Çam'dan 'kiralık işçi' çıkışı!
Özel İstihdam Büroları aracılığı ile ucuz, güvencesiz, örgütsüz işçi çalıştırmalarının önünü açan İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının yarın (5 Nisan 2016) Meclis gündemine geleceğini belirten CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, AKP eliyle kiralık işçiliğin yasalaştırılacağını söyledi.
Tasarının yasalaşması ile işi, ücreti, sağlığı, sosyal güvenlik hakkı yok sayılan ve bu hakkı verilmeyecek işçilerin yaratılacağını ifade eden Çam, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak yandaşa yeni sömürü alanı yaratacak bu düzene yıllardır karşı çıkıyoruz. AKP her seçimden önce, yargı kararlarıyla aslında kadrolu işçilerle aynı statüye sahip olduğu belirtilen taşeron işçilere, bir lutüfmuş gibi kadro sözü vermekte. Ancak gündeme gelen bu tasarı ile özel istihdam büroları aracılığıyla işçilerin işverenlere adeta kiralanacağı bir düzenlemeyi geçirmeye çalışıyor. Klasik bir AKP ‘oyunu’ ile karşı karşıyayız. Tüm sendikaların karşı çıkmasına rağmen işçi kardeşlerimin sermaye gruplarına peşkeş çekilircesine, işe ihtiyacı olan yurttaşımı kullanırcasına bu tasarı yasalaşıyor” dedi.
ORTAÇAĞ ZİHNİYETİ!
Kiralık işçilerin yasal olarak pek çok durumdan yoksun olacağını kaydeden Çam, şunları söyledi: “Kiralık işçi, işverene bağlı çalışmadığı, özel istihdam bürolarına bağlı olduğu için sendikal haklardan yararlanamayacak; emsal işçi olacağından ücreti asgari ücreti geçemeyecek; iş güvencesi kapsamına dahil edilmeyecek; kıdem, ihbar ve yıllık izin hakkı ile emeklilik, sağlık gibi haklardan da yoksun bırakılacak. Bu ortaçağ zihniyetinden, emek sömürüsünden başka bir şey değildir.. Bu durum bir zaman sonra toplumsal sistemi hiçe sayan sonuçlara yol açacak, muhtaç yurttaşları kullanan bir yapıya dönüşecektir. Kiralık işçi mantığıyla evlerde yapılan işler de artacak, zaten eğitim sisteminde yapılanlarla evlere kapatılan kız çocuklarının artık evde işçi olarak daha fazla kullanılmasına yol açacaktır.
Hedeflenen de, kıdem tazminatının kaldırılması ve fona devredilmesi projesinin hayata geçirilmesinin sağlanmasıdır. Bu hukuksuzluklara karşı işçiler ve sendikalar uyanık olup üretimden gelen güçlerini kullanmalıdırlar. Elbette esas amaç sendikal hakların zayıflatılarak sömürü düzeni ve keyfi uygulamaların sistemleştirilmesidir. Çünkü hakkını arayandan, biat etmeyenden, emeğinin peşinden gidenden rahatsızlar. Ama biz bu sömürü düzenine izin vermeyeceğiz. Sendikaların yanındayız, her zaman olduğu gibi emek sömürüsüne var gücümüzle HAYIR diyeceğiz. Ben inanıyorum ki AKP’nin süslü yalanlarını gören yurttaşım da ‘sömürüye, kullanılmaya, yandaşın, emek rantçılarının cebini doldurmaya koca bir HAYIR’ diyecek.”