Yeşil Sol Parti, 4. Olağan Kongresi Ankara Atatürk Spor Salonu’nda “Özgürlük İçin Yeniden” sloganıyla toplandı. Kongrede partinin yeni ismini Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş duyurdu. Beştaş, partilerinin isminin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olduğunu açıkladı. Beştaş, “Hoş geldin HEDEP. Hep birlikte daha güçlü yarınlara imza atacağız” dedi.
Kongreye, Parti Meclisi ve eş genel başkanlar için tek liste sunulacak. Hazırlık ve Mutabakat Komisyonu’nun, Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan isimlerini eş genel başkan adayları olarak kongre iradesine sunacağı öğrenildi. Kabul edilmesi halinde Hatimoğulları ve Bakırhan, partinin yeni eş genel başkanları olacak. Kongrede eş genel başkanlar yanında PM üyeleri seçimi de yapılacak.
Partinin yeni amblemi ise "bilge ağacın" içinden doğan güneş olarak belirlendi. Amblem "Hareketli, dinamik çizgisellikle bilge ağaç, güneş ve insan figürleriyle ekoloji, değişim ve dönüşüm tarif edilmiştir" diye anlatıldı.
Tülay Hatimoğulları, kongrede yaptığı konuşmada, Filistin ve Kürt meselesinin Türkiye ve Ortadoğu’nun iki önemli sorunu olduğuna vurgu yaptı. Hatimoğulları özetle şunları söyledi:
“Halkı bu salona gelme konusunda hiç kimse engelleyemedi ve halk kendi partisini kurdu. Yeni partimiz hepimize hayırlı uğurlu olsun. Kapitalist uygarlığın krizi dünyanın her köşesinde insanlık ve doğa için alarm veriyor. Dünyanın bir avuç zenginin kararları çerçevesinde milyarlarca insan açlık ve yoksullukla baş başa kalmış doğa çok büyük bir yıkım yaşamaktadır. Kapitalist modernite ekonomik ve siyasi krizi ile baş edebilmek için küresel çapta ırkçı, milliyetçi, aşırı sağcı rejimlerin iktidara geldiği dönemlerden geçiyoruz. Erdoğan’ın seçilmesinin altında yatan en temel nedenlerden biri budur. Giderek derinleşen ekonomik krizde sermaye azgınca zenginleşirken işçilerin, emekçilerin, yoksulların payına daha çok açıklık, yoksulluk ve çile düşmüştür. Erdoğan, ‘Dişinizi biraz daha sıkın, sabredin’ diyor. Bizlerin sıkacak dişi, kemeri kalmadı. Bıçak iliklerimize kadar dayanmış durumdadır. Hz. Muhammed’in söz geliyor aklıma; ‘Komşunuz açken tok yatan bizden değildir.’ Bu iktidar, temsilcileri bizden değildir bu toplumdan hiç değildir.
Havamıza, suyumuza, toprağımıza göz diken sermaye düzenine ve iktidarına karşı bıkmadan, usanmadan direnenler oldu. Selam olsun Akbelen direnişine; Cilo’ya, Dikmece’ye, Kaz Dağları’nda ve Yırca’da direnen kadınlara selam alsın. Yüzyılın felaketini yaşadık depremde. Bu iktidar depremde insanları kurtarmadığı gibi 8 ayı geride bıraktığımız halde bir gıdım yol almada, 15 milyon insanı mağdur eden bir tutum içinde olmaya devam ediyor. Burada bir kez daha ‘Me rıhna ron’ diyenleri ‘Gitmedik buradayız, kentimizi yeniden kuracağız’ diyenleri, kış koşullarında çadırlarda, konteynerlerde yaşamak zorunda olan depremzedelerin sesi şu anda bu salonda diyorlar ki ‘Bizi unutmayın.’
“SELAHATTİN DEMİRTAŞ’A VE BÜTÜN TUTSAKLARA SELAM OLSUN”
İktidar yargısı kumpas ve soykırım davalarından vazgeçmiyor. Kobani kumpas davası Ortaçağ’ın engizisyon mahkemelerini aratmayacak şekilde çalışmasını sürdürüyor. Cezaevlerinde tutulan Gülten Kışanak’a, Sebahat Tuncel’e, Ayla Akat’a, Figen Yüksekdağ’a, Leyla Güven’e, Selahattin Demirtaş’a ve bütün tutsaklara selam olsun.
“FAŞİST REJİME KARŞI DEMOKRATİK VE ÖZGÜR YARINLAR İÇİN 21. YÜZYILIN SOSYALİZMİNİ DEVRİMCİ, YURTSEVER BİR RUHLA KURMANIN TAM DA ZAMANIDIR”
Sevgili genç yoldaşlarım işsizlik, barınma, eğitimsizlik bütün bu sorunlar sizlerin kaderi değildir. Daha çok örgütlenmek ve bunlarla mücadele etmenin tam da zamanıdır. Devrimci sosyalist yurtsever gençlik hareketinin öncülük ettiği pırıl pırıl sayfalarla doludur bu tarih. Faşist rejime karşı demokratik ve özgür yarınlar için 21. yüzyılın sosyalizmini devrimci, yurtsever bir ruhla kurmanın tam da zamanıdır. Gençler umudumuz sizsiniz. Bu partiyi ve mücadeleyi sırtlayacak yarınları kuracak sizlersiniz.
“ÖZELLİKLE MÜTEDEYYİN KARDEŞLERİME SESLENMEK İSTİYORUM; DİNİ İSTİSMAR EDEN, DİNİ SİYASETE ALET EDENLERE KARŞI ŞİMDİ DURMA ZAMANIDIR”
Mayıs seçimlerinden sonra iktidar yeniden insanların inançlarına ve yaşam tarzlarına müdahale etme konusunda daha fazla bir ceberutluk içinde. Özellikle mütedeyyin kardeşlerime seslenmek istiyorum; dini istismar eden, dini siyasete alet edenlere karşı şimdi durma zamanıdır. Sizlerin sözleri, duruşu, 72 milletten yurttaşın bu ülkede barış ve huzur içinde yaşamasına büyük bir katkı sağlayacaktır.
“ERKEKLER TARAFINDA KATLEDİLEN ŞÜPHELİ BİÇİMDE KAYBEDİLEN HER KADININ HESABINI SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ
AKP iktidarı kadınların lehine olan bütün kazanımları tek tek almak için daha çok harekete geçmiş durumda. Eşbaşkanlık, eşit temsiliyet sistemimiz hedef alınmıştır. Kadın kurumlarının kapatılmasını, kayyumlar eliyle işlevsizleştirilmesini İstanbul Sözleşmesi’ni bir gece yarısı ortadan kaldırılmasını, farklı cinsel yönelimlere yönelik nefret siyasetini asla kabul etmiyoruz. Erkekler tarafında katledilen şüpheli biçimde kaybedilen her kadının hesabını sormaya devam edeceğiz. Yoksulun yoksulu da olan kadının ekonomik çaresizliğine ve emek sömürüsüne asla sessiz kalamayız.
“ORTADOĞU’DA HUZUR VE BARIŞIN YOLU KÜRT VE FİLİSTİN SORUNUNUN ÇÖZÜLMESİNDEN GEÇER”
AKP’nin Kürt düşmanlığı bölgemizi kan gölüne çevirmiş durumdadır. Sivilleri hedef alan bu saldırılar derhal bitirilmeli ve TSK bütün güçlerini Rojova ve Irak topraklarından geri çekmelidir. Ortadoğu’da huzur ve barışın yolu Kürt ve Filistin sorununun çözülmesinden geçer. Bu sorunun çözülmesi için herkesin tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi lazım. Kürt sorunu sadece Kürtlerin sorunu değil; Arapların da Türklerin de Ermenilerin de bütün coğrafyanın sorunudur. Ekonomik kriz derinleşmiş insanların bir kuru ekmeğe muhtaç olduğu dönemde ‘Mermi fiyatı nedir biliyor musun’ diye soran Erdoğan’ı kınıyoruz, merminin fiyatını biliyoruz ama o ekmeğin fiyatını bilmez. Açlık, savaş bitsin, kan dursun istiyoruz. Bunun için barışı inşa etmek için İmralı tecrit rejiminin ortadan kalkması lazım.
Ortadoğu’da kanayan iki yara var; Kürt sorunu ve Filisin sorunu...100 yıllardır emperyalistlerin yerli işbirlikçileriyle kışkırttıkları din, mezhep ve halklar arasındaki savaş ne yazık ki 21. yüzyılda Ortadoğu’yu kana bulamaya devam ediyor. Bizler bu çerçevede büyük Ortadoğu barışını savunuyoruz. Türkiye’de Kürt sorununun çözülmesini savunuyoruz. Barış demeye devam edeceğiz.
Bizler bir seçim süreci yaşadık. Akabinde toplantılarımızı devam ettik. Şunun muhasebesini yaptık; nerede yanlış, eksik yaptık? Önümüzdeki süreçte hangi yanlışlara düşmemeliyiz, bu sorunların yanıtlarını aradık. Ortaya çıkan sonuçlarda yeninde yapılanma kararı aldık. Yeniden yapılanmayı merkezden yerele, yerelden merkeze doğru hep beraber yeniden yapılacak ve bu otoriter rejime karşı tek vücut çıkmayı yeniden başaracağız.
“MÜCADELE MEYDANLARDA, MAHALLELERDE, HALKIN ARASINDA OLUR, SEÇİM VE SANDIK BUNUN SONUCU OLUR”
Bizler üçüncü yolun yolcularıyız. Egemen bloklara karşı, ezilen ve sömürülen, hak ve adalet, özgürlük, barış ve demokrasi için tarihsel mücadele veren üçüncü yolun yolcularıyız. Faşist otoriter rejim kendini tahkim ederken, mücadeleyi seçimlere ve sandıklara sıkıştıranlara, ana muhalefet partisine de sözümüz var. Mücadele sandıklara sıkıştırılamaz. Mücadele meydanlarda, mahallelerde, halkın arasında olur, seçim ve sandık bunun sonucu olur. Bu tarihsel hatayı yeniden yaşamamak için bütün muhalefete buradan uyarımızı yapıyoruz.
“EN GENİŞ TOPLUMSAL VE DEMOKRATİK İTTİFAKI KURACAĞIZ”
İttifak politikamızı yeniden gözden geçirdik. Eksikliklerimizi de tespit ederek yeni dönemde bileşen ve ittifaklarımızla beraber en geniş toplumsal ve demokratik ittifakı kuracağız. Her aydın, yazar, sanatçı, gazeteci, sosyal demokrat, devrimci, sosyalist, yurtsever, feminist kısacası bu devran böyle gitmez bir şey yapmalı diyen herkesin elini taşın altında koyması gerekiyor. Gelin en geniş yelpazedeki ittifakımızı hep birlikte inşa edelim.
“GELİN BİR 100 YIL DAHA KAYBETMEYELİM. GELİN CUMHURİYETİ HEP BERABER DEMOKRATİKLEŞTİRELİM”
Bütün siyasal ve toplumsal dinamiklere çağrımızı yeniliyorum; gelin bir 100 yıl daha kaybetmeyelim. Gelin cumhuriyeti hep beraber demokratikleştirelim. Bu ülkenin kanayan yarası olan Kürt sorununu, Alevilerin sorununu, emekçilerin, kadınların sorununu hep beraber çözelim.”
İBRAHİM AKIN: BİZİ ENGELLEYEMEZSİNİZ
Kongrede Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, söz alarak şunları söyledi:
"Özgürlük için eşitlik için bu salonları dolduran, son 15 gün içerisinde demokratik siyasete yönelik yapılan her tülü saldırı, tutuklamalar artık kabul edilemez duruma gelmiştir. Buradan bunu yapanlara, bu saray rejimine bir kez daha söylüyorum. Bizi engelleyemezsiniz. Arkadaşlarımızı gözaltına alabilirsiniz tutuklayabilirsiniz, yıllardan bu yana yaptığınız her şeye devam edebilirsiniz ama bizi engelleyemezsiniz.
Sevgili dostlar bu kongre sadece olağan bir kongre değil, olağanüstü koşullarda yaşamı aynı zamanda bir sürecin değerlendirilmesi, yeni bir sayfanın açılması bakımından bir devir teslim süreci aslında. Olağanüstü koşullardan geçiyoruz. Biz 'barış' dedikçe dünyanın bütün egemenleri kendi iktidarlarını güçlendirmek için 'savaş' diyorlar. Biz 'özgürlük' dedikçe onlar tekçi siyasetlerini dayatmak istiyorlar.
İsrail ve Filistin arasındaki yaşanan savaş ülkemizi de etkilemeye başlamış durumdadır. Buradan sesleniyoruz. Savaş çözüm değildir, savaş kandır, savaş çocukların katledilmesidir. Kadınların katledilmesidir. Biz Filistin halkının yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Bu savaş politikası içerisinde özellikle Hamas'ın sivillere kadınlara yönelik yaptığı durumu savunmamız mümkün değildir. Birleşmiş Milletler'in bu savaşı durdurması konusunda rol almasını istiyoruz. Çünkü bu savaş kasıtlı olarak bütün dünyaya özellikle Orta Doğu'ya yaygınlaştırılmak isteniyor. Bu savaş sırasında Erdoğan'ın sözlerini hatırlatmak istiyorum, 'Savaşlar her zaman felaket getirir. Aynı zamanda savaşlar adil barışa engel olamaz. Savaşların aynı zamanda bir ahlakı vardır sivillere dönük katliamların yaşamları tehdit eden, yerinden yurdundan eden tarzları kabul etmiyoruz' diyor.
Evet biz de bunları söylüyoruz ama Erdoğan'a bir şey hatırlatmak istiyoruz. İkiyüzlülükten vazgeçin yıllardan bu yana Irak'ta Suriye'de Rojava'da yürüttüğünüz her türlü sorunların benzerini sizler yapıyorsunuz. Bu kongrenin şiarı, ‘Özgürlük için yeniden’. Özgürlük bizim için vazgeçilmez bir şey. Özgürlük olay bir şey değil kolay kazanılmıyor... Önce kendimizi partimizi örgütleyeceğiz sonra gençleri emekçileri ve bütün toplumsal mücadeledeki ötekilerin birlikteliğini sağlayacağız. Bu tarihsel buluşmayı sağladığımızda almış olduğumuz kararların yerine getirme sorumluluğunu yerine getirmiş olacağız."
YEŞİL SOL PARTİ EŞ SÖZCÜSÜ ÇİĞDEM KILIÇGÜN UÇAR: “BU İKTİDARI DEĞİŞTİRMEYE VE HALKIN İKTİDARIN KURMAYA VAR MISINIZ”
Kongrede söz alan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Her birinizin emeğiyle, her birinizin katkısıyla yeni partimizle, yeni eş başkanlarımızla ve yeni yönetimimizle bu yolu büyütmeye ve bu yolu Kürt halkı başta olmak üzere demokrasi mücadelesine ses olan, kadınların, gençlerin demokrasi mücadelesine inan ve güç veren herkesin partisi yapmak üzere yola çıktık. Savaş politikalarıyla tüm toplumu ipotek altına almaya çalışan bu iktidar karşısına bir gün olsun geri adım atmayan arkadaşlarımızla birlikte bu iktidarı değiştirmeye ve halkın iktidarın kurmaya var mısınız? Devlet geleneğini sürdüren ve 100 yıllık tekçiliği daha da derinleştiren bu iktidar Kürt halkının, demokrasi güçlerinin mücadelesinin kendisi için en büyük engel olduğunu çok iyi biliyor o yüzden saldırıya devam ediyor” dedi.