CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, TBMM’de devam eden bütçe görüşmelerinin Cumhurbaşkanlığının 2022 yılı Bütçesi’ne ilişkin konuştu.
Ülkedeki ekonomik krize ve halkın her geçen gün yoksullaştığına dikkat çeken Beko, cumhurbaşkanlığı Bütçesi’ni ‘saray ve beşli çete’ bütçesi olarak tanımladı ve bütçeye ‘ret’ oyu kullanacaklarını ifade etti.
Beko, mecliste yaptığı konuşmada şunları söyledi;
Cumhurbaşkanlığının 2022 yılı bütçesi üzerine söz almış bulunmaktayım, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Daha şimdiden geçersiz olmuş bir bütçenin üzerine konuşuyoruz.
Plan ve Bütçe Komisyonu çalışmalarına başladığımız 20 Ekim 2021 tarihinde 1 trilyon 751 milyar olan bütçe o dönem 188.2 milyar dolar iken, bugün artık 120 milyar dolar ile 55 günde 68 milyar dolar eridi. Plan ve Bütçe komisyonu çalışmaları sonucunda oluşan tablo bu!
"TÜRKİYE MADEM BÜYÜDÜ..."
Kürsüye çıkan bakanlar hergün Türkiye’nin büyümekte olduğunu, geliştiğini anlatıyorlar, Türkiye madem büyüdü;
Neden bugün ülkemizde 95 ülkenin nüfusundan daha fazla kişi, yani 12 milyon işsiz, açlığa, yoksulluğa mahkum edilmektedir?
Geçtiğimiz iki yıllık süreçte 8 binden fazla doktor neden kamu hastanelerinden istifa etti?
Çiftçilerin 2006 yılından bu yana biriken 250 milyara yakın alacağını neden ödemediniz?
Emeklilerin ve EYT’lilerin sorunlarını neden çözmediniz?
3600 ek göstergeyi neden vermediniz?
Pandemi döneminde 720 bin sağlık emekçisi görev bekliyordu, neden atamalarını yapmadınız?
Sayıştay raporlarına göre 60 bine yakın engelli kadro açığı olmasına rağmen engellilerin atamalarını neden yapmadınız?
Mustafa Kemal Atatürk der ki; gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir. Ancak ataması yapılmayan 500 bine yakın öğretmenin 100 e yakını intihar etmiştir. Bu öğretmenlerin atamasını neden yapmadınız?
İşçi sağlığı ve iş güvenliğine bütçe ayırmadığınızdan dolayı iktidara geldiğiniz günden bu yana 28 bin işçimiz iş cinayetlerinde ölmüştür. Buna neden olanların kalbi kurusun.
Bugün hala iş cinayetlerinde ne yazık ki Avrupa’da birinci; dünyada üçüncü sıradayız.
Madem ekonomimiz büyüdü; açlık sınırı 4 bin lirayı, yoksulluk sınırı 13 bin lirayı geçerken, yoksul aile sayısı 6 buçuk milyon olurken, yardıma muhtaç aile sayısı neden iki katına çıktı?
Binlerce öğrenci yurt bulamadığı için neden açıkta kalmıştır?
Cumhurbaşkanı 2 buçuk milyara ABD New York’ta Türkevi yaptırdı.
Bunun yerine Türkiye’de 2 buçuk milyara 500 yataklı 23 öğrenci yurdu yapılabilirdi. Böylece çocuklarımız parklarda yatmak zorunda kalmazdı.
Döviz kurunda artış, bitmeyen zamlar ve düşük ücretlerle birlikte ülke daha da yoksullaşırken;
DİSK’e, TÜRK-İŞ’e, HAK-İŞ’e bağlı 15’e yakın sendika baraj altında kalmıştır. Sendikal hak ve özgürlükler AKP iktidarı döneminde yok edilmiş; binlerce işçi açlığa, sefalete, terk edilmiştir.
Milyonlarca emekli açlık sınırı altında yaşarken, emekliyi temsil etmeyi amaçlayan DİSK Emekli-Sen’in kapatılması için dava açıyorsunuz. Bu durum Anayasa’nın 90. Maddesine ve sendikal hak ve özgürlüklere aykırıdır.
Bugün asgari ücret için görüşmeler halen sürmektedir. Asgari ücret vergiden muaf ve insan olmaktan kaynaklanan temel ihtiyaçlarımızı karşılayacak düzeyde olmalı, açlık sınırının altında ise hiçbir şekilde kalmamalıdır. Bu rakam en az 5 bin TL olmalıdır.
Meksika devlet başkanı var olan tek başkanlık uçağını, ülkede bu kadar yoksulluk ve kriz varken binmeye utanırım diyerek satmış, parasını hazineye devretmiştir.
"EKONOMİK KURTULUŞ SSAVAŞI DEĞİL, PEŞKEŞ VAR"
Bizde ise, cumhurbaşkanı saraylarına saray, uçaklarına uçak katarken, açlık ve sefalet içindeki halka bakara suresini okumaktadır.
Ülkemizi Mustafa Kemal Atatürk'ün 100 sene evvel hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesi yerine açlıkla, sefaletle, yoksullukla boğuşan ülkelerin seviyesine düşürdünüz.
Bugün ekonomik kurtuluş savaşı yok, peşkeş var.
Bu ülkede gerçek kurtuluş savaşı bir kez verilmiştir. O kurtuluş savaşının önderi de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
20 yıldır sata sata bitiremediğiniz milli varlıkları yoktan var etmiş bu varlıkları halkın esenliği için hepimize emanet etmiştir.
Sayın Erdoğan siz kurtuluş savaşı vermiyor, ülkenin varlıklarını yabancı sermayeye satıyorsunuz. İktidara geldiğinizden bu yana devletin mallarına çöktünüz, savaş ganimeti gibi dağıtıyorsunuz.
Dolayısıyla bu bütçe halkın, emeklinin, işçinin, çiftçinin, öğrencinin, esnafın, dul ve yetimlerin bütçesi değildir,
Bu bütçe sarayın ve beşli çetenin bütçesi olduğu için, bütçeye; hayır diyoruz! Hayır diyoruz! Hayır diyoruz!