DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, bugün sendika genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında 11 Temmuz Salı günü örgütlü oldukları iş yerlerinde iş bırakma eylemi yapılacağını açıkladı.
Çalışkan, ücretlerde iyileştirme, belediye şirket işçilerine uygulanan ayrımcılığı son verilmesi, kadro ve ilave tediye haklarının verilmesi ve ücretlerdeki gelir vergisi kesintisinin düşürülmesi talep etti. Çalışkan, şunları söyledi:
“İŞÇİLER VE EMEKÇİLER SEBEBİ OLMADIKLARI BİR KRİZİN TÜM YÜKÜNÜ ÇEKMEYE MECBUR BIRAKILIYOR”
“Belediye işçileri olarak sesimizi yükseltiyoruz haklarımız için iş bırakıyoruz. Tüm belediye işçilerinin ücretleri derhal iyileştirilmelidir. Belediye şirket işçilerine yapılan ayrımcılık son bulmalıdır. İlave tediye ve kadro hakkı derhal verilmelidir. Ülkemizdeki ekonomik kriz derinleşerek devam ediyor. İşçilerin ve emekçilerin geçim sorunları ise buna bağlı olarak gün geçtikçe büyüyor.
‘Dövizi kontrol altına aldık’, ‘Enflasyon düşüyor’ söylemlerinin boş bir laftan ibaret olduğunu hep birlikte yaşayarak görüyoruz. Döviz tarihi rekorlar kırarken, enflasyon ise yalnızca TÜİK sepetinde düşüyor. Çarşıda, pazarda, markette ise zamlar hız kesmeden devam ediyor. Hayat pahalılığı artıyor, alım gücümüz her geçen gün düşüyor. İşçiler ve emekçiler sebebi olmadıkları bir krizin tüm yükünü çekmeye mecbur bırakılıyor.
“TÜM SEKTÖRLERDE YAYGIN TEMEL ÜCRET HALİNE DÖNEN YASAL ASGARİ ÜCRET SENDİKALI İŞYERLERİNİ DE KUŞATIYOR”
İktidar, ekonomi yönetiminde ‘rasyonel politikalara’ dönmek adına yine finans ve sermaye çevrelerini önceleyen bir politikayı hayata geçirmeye koyuluyor. İşçi sınıfı ve emekçilerin temel talepleri olan gelir dağılımdaki adaletinin sağlanması, vergide adaletin gerçekleşmesi, insanca yaşanabilir bir ücretin sağlanması, sendikal hak ve özgürlüklerin genişletilmesi gibi konularda ne yazık ki bir adım atılmıyor.
Ücretlerdeki erime ise her geçen gün artıyor. Toplu iş sözleşmeleri ile elde edilen ücret artışları, artan hayat pahalılığı karşısında zaman içinde eriyor. İşverenler bu sefer de ekonomik ve siyasal belirsizlikleri ileri sürerek toplu sözleşmelerde işçi ücretlerini baskılamaya çalışıyor. Ülke genelinde sendikalı ve toplu iş sözleşmeli işçi sayısının yüzde 10’u bulmadığı bir ortam içerisinde ücretler yasal asgari ücret düzeyine sıkışıyor. Tüm sektörlerde yaygın temel ücret haline dönen yasal asgari ücret sendikalı işyerlerini de kuşatıyor.
“BELEDİYE ŞİRKETLERİNİN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜNDE ÜCRETLER YASAL ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNDEDİR”
Geçmiş yıllarda yasal asgari ücretin birkaç katı ücret alan belediyelerin kadrolu işçileri bile bugün yasal asgari ücret civarına yaklaşmış durumdadır. Belediye şirketlerinde çalışan işçiler için ise durum çok daha vahim bir hale dönmüştür. Belediye şirketlerinin büyük bir bölümünde ücretler yasal asgari ücret düzeyindedir. Toplu sözleşmeler ile kazanılan sosyal haklar dışında bırakıldığında belediyelerdeki tüm işçilerin ücretleri asgari ücret düzeyine sıkışmaktadır.
Merkezi idareye bağlı kamu kurum ve kuruluşlarında en düşük işçi ücretinin net 20 bin TL’nin üzerine çıktığı, en düşük memur maaşının ise net 22 bin TL seviyesine geldiği bir ortamda tüm belediye işçilerinin ücretlerinde iyileştirme yapılması artık kaçınılmazdır.
“BUGÜNDEN İTİBAREN ÖRGÜTLÜ OLDUĞUMUZ TÜM İŞYERLERİNDE İNSANCA YAŞAYACAK BİR ÜCRET İÇİN MÜCADELEMİZİ YÜKSELTECEĞİMİZİ HERKESE İLAN EDİYORUZ”
Sendikamız DİSK/Genel İş, siyasal iktidarın ve belediye işverenlerinin işçilere reva gördükleri düşük ücret dayatmasını kırmaya kararlıdır. Bugünden itibaren örgütlü olduğumuz tüm işyerlerinde insanca yaşayacak bir ücret için mücadelemizi yükselteceğimizi herkese ilan ediyoruz. Tüm belediye işverenlerine çağrı yapıyoruz! Belediye yönetimleri her şeyden önce kendi çalışanlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır. Ekonomik kriz ve düşük ücret kıskacında çalışan yüzbinlerce belediye işçisinin sesine kulak verin. Tercihlerinizi ve önceliklerinizi işçilerin yaşam koşullarını iyileştirmekten yana kullanın. Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam eden işyerlerinde işçilerin taleplerini karşılayacak insanca yaşayacak bir ücret düzeyi için gereken adımları atın. Toplu iş sözleşmesi yürürlükte olan tüm işyerlerinde ise belediye işçilerinin ücret ve sosyal haklarını iyileştirecek ek protokol görüşmelerini derhal başlatın.
“SON MEMUR MAAŞ UYGULAMASINDAN DOĞACAK, DÜŞÜK KIDEM TAZMİNATI TAVANINA İLİŞKİN MAĞDURİYETLERİN GİDERİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ”
Siyasal iktidara ve Meclis’teki tüm siyasi parti gruplarına çağrı yapıyoruz. 696 sayılı KHK ile belediye işçilerine yapılan ayrımcılık derhal kaldırılmalıdır. Belediye şirket işçileri de kadroya geçirilmeli, yıllardır mahrum bırakılan 52 günlük ilave tediye hakkı bir an evvel verilmelidir.
Belediyelerin önemli bir bölümünde var olan ekonomik zorlukları ortadan kaldırmak için belediye gelirlerinin arttırılması, İller Bankası paylarında kesinti yapılmaması, merkezi bütçeden belediyelere işçi ücretlerine ilişkin pay aktarılması, personel giderlerine ilişkin getirilen bütçe sınırlamalarının kaldırılması gibi bir dizi düzenlemeler bir an evvel hayata geçirilmelidir. Ayrıca kıdem tazminat tavanı uygulaması, işçilerin mağduriyetine neden olmaktadır. Son memur maaş uygulamasından doğacak, düşük kıdem tazminatı tavanına ilişkin mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz.
“11 TEMMUZ SALI GÜNÜ ÖRGÜTLÜ OLDUĞUMUZ TÜM İŞ YERLERİNDE İŞ BIRAKIYORUZ”
Yüz binlerce belediye işçisine çağrı yapıyoruz; 11 Temmuz Salı günü örgütlü olduğumuz tüm iş yerlerinde iş bırakıyoruz. Talebimiz eşitlik ve insanca yaşayacak bir ücrettir. Bu talep sadece üyelerimizin değil yüz binlerce belediye işçisinin talebidir. Tüm belediye işçilerini 4 ana talebimiz etrafında mücadele etmeye çağırıyoruz.
İnsanca yaşayacak bir ücret için tüm ücretler iyileştirilmelidir. Belediye şirket işçilerine uygulanan ayrımcılık son bulmalıdır. Kadro ve ilave tediye haklarımız derhal verilmelidir. Vergide adalet sağlanmalı ücretlerdeki gelir vergisi kesintisi düşürülmelidir. Belediye işçileri olarak sesimizi yükseltelim. Taleplerimiz için hep birlikte mücadele edelim ve kazanalım.”