Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Kocaeli'nin Gölcük ilçesindeki Ford Otosan Yeniköy Fabrikası'nın açılış törenine katıldı. Erdoğan açılışta şöyle konuştu:
"YERLİ VE YABANCI SERMAYE AYRIMI YAPMADIK, YAPILMASINA MÜSAADE DE ETMEDİK"
"Ford Otosan'ın Kocaeli fabrikaları bugün resmi açılışını yaptığımız yatırımıyla birlikte Avrupa'nın en büyük ticari araç üretim tesisi haline geldi. Dünya markası Ford'un mühendislik ve üretim gücünün bir yansıması olan Yeniköy'deki bu tesis pek çok öncü özelliğiyle geleceğin fabrika unvanını hak ediyor. Ülkemizin üretim ve ihracat gücüne önemli katkı sağlayacak bu tesis hem içten yanmalı hem de elektrikli araç üretebilen özelliğiyle öne çıkıyor.
Yeniköy'ün yanı sıra, Gölcük, Eskişehir ve Romanya'daki üretim fabrikalarıyla toplam üretim kapasitesini 720 bine çıkartan Sancaktepe'deki 2 bin kişinin görev yaptığı araştırma geliştirme merkezi ile yeniliklere öncülük eden Ford Otosan, Türk otomotiv sanayinin gururu olmayı sürdürüyor. Biz, diğer tüm sektörler gibi otomotivde de bu topraklarda üretim ve ihracat yapan, katma değer ortaya çıkartan, istihdam oluşturan tüm yatırımcılar gibi Ford Otosan'a da her zaman sahip çıktık. Bugüne kadar yerli ve yabancı sermaye ayrımı yapmadık, yapılmasına müsaade de etmedik.
Geçen yıl toplam 6,2 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşarak otomotiv sektörünün ihracat şampiyonu unvanını devam ettiren Ford Otosan'ı bu başarısından dolayı ayrıca tebrik ediyorum. Otomotiv üretiminde dünya sıralamasında beş yılda 15'inci sıradan 13'üncü sıraya yükselmiş olmamız doğru istikamette ilerlediğimizi gösteriyor. Üstelik bu başarıya ardı ardına yaşanan küresel krizlere rağmen ulaştık. Geçtiğimiz yıl otomotiv ihracatımız geçen yıl 9 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası verdi. Türkiye olarak otomotiv piyasasından yaşanan teknolojik değişikliklere hızla uyum sağlayarak, elde ettiğimiz bu üretim ve ihracat gücünü korumakta kararlıyız. Katlanarak büyüyen elektrikli ve hibrit araç üretiminde söz sahibi olmamızı sağlayacak yatırımlara özel önem veriyoruz.
"EN GEÇ 2030 YILINDA AVRUPA'NIN BATARYA ÜRETİCİSİ KONUMUNA GELMEKTE KARARLIYIZ"
Dünyada bu yıl 7 milyonu Çin, 3 milyonu Avrupa ve 2 milyonu Amerika'da olmak üzere toplamda 14 milyon adet elektrikli araç satışı bekleniyor. Mevcut firmaların ve yeni aktörlerin piyasaya girişiyle bu alandaki rekabetin giderek kızışacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak biz de TOGG'un yollara çıkışının tetiklediği ilgiyle hızla gelişen bir elektrikli araç piyasasına sahip olma yolunda ilerliyoruz. Amacımız ülkemizi elektrikli araç ve batarya üretiminde dünyanın önde gelen oyuncularından biri haline getirmektir. Elektrikli araç bataryasında 70 cigavat saatlik bir üretim kapasitesine şimdiden ulaşmış bir ülke olarak, en geç 2030 yılında Avrupa'nın batarya üreticisi konumuna gelmekte kararlıyız.
Tüm dünyayı sarsan Kovid-19 salgınının etkilerinden henüz tam manasıyla kurtulmadan Rusya-Ukrayna savaşı patlak verdi. Tedarik zincirinde yaşanan kırılmalara bir de enerji ve gıda fiyatlarıyla ilgili sıkıntılar eklendi. Buna bağlı olarak pek çok ülkede enflasyon oranları son 60-70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Bu olumsuzluklardan dünyadaki diğer tüm ülkeler gibi biz de etkilendik, etkileniyoruz. Tüm bunlara ilave olarak 14 milyon insanımızı etkileyen asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde 50 binin üzerinde insanımızı kaybettik, şehirlerimizde ciddi yıkım yaşadık.
Küresel gündemi meşgul eden krizlerin hemen hepsi ülkemizin içinde yer aldığı bölgede meydana geliyor. Rusya-Ukrayna arasındaki savaştan Suriye'deki istikrarsızlığa, Gazze'de yaşanan insani trajediye kadar tüm krizlerin ilk muhatapları arasında biz de yer alıyoruz. En büyük başarımız şimdiye kadar ülkemizi sıcak çatışmanın tarafı yapmamak ve istikrarsızlık ateşinin ülkemize sirayet etmesine izin vermemek olmuştur. Tam tersine, uyguladığımız dengeli, ilkeli, soğukkanlı tavırla Türkiye'yi krizlerin çözümünde anahtar haline getirdik.
Dış politikada bu adımları atarken ekonomiyi asla geri plana atmadık. Yatırım, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme stratejimizden taviz vermedik. Güncel ihtiyaçları karşılayacak politikalar geliştirip uyguladık, uyguluyoruz. Türk ekonomisinin küresel fırtınalardan en asgari düzeyde etkilenmesini sağlamak amacıyla iş dünyamıza mümkün olan en geniş yelpazede destek olmaya özel önem verdik. Yaşanan sıkıntıların insanımızın refah seviyesinde gerilemeye yol açmaması için ücretliler ve emekliler başta olmak üzere düşük gelirli kesimlerin hep yanında yer aldık. yine bu dönemde başarıyla gerçekleştirdiğimiz 14-28 Mayıs seçimleri bir diğer dönüm noktasını teşkil etmiştir.
"TÜRKİYE, ULUSLARARASI YATIRIMLAR VE YATIRIMCILAR İÇİN GÜVENLİ LİMAN OLMA VASFINI SÜRDÜRECEKTİR"
Önümüzdeki 5 yıl boyunca ekonomide bizlere rehberlik edecek kalkınma planımızda yüzde 5 oranında istikrarlı bir büyüme hedefliyoruz. amacımız 2028 yılında 1,6 trilyon dolar toplam ve 17 bin 554 dolar kişi başına milli gelire ulaşmaktır. Yılda ortalama yüzde 3 istihdam artışı sağlayarak dönem sonunda işsizliği yüzde 7,5 düzeyine indirmeyi öngörüyoruz. Özellikle, mal ihracatını 375 milyar dolara yükseltmeyi, turizm gelirlerinde de 100 milyar dolar seviyelerine ulaşmayı planlıyoruz. Böylece, ülkemizin kronik sorunlarının başında gelen cari işlemler açığını sıfıra yakın bir seviyeye düşürmüş olacağız. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara indirmek, 2028'in sonunda ise yüzde 4,7'ye geriletmek en önemli hedefimizdir. Ayrıca bu süreçte doğrudan yatırımları ülkemize çekmek için yatırım, ticaret ve finansman alanında hukuki süreçleri kolaylaştıracağız. Temel vergi kanunlarında yatırımcı dostu, sade, anlaşılır ve adil bir vergi sistemi oluşturmaya yönelik düzenlemeler yapacağız. Türkiye, uluslararası yatırımlar ve yatırımcılar için güvenli liman olma vasfını güçlendirecek ve bunu sürdürecektir. Daha pek çok detayı olan bu hedeflerin hiçbiri de afaki değildir." (ANKA)