Dokuz Eylül Üniversitesi'nin Tınaztepe Kampüsü'nde bulunan anfitiyatroda, çeşitli bölümlerden mezun olan 2 bin öğretmen adayı için mezuniyet töreni düzenlendi. Törende, aralarında fakülte öğrencilerinin de yer aldığı üniversite öğrenci topluluklarından DİFAT'ın (Dokuz Eylül Türk Folklorünü Araştırma Topluluğu) Zeybek ve Karadeniz yöresi oyunları ile Hint dansları gösterisi yapıldı. İddiaya göre dansçıların kıyafetlerinden rahatsız olan bazı veliler, YÖK'e fotoğrafla şikayette bulundu. Ramazan ayı dolasıyıyla kıyafetlerin uygun olmadığı yönündeki şikayetin ardından YÖK, Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Prof.Dr. Süleyman Başlar'ı faks talimatıyla görevden aldı.
Bir dönem asaleten dekanlık yapan, bir süre önce ise yüzde 90 oy oranıyla seçimi kazanmasına karşın vekil olarak tutulan Prof. Dr. Süleyman Başlar, doğal yaşam alanı dahil, imza attığı birbirinden özel projeler nedeniyle seçimler öncesi asaleten atanmasını beklerken, kendi insiyatifinde olmadan gerçekleşen bir dans gösterisi nedeniyle görevden alınmasının çok ağrına gittiğini söyledi.
'BEN DE ÇARESİZ İZLEDİM'
Prof. Dr. Süleyman Başlar, sağcısıyla solcusuyla fakülteyi birleştiren çalışmalara imza attıklarını belirterek, "3-5 ahlaksız muhalifin 10 aydır solcu, paralel ve daha birçok ithamla sürdürdükleri karalama çalışmasında noktayı üniversite öğrencilerinin oluşturduğu Hint dansları topluluğunun içinde yer alan şortlu dansçıların gösterisiyle koydular. Sahnede latin topluluğunu gördüğümde, çok şaşırdım ve yanımda oturan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil Köse'ye aktardığımda artık yapacak bir şey olmadığını, durdurmaya kalkışılması halinde daha kötü sıkıntı yaşanabileceğini söyleyince ben de çaresiz izledim" dedi.
KUMPAS KURULDUĞUNU ÖNE SÜRDÜ
Mutaassıp bir kimliği olan, atanmayı bekleyen bir yöneticinin Ramazan ayında böyle bir gösteriyi hazırlamasının mümkün olmayacağını ifade eden Başlar, "Atanmayı bekleyen bir insanın kendi kendine kumpas kurması mümkün olur m? Bu öğrenciler sadece bizim fakülte öğrencilerinden değil, üniversite öğrencilerinden oluşuyor. Kuliste görevli arkadaşlarım, denetimlerinde şortlu kıyafetleri hiç görmediklerini, anons edilmeleriyle bir anda sahnede belirdiklerini söylüyorlar. Bu sahnede onlarca kez, diğer birçok sahnede yüzlerce kez sahnelenmiş gösterileri bulunan bu öğrencilerin bizim fakültenin mezuniyet töreninde, benim bilgim dışında sahneye çıkması mı kabaha? Üstelik yapılan gösteri de gayri ahlaki bir gösteri değil ve iddia edildiği gibi o fotoğrafları çekenler veli değil. YÖK'e gönderilen ve basında yer alan fotoğrafların da veliler tarafından çekildiği, gösterilerin de veliler tarafından ayıp karşılandığı da küllüyen yalan. Çünkü fotoğrafların çekim açısının göstergesi muhalifleri gösteriyor" diye konuştu.
Oynanan oyunun sadece kendisine değil, rektörlük seçimlerine yönelik de bir oyun olduğunu iddia eden Başlar, "Rektörlük seçimleriyle bunu birleştirip yüzde 90 oy almış olan bana değil, rektörlük seçimine yönelik de bir oyun. İç içe girmiş benim atanmamı engellemeye çalışan, belki de rektör adaylarının farklı atraksiyonlarından diye düşünüyorum" diye konuştu.
EĞİTİM-İŞ'TEN GÖREVDEN ALMAYA TEPKİ
EĞİTİM- İş 4 No'lu Şube yönetimi, İzmir'de, Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen mezuniyet töreninde sergilenen dans gösterisinde Ramazan ayına uygun olmayan kıyafetler giyildiği gerekçesiyle velilerin şikayet ettiği öne sürülen Fakülte Dekan Vekili Prof. Dr. Süleyman Başlar'ın görevden alınmasına tepki gösterdi. Eğitimciler, "Çağdaş, laik, demokrat, aydın, bilim yuvası olması gereken üniversitelerde bu bakış açısı kabul edilir bir durum değildir" dedi.
İzmir'de, Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen mezuniyet töreninde sergilenen dans gösterisinde Ramazan ayına uygun olmayan kıyafetler giyildiği gerekçesiyle velilerin şikayet ettiği öne sürülen Prof. Dr. Süleyman Başlar, YÖK tarafından görevden alınmıştı. Eğitim- İş 4 No'lu Şube yönetimi yaptığı yazılı açıklamada, görevden alma kararını ve Prof. Dr. Başlar'ın tutumunu da eleştirerek, şunları söyledi:
"Cumhuriyet devrimlerine karşıtlığın zirve yaptığı, okul öncesinden yükseköğretime eğitimde gerici, piyasacı anlayışın yapısallaştırıldığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu dönem içinde sanata dolayısı ile müziğe, şiire, dansa dair saldırılar Buca Eğitim Fakültesi mezuniyet töreninde gerçekleştirilen dans ile sınırlı değildir. Kadınları toplumdan soyutlamaya çalışan zihniyet, dansçıların giydiği kıyafetleri müstehcen bulmuş, Ramazan gününde hatta Cuma gününde erotik hareketler yaptılar diyerek YÖK'e şikayet etmiştir. YÖK acilen toplanarak skandal bir karara imza atmış, Eğitim Fakültesi Dekan'ının vekalet görevini iptal etmiştir. Halk oyunları gösterilerini halt oyunları diye tanımlayan, kızlı erkekli gösterilere şiddetle karşı olan hatta kız ve erkeklerin bir arada eğitim görmelerini istemeyen bakış açısının kostümleri bahane ederek içindeki irini kusması yeni değildir. Bu anlayışın sapkınlığı son dönemde çokça olayla ortaya çıkmıştır. Eğitim İş olarak biz büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün 'sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir' sözünden hareketle sanatı ve sanatçıyı korumaya, desteklemeye ve geliştirmeye devam edeceğiz. Bununla birlikte isterdik ki; bu olay nedeni ile dekanlık vekaleti alınan ve yaygın kanı ile mağdur edilen Prof.Dr. Süleyman Başlar da böyle düşünebilse idi. Prof. Başlar basında yer alan ifadesine göre kendisini görevden alan anlayışla öylesine bir aynılık içindendir ki, daha büyük bir olaya neden olmayacak olsa gösteriyi durdurmak isteğindedir. İşte bu yaşananları doğru anlamlandırmak noktasında bir veridir. Prof. Başlar aslında dans gösterisi bahane edilerek ama bir anlamda bir taşla da iki kuş vurularak aslında son dönemlerde yasal metinlere geçirilmeye çalışılan iktidardan ayrı düşenler, düşünenler kategorisinden olduğu için görevden alınmıştır.Şimdi dans gösterisi bahane edilerek hem Cumhuriyet kazanımlarına saldırılacak hem de yolu ayrı düşenlere ceza kesilecektir. Dekan Başlar, YÖK'ün kendisini görevden aldığını sadece seçimlerde kendisine oy verdiğini düşündüğü öğretim üyelerine elektronik posta atarak "Mezuniyet töreninde, üniversite dans topluluğunun Hint Dansı gösterisi yapacağının planlandığı ancak son anda programa alınan ilave dansın bilgisi dışında gerçekleştiğini ifade etti. Burada yapılmak istenen toplumu baskı altına almak, laik Cumhuriyete karşı olmaktan başka bir şey değildir. Okulumuzun öğrencilerinin yaptığı dans gösterisini müstehcen bulmak, erotik bulmak hastalıklı bir zihniyettir. Hele hele çağdaş, laik, demokrat, aydın, bilim yuvası olması gereken üniversitelerde bu bakış açısı kabul edilir bir durum değildir."