İYİ Parti’nin, kiralara getirilen yüzde 25 artış sınırının uygulanabilirliğinin denetlenmesi, kiracıları ve ev sahiplerini mağdur etmeden kira artışlarına yönelik alınabilecek önlemlerin belirlenmesi, konut satışıyla Türk vatandaşlığı kazanılmasının neden olduğu sorunların araştırılması amacıyla TBMM’ye verdiği Meclis Araştırma önergesinin TBMM Genel Kurulu’nun bugünkü birleşiminde görüşülmesi için grup önerisi getirdi.
CHP grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Deniz Yücel ise şunları söyledi:
“Geçen yıl haziran ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kira artış oranını yüzde 25’le sınırlayan bir düzenleme yapıldı. Böyle bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu? Her ürünün fiyatının arttığı, dövizin yükseldiği ama maaşların ve enflasyonun altında kaldığı bir dönemde kira bedelleri de hızla arttı. Fahiş kira artışlarına karşı getirilen bu çözüm elbette bir AKP klasiği olarak her zamanki gibi geçiciydi, palyatifti, sorunu çözmekten uzaktı.
Bugün yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne mevcut düzenlemeyi bir yıl daha uzatan bir kanun teklifi sunacaksınız. Çünkü kiralardaki artış hala çok yüksek düzeyde. Üstelik sizin getirdiğiniz bu düzenlemeler sorunu kayıt dışı bir alana itti. Emlak piyasası adeta çıldırdı. Barınma ihtiyacı ülkemizde AKP iktidarının iş bilmez uygulamaları nedeniyle büyük bir sorun haline geldi. Ev sahipleri tahliye taaddüdü imzalamayan kişilere evlerini kiraya vermiyor. Yüzde 200, yüzde 300 kira artışları nedeniyle kiracıların neredeyse tamamına yakını adliye koridorlarında.
“HAYAT PAHALILIĞININSA ÖNÜNE GEÇİLEMİYOR, ÜLKEMİZDE DERİN BİR EKONOMİK BUHRAN VAR”
Sorunu çözmek için önce sorunun kaynağına bakmak lazım. Yanlış ekonomi politikaları nedeniyle döviz kurları fırlarken Türk lirası alabildiğine değer kaybetti. Hayat pahalılığınınsa önüne geçilemiyor. Ülkemizde derin bir ekonomik buhran var. Ülkede kimsenin maaşı 4-5 kat artmazken konut kiralarındaki artışın önüne geçilemiyor. İktidarın günü birlik politikalarının bedelini kiracılar ağır bir şekilde ödüyor. Diğer yandan hayata yeni atılan, sıfırdan ev kiralayan çiftlerin durumu çok daha vahim. Emeklinin, memurun, işçinin aldığı maaşın yarıdan fazlası kiraya gidiyor.
Anayasa’nın 57’nci maddesi açık. Devletin konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alması anayasal bir zorunluluktur. Ama siz önlem alacağınıza sorunu geçiştirip kiracıyla ev sahibini karşı karşıya getiriyorsunuz. Üstüne bir de kira artış oranlarına uymayanları hapis cezasıyla tehdit ediyorsunuz. Ülkeyi soktuğunuz bu derin enflasyon çukurundan vatandaşın boğulmasını izliyorsunuz. Öncelikle dar gelirli kesimlere kira desteğinde bulunmak artık bir tartışma ya da öneri konusu değil bir zorunluluk haline geldi.”