Çam, “Türkiye'de adalet sisteminin önemli oranda bir mesaisi Cumhurbaşkanına hakaret edilip edilmediğini saptamakla geçiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili ağzını açan, kalemini oynatan, deklanşöre basan herkes artık iki kez düşünmek mecburiyetinde bırakılıyor. Kalkınma Bakanlığı ise, kalkınmışlığın göstergesi olan, insanların yaşam standartlarını yükseltme hedefini unutturdu. Türkiye büyümeyi unuttu!” dedi.
ERDOĞAN’IN 7 AYLIK CUMHURBAŞKANLIĞI DÖNEMİNDE 236 DAVA, 8 TUTUKLAMA
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da katıldığı bütçe görüşmelerinde söz alan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, dönemin en popüler uygulamalarının Cumhurbaşkanına hakaret nedeniyle verilen tutuklama kararları olduğunu belirterek, “Avrupa Konseyi üyesi hiçbir ülkede devlet başkanına hakaret edildiği gerekçesiyle soruşturma açılamazken ülkemizde 299’uncu madde dayanak gösterilerek hakkında iddianame düzenlenen, tutuklanan herkesin sistematik olarak ifade özgürlüğü ihlal ediliyor. Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olarak göreve başladığı tarih olan 28 Ağustos 2014'den sonra kaygı verici seviyededir. Raporlar, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yedi yıllık görev sürecinde 1.359 dava izni talep edildiğini, 545'inin kabul edildiğini ancak tutuklama yaşanmadığını, buna karşılık Recep Tayyip Erdoğan'ın yedi aylık Cumhurbaşkanlığı döneminde 236 dava izni talebi geldiğini, 105'ine izin verildiğini, 8 kişinin tutuklandığını açıklıyor. Öte yandan, Cumhurbaşkanının avukatları, yüzlerce davada siyasetçilerden, gazetecilerden, sanatçılardan, öğrencilerden müvekkilinin zarara uğradığı gerekçesiyle milyonlarca lira talep ediyor” diye konuştu.
’OLUK OLUK KAN AKACAK’ DİYEN MAFYA BABASI HAKKINDA NE YAPTINIZ'
Cezaevlerindeki çocuk tutuklular dahil olmak üzere tutuklu sayılarının artmasına dikkat çeken ve cezaevleri sayısının artırılması çalışmalarının da demokrasi adına kaygı verici olduğunu ifade eden Çam, şunları söyledi: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2015 raporunu açıkladı. Rapora göre, AİHM ‘e en fazla başvurusu bulunan 3’üncü ülke Türkiye. Şu anda AİHM’in iş yükünün yüzde 13'ünü oluşturuyoruz. Türkiye, 2015’te en çok adli yargılanma hakkının ihlalinden mahkûm edildi. Rapora göre, ülkemiz ifade özgürlüğü ihlalinde ise 1’inci sırada. Bir mafya babası seçimlerden önce Rize’de yaptığı bir mitingde ‘Oluk oluk kan akacak’ dedi. Öğretim üyelerinin basın açıklamasından sonra da ‘kanınızdan banyo yapacağız’ dedi. Acaba bu mafya babasıyla ilgili Adalet Bakanlığı savcıları herhangi bir soruşturma, kovuşturma yapmış mıdı? Bunu öğrenmek istiyoruz” diye konuştu.
Kalkınma Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde Bakan Cevdet Yılmaz’ın sunumundan sonra söz alan CHP’li Çam, kalkınmanın vatandaşın yaşam standartlarını yükseltmek hedefi olduğunu unutan bir bakanlık olduğunu söyledi. Çam, OECD'nin Daha İyi Yaşam Endeksi’ne göre, barınma, gelir, istihdam, eğitim, çevre, sivil katılım, sağlık, yaşam memnuniyeti, iş yaşam memnuniyeti açısından Türkiye’nin son sıralarda olduğunu kaydetti. Bunun sorumlusu olarak iktidarı işaret eden Çam, “Türkiye'nin insani gelişmişlikte, yaşam standartlarında böylesine berbat bir yerde bulunmasının tek sorumlusu, başta, son on üç yıldır iktidarda bulunan AKP olmak üzere, genel anlamda sağ iktidarlardır. Planlı kalkınmayla ‘Plan mı, pilav mı’ diye dalga geçen bu zihniyetin bugünkü temsilcisi AKP, Türkiye demokrasisini yok ederek, hukuku ayaklar altına alarak, yargıyı saraya bağlayarak, tarafsızlığını bitirerek, eğitimi bilimden uzaklaştırıp dinselleştirerek ve yolsuzluğu darbe diye halka yutturmaya çalışarak bu berbat yere getirmiştir. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi büyümeyi unutmuştur” diye konuştu.
‘PLANLAMADAN SORUMLU BAKANLIK GAYET PLANSIZ!’
Cari işlemler açığının giderek arttığını belirten Çam, “Cari işlemler açığınız azalıyorsa döviz rezerviniz artmalıdır. Ama bizde cari açık azalıyor buna rağmen döviz rezervi de azalıyor. Bu yıl yani 2016 yılında da ihracatımız azalıyor. Büyük ihtimalle bu yıl da cari işlemler açığı döviz rezerviyle finanse edilecektir. Dış dengede bu kadar büyük dengesizlikleri yaşayan, dışarıdan gelebilecek şoklara karşı oldukça dayanıksız durumdaki Türkiye'nin planlamadan sorumlu bakanlığının, cari işlemler açığını kalıcı olarak düşürecek elle tutulur bir planını programını ne yazık ki görememekteyiz” diye açıklamada bulundu.
‘CUMHURİYET TARİHİNİN EN YÜKSEK İŞSİZLİK RAKAMLARI GİZLENİYOR!’
İşsizlik rakamlarıyla ilgili de veriler paylaşan Çam, şunları söyledi: “TÜİK İşgücü Anketi Kasım 2015 dönemi verilerine göre de işsizlik rakamları bir önceki döneme göre toplum yararına çalıştırılan işsizlerin istihdamda görünmesi nedeniyle gerçek verilerin altında çıktı. Toplum yararına çalıştırılan işsizler, işçilerin sahip olduğu haklara sahip değiller. Söz konusu kişiler işsiz kapsamında değerlendirilseydi yüzde 10,5 olarak açıklanan resmî işsizlik oranı yüzde 11,5’e yükselecekti. Resmî işsiz sayısı ise 3 milyon 333 bin olacaktı. Bu sayı Cumhuriyet tarihinin en yüksek işsiz sayısıdır.”