Ege Postası
Geri

CHP'li Rıza Türmen, Türkiye'nin gidişatından rahatsız

CHP İzmir Milletvekili, Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Rıza Türmen, anayasa yapım sürecinde tek ya da iki partinin anlaşarak yapacağı bir anayasanın hiçbir zaman demokratik bir meşruiyete sahip olmayacağını belirtti. Referandumun tek başına demokratik meşruiyeti sağlamakta yetersiz olacağını belirten Türmen, "İki parti ya da tek partinin yapacağı anayasa Türkiye’de hem uzlaşıyı sağlamayacaktır, hem de demokratik meşruiyetten yoksun kalacaktır. O zaman da gerginlikler artacaktır” dedi.
CHP'li Rıza Türmen, Türkiye'nin gidişatından rahatsız
Haberler / Politika
31 Mayıs 2013 Cuma 13:38
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ERMAN ŞENTÜRK/ HABER SERVİSİ- CHP İzmir Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Rıza Türmen, partisinin İzmir’deki il merkezini ziyaret ederek, gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

CHP İzmir İl Başkanlığı’nda yapılan toplantıda Türmen’in yanı sıra, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Parti Meclis Üyeleri Seniye Nazik Işık ve Hüseyin Saygılı, İl yöneticileri de hazır bulundu. TBMM’de devam eden anayasa çalışmaları hakkında bilgiler veren Türmen, geçtiğimiz hafta Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu önderliğinde gerçekleşen Diyarbakır gezisi, başkanlık sistemi tartışmaları ve yürürlüğe giren alkol yasağı hakkında yorumlarda bulundu.

 “Kocaoğlu’na destek veriyoruz”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 190 kişilik heyetle gerçekleştirdiği Diyarbakır gezisi hakkında çıkan eleştirilere yanıt veren Türmen, “Kocaoğlu’nun ziyareti son derece yerinde oldu. Bunun bir soru haline getirilmesine de şaşılacak bir durum. Kocaoğlu nereye gitmişti? Kocaoğlu bir ilin belediye başkanıdır bir başka ile gitmiştir. Edirne’ye de Muğla’ya da gitmiş olabilirdi. Başka bir ile de gitmiş olabilirdi. Kocaoğlu’na “Niye sen Edirne’ye gittin'” diye soran oluyor m? Niye Diyarbakır’a gitmesi? Böyle bir şey neden sorun haline getiriliyor anlamakta güçlük çekiyorum” dedi.

 “Yeni anayasayı halk belirlemeli”

Yeni anayasa çalışmaları hakkında yorumlarda bulunan Türmen, “Anayasaların yapılma süreci anayasanın içeriğini de kararlaştırır. Anayasanın yapılma süreci demokratikse içeriğinin de demokratik ve özgürlükçü olma şansı var. Bunun için 4 partinin eşit temsil edildiği uzlaşma komisyonunun doğru bir alt yapı oluşturulması lazım. Bunun için bir başka koşul da katılımcılıktır. Toplumun bu hukuk sürecine mutlaka katılması lazım. Başından görüş aldık ama şimdi bu süreç halka kapalı bir şekilde ilerliyor. Onun için biz içine geldiğimiz noktada bu süreci halka açalım istiyoruz. Ortaya çıkan birinci patlakla ilgili sivil toplum kuruluşları görüş bildirsinler. Bu sürecin bir parçası olsunlar. Böyle bir ortamda uzlaşı sağlamak kolay olur. Hem de sürecin kendisi daha sağlıklı olur. Biz bu süreci halka açmak konusunda çok iddialıyız. Burada kapalı bir süreçten açık sürece geçmemiz lazım. Daha demokratik daha katılımcı olmalıyız. Bu bizim görüşümüzdür. Geldiğimiz nokta şudur. Bir patlak ortaya çıkmıştır. Anayasanın iskeleti ortaya çıkmıştır. Burada uzlaşılan uzlaşılamayan maddeler vardır. Uzlaşılamayan maddeler üzerinde ikinci görüşmeler yapılmaktadır. İkinci görüşmelerde şöyle bir yöntem izliyoruz, her partinin uzmanları danışmaları var. Önce danışmanlar oturup konuşuyorlar. Onların yaptığı madde biz milletvekillerine geliyor. Bu yöntem başarılı bir sonuç verdi. Uzlaşılamayan birçok madde de uzlaşı sağlandı. Uzlaşılan madde sayısı arttı. Görüşmeler müzakerelere olanak tanındığı zaman uzlaşma alanı da o kadar genişlemektedir. Bu müzakerelerin davet etmesi gerekiyor. Eğer bir demokratik özgürlükçü ve katılımcı bir anayasa olmasını istiyorsak, bu müzakerelere devam ederiz. Müzakerelerin bir zaman baskısı altında yapılmaması önemlidir. Zaten ortada böyle bir zaman da yoktur. Bir süre belirlenmesi lazım bununda Anayasa uzlaşma komisyonunun bunu da kendisi yapması lazım. Anayasa uzlaşma komisyonunun görev süresinin bitmesi 4 partinin rızası ile olur. Hiçbir parti tek başına ben bu komisyonun çalışmalarına son verdim diyemez. Ama ben masadan kalkıyorum diyebilir. Bütün bu koşullar içerisinde bizim müzakerelere devam etmemiz gerekir. Anayasa araçsallaştırmıyorsak başka siyasi amaçlar için kullanmıyorsak bu böyle olur. Ama anayasayı başka bir takım siyasi amaçlarla kullanacaksak bu süreci düzenlemek zor olur. Önümüzdeki en büyük engel başkanlık sistemidir. AK Parti'nin getirdiği başkanlık sistemi” diye konuştu.

 

“AK Parti “Başkanlık sitemi” ve “Diktatörlük” istiyor

Ülkenin adım adım diktatörlük düzenine gittiğini savunan Türmen, “Türkiye hızla bir diktatörlüğe doğru yürüyor. Bireysel özgürlükler kısıtlanıyor. Bir hafta içinde olup bitenleri görüyorsunuz. Bir taraftan bir Alkol yasağı geliyor, bireysel tercihlerin yerine devletin tercihleri geliyor. Bir taraftan yeni gelecek bir yasa var. Sanat özgürlüğü kaldırılıyor. Devlet Tiyatro ve Balesi kaldırılıp bir sanat kurulu kurulacak. Bu kurul devlete bağlı bir kurum olacak. Sanat kurulu hükümete bağlı bir kurul olacak. Her yasa Türkiye’yi biraz daha diktatörlüğe yaklaştırıyor. Bu sürecin taçlandırıldığı son nokta başkanlık sistemi olacak. Bu sistemde Türkiye’yi bir Latin Amerika diktatörlüğü durumuna getirecektir. Başkanlık rejimi demokratikleşme sürecini geriye götürecektir. Şimdi geldiğimiz nokta bu. Anayasa da Kürt sorunu ile iç içe geçen bir nokta vardır. 'Kürt Sorunu' ile ilgili olarak, CHP barışı destekliyor mu desteklemiyor mu diye bir saçma soru var. CHP elbette barışı destekliyor. CHP Sosyal Demokrat bir partidir. Sosyal demokrat bir partinin dayandığı en büyük temel barıştır. Ama Kürt sorununa bakıldığında barışın sağlandığı bir nokta değildir. Ortada bir ateşkes vardır en fazla. 4 -5 aydır ölüm olmaması çok önemli bir gelişmedir. Ateşkesin barışa döndürülmesi ayrı bir süreçtir. Ateşkes kendiliğinden barışa dönmez. Ateşkes geçici bir süreçtir. Bunun barışa döndürülmesi için bir şeyler yapmak gerekir. Bu ateşkes süreci nasıl barışa döndürülü? Bu konuda kimsenin bir çözümü yok. Bu şu an bir muamma. Burada bir açıklık getirmek gerekecektir barışın nasıl inşa edileceği konusunda. Bizim görüşümüz o dur ki. Ülke genelinde barış demokrasi ve özgürlük olmadan sadece Kürtlere barış demokrasi ve özgürlük olamaz. Onun için biz sorununun çözümünü Türkiye’nin genel demokratikleşmesinin bir parçası olarak görmekteyiz. O nedenle Türkiye'nin demokratikleşmesi için biz bir demokrasi paketi hazırladık. Tüm bu hususlar gerçekleştiğinde barışı inşa etmek de mümkün olacaktır. Sürecin meclise çekilmesini tabii ki istiyoruz. Böyle olmalı ki biz de buna destek verelim. Bu meclis içine getirilmediği AK Parti İmralı - Kuzey Irak arasında yürütüldüğü takdirde elbette destek vermeyeceğiz. Onların kurduğu komisyon bir araştırma komisyonu. Neyi araştıracaklar onu da bilmiyoruz. Akil adamlar devamlı bir akil adamlar olsun. O akil adamlarla mecliste kurulacak komisyon bağlantılı olsun. Akil adam hükümetin yaptığını anlatmaz. Kamuoyu oluşturmaya çalışmaz. Soruna bağlı olarak çözüm üretir. Öneride bulunur. Barışın sağlanması için her türlü katkıyı yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

 

 “İki Ayyaş kim, çıkıp açıklayın…”

Erdoğan’ın  geçtiğimiz günlerde sarf ettiği ve CHP cephesinde büyük tepki ile karşılanan “İki Ayyaş” sözüne de eleştiren Türmen, Başbakan Erdoğan’a seslenerek, “İki ayyaş meselesi gerçekten enteresan. İki ayyaş dendiğine göre, Başbakan’ın kafasında belirli iki kişi var. Yoksa “ayyaşlar” derdi. Ama iki kişiden söz ediyorsanız, kafanızda o kişi belli. O zaman söyleyin. Bu iki kişi kimdi? Ha diyorlar, AK Parti ve yakın çevresi… Başbakan, “Hayır kimseyi kastetmedi” diyor. O zaman, Başbakan ne söylediğini bilmeden mi konuşt? Böyle şey olabilir m? Söylediğini bilmeyen Başbakan olur m? Olmaz... Başbakan ya ağzından çıkanı bilmiyor, ya da biliyor. O zaman ki? Bunu öğrenelim” dedi.

 

Çarpıcı Gezi Parkı yorumu…

Gezi Parkı’nda yaşanan durumu da mercek alan Türmen sözlerine şöyle son verdi; “Gezi Parkı'nda olanlar son derece önemli. Bundan önce de bir yazı yazmıştım. Demokrasilerde direnme hakkı diye bir şey vardır. Kendi özgürlük ve haklarını korumak için direnirler. Bu direnme demokratik toplumun canlılığını, ve varlığını gösteren bir eylemdir. Direnme, bir kıvılcımdır. Bu kıvılcımın orada kalmaması lazım. Böyle bir halktan direnmedir ki, diktatörlüğe doğru yürüyüşü engelleyecektir. Türkiye'de tüm önemli yasalar, 4+4, alkol, belediye yasası, direnen muhalefeti geçerek meclisten geçirilir. Muhalefet sonunda fiziki güç kullanarak ezilir. Faşizmde bu böyledir.”

 

Engin: Özgürlüklere dayalı bir anayasa istiyoruz

 CHP İl Başkanı Ali Engin de özgürlüklerin olduğu ve hukuk devletinin ön plana çıktığı bir anayasa istediklerini kaydederek, “Ülkemizin gerçekten özgürlükçü, hukuk devleti kurallarını içeren bir anayasaya ihtiyacı var. Başından beri biz bunu savunuyoruz. Ama maalesef AKP anayasa değişikliğini ya yargıyı ele geçirme, ya hukuk sisteminin tasfiye etmeyle ya da başkanlık ve kendi ideolojik hedefleri doğrultusunda sürekli pusuya yatıp bunları değiştirmek için bu masada oturuyor. Tabi CHP’li komisyon üyeleri daha özgür, bağımsız, zengin, müreffeh, zenginliği paylaşabilen bir Türkiye için anayasa hazırlamak istiyor” dedi.

 





YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası