EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Menemen Belediyesi’nin satışa çıkardığı taşınmazlar kapsamındaki 86 parsel için yürütmeyi durdurma ve iptal talebiyle açtığı davanın yankıları sürüyor.
Büyükşehir'in açtığı davanın gerekçesinde konut alanı olarak belirlenmemiş bölgelerde yaşanabilecek kentleşme sorunlarına ve oluşabilecek çevresel sorunlara dikkat çekilirken, AK Parti cephesinden ise Büyükşehir'e yanıt gecikmedi.
Menemen Belediye Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Dilaver Kişili, Büyükşehir Belediyesi'nin Menemen Belediyesi'nin satışa çıkardığı taşınmazlar ile ilgili dava açmasını eleştirerek, "Karşıyaka'da kendi başkanlığı döneminde sattı; bugün kaldıramadığı enkazdan kurtulmak için satılanı Büyükşehir kaynaklarıyla alıyor. CHP'li Dikili, Çeşme, Bornova Belediyeleri sattı, sesini çıkarmadı. Ama, gelin görün ki Cumhur İttifakı'nın idaresindeki Menemen'e dava açtı. Kendisine mübah; başkasına haram!" demişti.
AK Parti'nin eleştirilerine bu kez yanıt İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkan Vekili Zafer Levent Yıldır'dan geldi.
Yazılı açıklama yapan CHP'li Yıldır açıklamada şu ifadelere yer verdi;
"Saygıdeğer hemşehrilerimizin dikkatine;
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Menemen Belediyesi'nin satışa çıkardığı taşınmazlar kapsamındaki 86 parsel için yürütmeyi durdurma ve iptal talebiyle dava açması üzerine bazı iktidar partisi temsilcilerinin açıklamalarını şaşkınla izliyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından konut alanı olarak belirlenmemiş bölgelerde yaşanabilecek kentleşme ve oluşabilecek çevre sorunlarını önlemek, kamu yararı gözetmek için açılan davanın gerekçelerini İzmirlilerle paylaşmak isterim.
Menemen Belediyesi, belediye mülkiyetinde olan toplam 113 parseli iki ayrı paket halinde satışa çıkardı. İkinci paket 94 parselden oluşuyordu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi bunların 86'sının satışını durdurmak için dava açtı.
Peki İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bunu yaparken gerekçesi ya da gerekçeleri nelerdir?
1. Satışa konu taşınmazların kullanım kararlarına bakıldığında konut alanı olarak belirlenmemiş bölgelerde hatta alt ölçekli planı olmayan yerlerde olduğu görülmektedir. Bu alanlarda bölgeye gelecek nüfusun ihtiyacı olan sosyal (eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari yapılar, park) ve teknik altyapı (taşıt, yaya yolu, otopark) alanlarının davalı idare tarafından ne şekilde projelendirildiği de belirsizdir. Bu alanlarda yaşanacak kentleşme sorunlarıyla nasıl baş edileceğine ilişkin hiçbir veri satış ilanında gösterilmemektedir.
2. Kentin hızla büyümesi nedeniyle arazilerin değerlenmesi neticesinde kentin ve kentlinin ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanlarının ve ulaşıma yönelik ek hizmetlerin iyileştirilmesi için kamusal arazilere olan ihtiyacın giderek arttığının dikkate alınması gerekmektedir.
3. Kamu arazilerinin imar planlarındaki konumu ile kamusal mülkiyetin değerleriyle değerlendirilmesi ve oluşabilecek muhtemel çevresel olumsuz etkileri göz önünde bulundurulmalıdır.
4. Satış işleminin gerçekleşmesi durumunda yapılaşma hızla başlayacaktır. Mahkemenin iptal kararında gecikmesi ciddi kamu zararına neden olacaktır.
Menemen Belediyesi meclis üyesi Sayın Dilaver Kişili konuyla ilgili yaptığı açıklamada ne yazık ki yukarıda değinilen sorunların hiçbirine yanıt vermiyor. Başka belediyelerin satışları hakkında böyle bir itirazın dillendirilmediğini söylüyor.
Büyükşehir Belediyeleri, ilçe belediyeleri ile birlikte çalışan ve İzmir kent bütününü gözeten, bu bütünlüğün insanlarımızın daha iyi bir yaşam standardına erişmesi için görev yapan bir kurumdur.
Şimdi soruyurum; gerek 1/5000'lik planların yapılma ve onama yetkisi gerek 1/1000'lik planların ilçe belediyesince hazırlanmasından sonra Büyükşehir Belediyesi tarafından onanma zorunluğu neden var?
Bu tür durumlarda hamaset yapmak yerine ya da birbiriyle birçok bakımdan benzemeyen, olsa olsa sadece görüntüde bir benzerliği olan, ayrıntısına inildiğinde çok farklı konuların kıyası ile algı yapmaya çalışmanın kimseye bir yararı yoktur.
Menemen Belediyesi, yönetim değişikliğinin hemen ertesinde bir yandan aşırı personel artışı ve aynı zamanda da belediye taşınmazlarının satışı ile gündeme gelmiştir. Bu durum üzerine Büyükşehir Belediyesi harekete geçmek zorunda kalmıştır. Bu süreçte ve bundan sonra da İzmir Büyükşehir Belediyesi kamu vicdanını rahatlatmak ve vatandaşın hakkını korumak için gereken duyarlılığı gösterecektir. "