Başlattıkları imza kampanyasında toplanan imzaları teslim etmek için 30 Eylül’de İstanbul’dan yola çıkan aileler, yollardaki durdurma, arama ve alıkoymalar nedeniyle ancak üç günde Ankara’ya gelebildiklerini, yüksek güvenlikli diye adlandırılan hapishanelerde yatan tutuklu ve hükümlülerin adeta sessiz sedasız ölüme mahkûm edildiklerini, söz konusu cezaevlerinin aslında “morg ve ölüm evi” olduğunu anlatarak, bu hapishanelerin derhal kapatılması gerektiğini ifade ettiler.
Nalbantoğlu ise TAYAD “Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği” üyeleriyle yaptığı görüşmede “İnsan Hakları Komisyonu’nun CHP’li üyeleri olarak cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ile kötü muameleleri takip ettiklerini ve her fırsatta dile getirdiklerini belirterek şunları ifade etti:
“Sadece “Kuyu Tipi” cezaevlerinde değil, gözaltı merkezlerinde, karakollarda ve diğer cezaevlerinde de kötü muamele ve hak ihlallerinin sıkça yaşanmaya başladığına vurgu yapan Nalbantoğlu, “Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre, 2023 yılında hapishanelerde işkence ve kötü muameleye uğradığını iddia eden mahpus sayısı 594 kişidir. Hapishanelere girişten itibaren çeşitli nedenlerle (çıplak arama, kelepçeli muayene, ayakta tekmil vererek sayım gibi) uygulanan kaba dayak, her türden keyfi muamele ve keyfi disiplin cezaları, hücre cezaları, sürgün ve sevkler yakın tarihte görülmedik boyutlara ulaşmıştır. Yine aynı verilere göre, 2023 yılında hapishanelerde en az 20 mahpus hastalık, intihar, şiddet, ihmal vb. gerekçelerle yaşamını yitirmiştir. 2024 yılının ilk beş ayında ise aynı gerekçelerle 7 kişi yaşamını yitirmiştir.
Tek bir amacımız var, o da insan haklarına, hukuka ve adalete uyulmasıdır.
İşkencenin ülkemizde bu boyutta olmasının en temel nedeni “İşkence konusunda çok ciddi bir cezasızlık kültürünün varlığıdır” diyen Nalbantoğlu, “Bizler hem insan olarak hem de CHP’li İnsan Hakları Komisyonu üyeleri olarak İçişleri ve Adalet Bakanlığı nezdinde bu durumu sürekli gündeme getiriyoruz. Tek bir amacımız var, o da insan haklarına, hukuka ve adalete uyulmasıdır. Aksi durumda hangi makamda olursa olsun buna seyirci kalanlar insanlık suçu işlemekle suçlanacaklar ve tarihin tozlu sayfalarında yer alacaklardır” dedi.
Cezaevi işi bileklik duvara asıldı
TAYAD tarafından Y ve S tipi olarak adlandırılan yüksek güvenlikli hapishanelerin kapatılması için başlatılan imza kampanyasına da destek veren Nalbantoğlu, cezaevinde yapılan ve aileler tarafından kendisine hediye edilen bilekliğin çok değerli ve anlamlı olduğunu belirterek bilekliği Meclis’teki makam odasına astı. Cezaevlerinde yaşanan sorunların hem komisyonda hem de önergelerle Meclis Genel Kurulunda takipçisi olduklarını belirten Nalbantoğlu “İşkenceye sıfır tolerans” diyenlerin sözlerini tutmalarını bekliyor ve “Kuyu Tipi” cezaevlerinin derhal kapatılmasını talep ediyoruz” diyerek çağrıda bulundu.