Konak'ta bulunan TÜİK İzmir Bölge Müdürlüğü önünde toplanan memurlar pankart açarak "Rakamlarla oynama emekçiyi soyma", "Hükümet zammını al başına çal", "Yüzdelik zamlar istemiyoruz", "Seçim geçti yoksulluk arttı" sloganları attı.
Grup adına basın açıklamasını KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven okudu.
TÜİK’in hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük gösterdiğini belirten KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, seçim vaatlerine de vurgu yaparak açıklamada şunları söyledi:
“TÜİK, maaş artışlarımızı adeta bir kara delik gibi yutmaya devam ediyor. Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan bu sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor. Seçim vaadi olan doğalgaz bahanesi ile mayıs ayı enflasyonu 0,04 çıkarıldı. Yani doğalgazın faturasını kamu emekçileri ve emeklileri ödetilmek isteniyor. Seçim vaadi olan 22 Bin TL’nin son durumuna bir bakalım; 15 Mayıs'ta 22 Bin TL, bin 119 dolardı. Bugün dolar kuru 26 TL oldu, 5 Temmuz itibarıyla 22 Bin TL 846 dolara düşmüş durumda… Kamu emekçilerine seçimden önce vaat edilenler dolar ve temel tüketim maddelerine gelen zamlar ve düşük enflasyon rakamları ile çoktan alınmış durumda. Seçim vaatlerinin faturasını kamu emekçilerine ve emeklilerine fatura edilmesine karşı alanlardayız
AÇLIK SINIRI ALTINDA
15 derecenin 1. Kademesinde bekâr bir kamu emekçisinin eline geçen 10 bin 450 TL çoktan açlık sınırının altında kaldı. İktidarın buna 925 TL çalışmayan eş ve 325 TL tutarındaki iki çocuk yardımını ekleyerek 11 bin 800 TL olarak gösterdiği en düşük kamu emekçisi maaşı ise şimdilik açlık sınırının bir tık üzerine denk geliyor. Emekli kamu emekçileri ise açlık sınırının iki bin TL altında bir rakamla ayın sonunu getirmeye çalışıyor. Kamu emekçileri, emeklileri olarak yıllardır ne bütçeden hakkımızı ne de refahtan payımızı alabiliyoruz. Bugün aynı oyun ‘En düşük kamu emekçisi maaşı 22 bin TL’yi bulacak’ vaadi ile sürdürülmek isteniyor. Üstelik söz konusu artışın tüm kamu emekçilerine, emeklilere adil bir şekilde yansıyıp yansımayacağı hala belli değil. Konuya ilişkin yasa teklifinin meclise sunulması bekleniyor”
TALEPLERİNİ DE SIRALADILAR
Açıklamanın sonunda kamu emekçilerinin taleplerini sıralayan Güven, “En düşük kamu emekçisi maaşı temmuz ayı itibarıyla eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım ve yakacak yardımı gibi sosyal yardım kalemleri ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Bu rakam her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmelidir. Gelir vergisi birinci dilim oranı yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülmeli, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir. Seçim öncesi verilen kira yardımı, mülakatın kaldırılması sözlerinin gereği zamana yayılmadan hemen yerine getirilmelidir. Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz. Bizler ulufe değil grevli gerçek bir toplu sözleşme düzeni istiyoruz. İktidarın tek taraflı olarak çıkardığı yasalar değil, konfederasyonların, sendikaların kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz. Tüm kamu emekçilerini, emeklileri yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. (İHA)