatan savcıyı eleştiren Tezcan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Savcıya şunu söylemek zaruret. Cumhuriyetin savcısı olun. Siz Cumhurbaşkanı'nın savcısı değilsiniz. Siz cumhuriyetin savcısısınız. Bu cumhuriyet Cumhurbaşkanı'nın cumhuriyeti değil. Bu devletin görevlileri Cumhurbaşkanı'nın kulu değil. Cumhurbaşkanı sistemin patronu, yargı da Cumhurbaşkanı'nın kölesi değil. Ama görüyoruz ki Türkiye hızlı bir şekilde patronaj rejimine doğru hızla sürükleniyor. Patronlu bir rejime doğru Türkiye'yi taşıma hevesi var. Cumhurbaşkanı kendini patron gibi sanıyor ve işin ilginci devletin, yargının başındaki isimlerin bir kısmı dahil olmak üzere Cumhurbaşkanı'nı patron gibi sanmaya başlamışlar böyle bir sistem yaratılıyor"
"HSYK'YA GEREKLİ ŞİKAYETTE BULUNACAĞIZ"
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın CHP lideri Kılıçdaroğlu hakkında başlattığı soruşturma için HSYK'ya şikayette bulunacaklarını belirten Tezcan, "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu göreve çağırıyoruz. Çok açık şekilde Anayasa'yı ihlal eden bu savcılarla ilgili işlem yapmak zorundadırlar. Bununla ilgili HSYK'ya gerekli şikayette de bulunacağız" ifadelerini kullandı.
"ANAYASA'DA TARİF EDİLEN BİR CUMHURBAŞKANI ŞU ANDA YOKTUR"
CHP'li Tezcan, konuşmasında şunları kaydetti: "TCK'nın 299'uncu maddesi Anayasa'ya saygılı, namusu ve şerefi üzerine ettiği yemine saygılı, niteliklerine uygun Cumhurbaşkanı'nı korumak için düzenlenmiş bir hükümdür. Önüne gelene hakaret eden, aydınlara hain diyen, milletiyle kavga eden, genlerine çapulcu diyen, gazeteciye tasmalısınız imasında bulunan, çatışmanın parçası olmuş Cumhurbaşkanı'nı korumak için konmuş bir hüküm değildir. Anayasa'da tarif edilen bir Cumhurbaşkanı şu anda yoktur. Anayasa'da tarif edilen Cumhurbaşkanı'nı koruyan TCK'nın 299'uncu maddesinin de uygulanabilirliği fiilen ortadan kalkmıştır"
"BUNU YAPANLAR SAVCI DEĞİL KÖLEDİR"
Tezcan, "Dünyanın hiçbir demokrasisinde siyasetçinin özellikle de ana muhalefet partisinin genel başkanının özellikle de parti kurultayında yaptığı bir konuşmada siyasi olarak pozisyonunu belirlemiş Cumhurbaşkanı'nı eleştirmesi yargının soruşturma konusu yapılamaz. Bunu yapanlar savcı değildir. Bunu yapanlar köledir. Patronlu rejimin köleleridir" dedi.
"CHP TARTIŞMA SÜRECİNİ DEMOKRATİK BİR OLGUNLUKLA BİTİRMİŞTİR"
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tezcan, Parti Meclisi (PM) tablosu üzerinden CHP'nin yeni döneme hazır olup olmadığı sorusu için "Hiç şüpheniz olmasın. CHP kendi zenginliği içerisinde tartışma sürecini demokratik bir olgunlukla bitirmiştir. Hep beraber bu hedefler doğrultusunda yolumuza devam edeceğiz" diye yanıt verdi.
"UZLAŞMA KOMİSYONU'NU BU SORUNLARI ÇÖZECEK BİR MESAİYE TEŞVİK ETMEK NİYETİNDEYİZ"
Anayasa Uzlaşma Komisyonu konusunda CHP'nin tutumunun ne olacağı sorulan Tezcan, şöyle yanıt verdi: "Uzlaşma Komisyonu'na üye verdik. Uzlaşma Komisyonu'nun çalışmaları özellikle Türkiye'nin bu tablosu ve yaşananlar göz önüne alınarak Türkiye'de sadece Anayasa'yı değiştirmekle bir şeyin bitmeyeceğini darbe hukukuyla hesaplaşacak bütün yol temizliğinin yapılması gerektiğini gösteriyor. Bizim de sürece yaklaşımımız böyleydi. Haklı olduğumuz ortaya çıktı. Uzlaşma Komisyonu'nu bu sorunları çözecek bir mesaiye teşvik etmek niyetindeyiz"
"KURULTAY GÖREVE DEVAM KONUSUNDA BİR KARAR VERSEYDİ İYİ OLURDU"
CHP'li Gürsel Tekin'in PM'ye girememesi sorulan Tezcan, "Sayın Tekin çalışkan bir arkadaşımızdır. Milletvekilimiz uzun yıllar PM üyeliği ve genel başkan yardımcılığımızı yaptı. Kurultay kararı göreve devam konusunda bir karar verseydi tabi ki çok iyi olurdu. Ama bu bitmiş demek değildir. Milletvekili olarak çalışmalara devam edecektir bundan sonra" ifadelerini kullandı.
"TAZMİNAT DAVASI AÇABİLİR, KAYBEDECEĞİNE İNANIYORUZ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'In CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında açtığı 100 bin liralık tazminat davası sorulan Tezcan, "Tazminat davası açabilir. Yargı bununla ilgili yargılamayı yapar. Kararı verir. Bugüne kadar çok sayıda 100 bin liralık tazminat davası açtı. Hemen hemen tamamına yakınını kaybediyor. Bunu da kaybedeceğine inanıyoruz. Kazanmış kaybetmiş önemli değil. Burada önemli olan şey, tarihimizde çok siyasi lider geldi geçti. Rahmetli Süleyman Demirel kendiyle ilgili karikatürleri ve eleştiri içeren görüntüleri özel bir müzede sergiledi. Türkiye tarihi böyle siyasetçiler de gördü. Türkiye tarihi her kelime için tazminat davası açan siyasetçileri de görüyor" diye konuştu.(DHA)