Anayasa Mahkemesi'nin son gerekçeli kararının ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında tahliye kararı vermeksizin dosyasını yeniden Yargıtay'a geri gönderdi.
Salih Uzun, halen cezaevinde olan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın serbest bırakılmasına ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı ve Numan Kurtulmuş’a çağrıda bulundu. Uzun’un açıklaması şöyle:
“14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan 28. Dönem Milletvekili Seçimleri sonuçlarının Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edildiği 30 Mayıs 2023 tarihinden itibaren ülkemizde parlamento hukuku bakımından başlangıçta ‘garabet’ olarak tanımlanabilecek bir durum yaşanmış ancak meselenin uzamasıyla birlikte durumun izahı için ‘garabet’ sözcüğü yetersiz kalmıştır.
Hatay Milletvekili seçildiği Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilmiş olan Şerafettin Can Atalay hakkında devam etmekte olan yargılamanın durdurulmaması ve bulunduğu cezaevinden tahliye edilmemesi üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 25 Ekim 2023 tarihinde hak ihlali kararı vermesinden sonra süreç ‘hukuk garabeti’ olmaktan çıkmış ‘devlet krizi’ halini almıştır. 21 Aralık 2023 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez verdiği hak ihlali kararının da uygulanmaması üzerine sözünü ettiğim ‘devlet krizi’ derinleşmiştir.
"MİLLİ İRADENİN MÜKELLEFİYETİ SİZİN OMUZLARINIZDA"
“Ancak basına yansıyan beyanatlarınızda özetle, ‘Konu yargının konusu. Biz yapacağımızı yaptık, onun vekil olduğunu ilan ettik. Yemin için kürsüye çağırdık. Komisyona seçtik. Özlük haklarını başlattık’ dediniz. Sayın Başkanım, işte asıl o zaman sorun bizim sorunumuz, yani parlamentonun sorunu haline geliyor. Mademki Can Atalay milletvekili, nasıl oluyor da parlamentonun kendisi hakkında dokunulmazlığının kaldırılmasına yahut vekilliğinin düşürülmesine dair hiçbir kararı yahut tasarrufu olmadan başka bir erk tarafından tutuluyor.
Tarihin bu döneminde TBMM Başkanı olmanız hasebiyle parlamentonun hukukunu savunma, dolayısıyla milli iradenin tam olarak parlamentoya yansımasının sağlanması mükellefiyeti sizin omuzlarınızda bulunmaktadır. Devlet krizi olarak tanımlanan yani olağan olmayan durumlarda erklerin başkanları nasıl davranması gerekiyorsa sizin de o şekilde olağan olmayan tutum, tavır ve inisiyatif almanız gerektiğine inanıyor ve sizi tarihi sorumluluğunuzun gereğini yapmaya bir kez daha davet ediyorum.” (ANKA)