Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla saldırı başlatmasının ardından Filistinli gruplar ile İsrail arasındaki çatışmalar 9. gününde sürüyor.
Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve HÜDA PAR, bugün İstanbul Maltepe’de “Özgür Filistin Mitingi” düzenliyor. Filistinlilere selam göndererek konuşmasına başlayan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Bir açık hava hapishanesi haline getirilmiş Gazze’de bütün bir insanlığın onuru adına ayağa kalkan, Gazze açıklarına gelen donanmalara meydan okuyan, Gazze üstünde uçan uçaklara meydan okuyan kadınlara, çocuklara, yaşlılara selam olsun. Bazı meseleler var ki yazarak değil konuşarak değil yaşayarak anlaşılır. Burada Gazze Hükümeti adına bulunan doktor Kemal kardeşimizi iyi tanıyın. Kendisi bahsetmedi ama bu alçak saldırılarda bir oğlunu ve iki torununu kaybetti ve burada sizlere hitap etti. Doktor Kemal’i, ailesini şehitlerini selamlıyoruz.
"75 YILDIR SÜREN SAVAŞ VAR"
Gazze’yi, terörist kaynağı gibi gösterenlere sesleniyorum, insanlığınızdan utanın. Değerli kardeşlerim son 8 gün içinde hep gündemde tutulan bazı sorulara cevap arayalım. Neden 7 Ekim sabahı? Öyle bir propaganda işliyor ki sanki Gazze özgürlükler içindeydi, sanki Filistin sakindi. Sanki bölgede barış vardı da bir sabah Hamas militanları onların tabiriyle ‘masum İsrail’e saldırdı.’ Bu bir aldatmacadır. Orada 75 yıldır süren bir zulüm var ve Mescid-i Aksa 56 yıldır işgal altında. Bunun vebali sadece İsrail rejimin destekleyen ülkeler üstünde değil, bütün İslam dünyası üzerindedir. Son aylarda bazılarının gözünden kaçsa bile üç önemli olay yaşandı. Birincisi; aylardır Mescid-i Aksa İsrail postallarıyla çiğnendi, İsrail polisi köpekleriyle Mescid-i Aksa’ya girdi.
"İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI DERHAL TOPLANMALI"
25 Eylül’de kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı hala Kudüs için, Mescid-i Aksa için, Gazze için toplanmadı. Dokuz gün oldu bugün hala Gazze’nin ufuklarında kan var, vahşet var. Ama İslam İşbirliği Teşkilatı’nı toplantıya çağırmadılar. Halbuki İslam İşbirliği Teşkilatı’nın tüzüğünde kuruluş gerekçesi, Mescid-i Aksa’nın yakılması, merkezi de Kudüs’tü. İslam İşbirliği Teşkilatı’na ve Türkiye’ye sesleniyoruz, derhal toplanın Filistinli kardeşlerimizi yalnız bırakmayın…
"BU SAVAŞ İNSANLIK ONURUNU AYAĞA KALDIRANLARLA, ÇİĞNEYENLER ARASINDA"
İkinci soru; bu savaş kimle kim arasında? Uluslararası basını takip ederseniz teröristlerle meşhur İsrail devleti arasında. Asla… Bu savaş, vatanını kurtarmak için bedenini ortaya koyan Filistin halkıyla işgalci güçler arasında. Bu savaş, kutsalını korumak isteyen Filistinli kardeşlerimizle bu kutsalı çiğnemek isteyen zalim rejim arasında. Bu savaş insanlık onurunu ayağa kaldıranlarla insanlık onurunu çiğneyenler arasında.
"İSRAİL İŞGAL ETTİĞİ TOPRAKLARDAN GERİ ÇEKİLMEDİ"
Üçüncü soru; kim haklı? Bu meydanları dolduranlar hepimiz Filistinlilerin haklı olduğunu düşünüyoruz. Tarih 1947. Birleşmiş Milletler (BM) karar aldı. Filistin halkının kendi kaderini tayin etme kararını aldı. 75 yıl geçti bu karar uygulanmadı. Herkesin devleti varsa Filistin halkının devleti yoksa, Filistin halkı bugün 7 Ekim sabahı kendi kaderini eline almaya karar verdi, buna ancak saygı duyulur. Bizler o kararı tümüyle kabul etmesek bile BM kararına saygı duyan herkese, 1969 yılında Kasım ayında çıkan 242 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı’nı, altında İsrail’e destek gönderen, donanma gönderen Amerika Birleşik Devleti’nin, İngiltere’nin, Fransa’nın, Rusya’nın, Çin’in de imzasının olduğu karar der ki, ‘İsrail işgal ettiği topraklardan derhal geri çekilmelidir.’ Çekildi mi? Çekilmedi… Bir müeyyide uygulandı mı? Uygulanmadı.
"MÜSLÜMAN OLARAK BU MESELE BİZİM MESELEMİZDİR"
Dördüncü soru; o günden bugüne birtakım görüntüler yayınlanıyor. İlk gördüğümüz anda ‘Burada psikolojik bir operasyon var’ dedik. Çünkü bizim ümmeti olmaktan gurur duyduğumuz Hazreti Muhammed’in savaş hukukuyla ilgili açık bir hadisi var. ‘Kadınlara dokunulmaz. Çocuklara hayvanlara, nebatata, din mekanlarına dokunulmaz’. Ama Gazze, Filistin otoriteleri defalarca bu görüntüler üzerine açıklamalar yaptılar. Ama hala bu görüntüler üzerinden bir algı operasyonu yapıyorlar. Açık bir operasyonla karşı karşıyız. Eğer Amerika Birleşik Devletleri, Afganistan’da, Irak’ta bir düğün ziyafetini bombalar, yüzlerce kardeşimizin kanına girerse bu savaşın istenmeyen sonucu oluyor ama Gazzeli kardeşlerimizin haklı direnişi mutlak olarak suçlanıyor. Biz Filistinli kardeşlerimize güveniyoruz. Yanlış iş yapanları onlar hesaba çeker. Kadınlara dokunulmayacak. Çocuklara dokunulmayacak ama Filistin bir gün mutlaka özgür olacak. Son soru, günlerdir kendisinin Mossad’la temasını itiraf eden bir siyasi de içinde olmak üzere günlerdir bize saldırıyor. Bir güruh şunu söylüyor, ‘Bizim Gazze’de, Filistin’de ne işimiz var. Bu mesele bizi ne ilgilendirsin.’ Çok açık söylüyorum bir insan, Müslüman olarak bu mesele bizim meselemizdir.
"BU BÖLGE, BU TOPRAK BİZİM KADERİMİZDİR. KİM NE DERSE DESİN"
1967 yılında Mescid-i Aksa işgal edildiğinde, Doğu Kudüs’te Kudüs Başkonsolosumuz Ali Refik İleri. İsrail ordusu gelir Kubbetüs Sahre’ye İsrail bayrağı çeker. Dışişleri kayıtlarında var. Ali Refik Bey Ankara’dan talimat beklemez doğrudan Mescid-i Aksa’ya gider. Askerler engellemeye çalışır. ‘Bu bayrak Türk bayrağı komutanınızı çağırın’ der. ‘Bu savaş sizinle Araplar arasında olmuş olabilir öyle görebilirsiniz ama bu İsrail bayrağı buradan inmedikçe, bu savaş bundan sonra sizinle bizim aramızdadır, bütün Müslümanlar arasındadır…’ söyleyen Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu… Biz bu toprakların Kudüs’ün, Filistin’in yüz sene önce kanını dökmüş atalarının çocuklarıyız. 2014 yılında Gazze’ye saldırdığında İsrail’de savaşılan tepenin adı Şucaiye Tepesi. Çünkü Gazzeliler Osmanlı askerleriyle son direnişi o tepede yaptılar ve orada son Osmanlı askeri şehit düştü. İşte ‘Türkiye’nin bu meselede ne ilgisi var’ diyenler kilometrelerce öteden gelen Amerikan donanmasına ve İngiliz kraliyet donanmasına baksınlar ve utansınlar. Bu bölge, bu toprak bizim kaderimizdir. Kim ne derse desin. Bundan sonra da Gazze davasının Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksa davasının öncüsü bizim milletimiz olacaktır. Buradan hükümete de bir kez daha sesleniyorum 12 maddelik bir teklif ettim daha hiçbiri hayata geçirilmedi."