ANKARA - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt ve İzmir Milletvekili Musa Çam, iş kanununda değişiklik yapılması hakkında TBMM’ye kanun teklifi sundu.
İŞ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 10/6/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “en az dört aylık ve en çok sekiz aylık” ibaresi “en az 12 aylık ve en çok otuz altı aylık” şeklinde ve üçüncü fıkrasında yer alan “en çok dört aya kadar” ibaresi “en çok otuz altı aya kadar” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
GENEL GEREKÇE
İşe iade davaları diye bilinen davaların pratik anlamda yarar sağlamadığı görülmüştür. İş güvencesi, günümüzün dünyasının en önemli sorunlarından birisidir. Ancak, geçersiz sebeplerle yapılan sözleşme fesihlerinde 4 aylık ve 8 aylık ücret tutarındaki tazminatlar caydırıcı olamamaktadır. Bazı işverenlerimiz kesinleşmiş mahkeme kararlarına rağmen geçersiz sebeplerle yapılan fesihlerde ısrarcı olmaktadır.
Oysa, bu hükümlerin konuluş nedenleri arasında objektiflik, iş ve iş yeri barışının korunması önemli etkendir. Ancak, uygulama beklenen sonucu yaratamamıştır. İş barışının sağlanması için tarafın iyi niyeti önemli olmakla beraber bazı yaptırımların da olması gerekir. Bu yaptırımlar, sosyal taraflar için denge yaratacak şekilde olmalıdır. Pek çok işveren için 4 ya da 8 aylık ücret hiç de yaptırım gücü oluşturmamaktadır. O halde, 21.madde kapsamında geçersiz sebeplerle yapılan işe iadelerinde, mahkeme ya da özel hakem kararının uygulanabilmesini sağlayacak yaptırıma ihtiyaç vardır.
Günümüz koşullarında bu yaptırımın tazminat olarak uygulanması genel kabul görmüştür. Ancak, ülkemizdeki uygulamada tazminat miktarlarının düşüklüğü pratikte yarar sağlamamıştır. Örneğin, Türk Hava Yolları’nda, işçilerin pek çoğu işe iade davalarını kazanmış olmalarına karşın işe başlatılmamıştır.
Tazminat miktarlarının düşük olması, işvereni rahatlatmakta ve kendilerine göre mahkeme kararlarına karşı direnme gücü bulmaktadır. Oysa, hukukun üstünlüğü, kesinleşmiş bir mahkeme kararının mutlaka uygulanmasını gerektirir. Hem Anayasamız da buyurucu kurallar hem de uluslararası sözleşmelerle kabullendiğimiz yükümlülükler bunu gerektirir. Kesinleşmiş mahkeme kararlarının hiçbir makam, merci ve organda tartışılamamasını, mahkeme kararlarına uymak zorunda olmasını gerektiren Anayasamızın 138.maddesi işverenlerimizi de bağlar.
İş Kanununun 21.maddesine göre verilmiş ve kesinleşmiş mahkeme kararlarına, işverenlerimizin uyma zorunluluğunun hiçbir gerekçe ortadan kaldıramaz. Bu nedenlerle, 21.maddedeki işçi lehine olan tazminatların yükseltilmesi gerekmiş ve kanun teklifimizin temel gerekçesini oluşturmuştur.
POLİTİKA
Sayfa başına git
