Ege Denizi'nde 30 Ekim'de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde, İzmir genelindeki bazı binalar, yıkılırken, bazıları da hasar gördü. 116 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi de yaralandı. Deprem sonrası AFAD, Kızılay, UMKE gibi birçok kurumdan ekipler, bölgeye gelerek depremzedeler için seferber oldu. Afetin yaralarını sarmak ve depremzedelerin yanında olmak için birçok kişi ise gönüllü olarak çalışmalara katıldı. Öğrenciden ev kadınına, çeşitli meslek gruplarından birçok kişi, zor günlerde beraberlik örneği sergiledi.
'DESTEK OLMALIYIM, DİYE DÜŞÜNDÜM'
Kızılay gönüllülerinden, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Bankacılık ve Finans Bölümü öğrencisi Betül Dökenel (21), "Türk Kızılayı İzmir ve Manisa şubelerinde 2 yıldır gönüllü olarak hizmet veriyorum. Halkımızın her türlü ihtiyacını karşılamaktayız. Elimizden geldiğince gece- gündüz demeden çalışıyoruz. Depremin ilk anından beri, vatandaşımızın yaralarını sarmak için sahadayız" diye konuştu.
Depremin kendisi için de olumsuzluk yarattığını söyleyen Dökenel, "Ben ufakken hatırlıyorum, deprem olmuştu. Anneannemin evini tahliye etmiştik. Ben o depremi unutamıyorum. Benim için travma olmuştu. Bu depreme anneannemin yanında yakalandığımda, yardım etmeliyim, diye düşündüm. Bir çocuğun elini tutmalıyım, diye düşündüm. Destek olmalıyım, diye düşündüm. Yeleğimi giyerek alanlara geldim" dedi.
Deprem mağdurlarının dertleşmek için geldiğinden de bahseden Betül Dökenel, "Çoğu ablayla tanıştım. Çoğu arkadaşının cenazesine şahit olmuş. İlk gün enkaz altına girdim. Bir Kur'an-ı Kerim çıkarmıştım. O anlara birebir şahit olmak sütü daha bitmemiş bir biberonu elimle tutup köşeye koymak o günden beri beni üzen bir şey olmuştu. Bizim bu süreci atlatacağımızı umuyorum" diye konuştu.
Şarkıcı Haluk Levent'in kurduğu Anadolu Halk ve Barış Platformu (AHBAP) üyesi de olan, Kızılay gönüllüsü animatör Gülden Tan (41) ise "Depremi birebir yaşayanlardanım. O sırada oğlumla beraber evdeydik. Çok büyük bir sarsıntı acı yaşadık. Ben de bir depremzedeyim. Evimde şükür bir hasar yok ama çevremde evleri zarar görenler tanıdığım olduğu için yardıma koştum. İzmir halkının birbirine kenetlenmesi o kadar güzel ki ben de burada olmalıyım, diyerek yardımsa koştum" dedi.
BİNASININ YIKILMASINA RAĞMEN YARDIMA KOŞTU
Depremde binada olmadığı için kurtulan, yıkılan Doğanlar Apartmanı'nın sakinlerinden Emel Coşkun, enkazı gördüğünde üzüldüğünü belirtip, "Depremi birebir yaşadım. Sonrasında Kızılay'da gönüllü oldum. Sabahtan öğlene kadar ofisteki işlerimi halledip sonrasında gönüllü olarak Kızılay'a geliyorum" diye konuştu.
Genç Kızılay İzmir Başkanı Dorukcan Mutlu da "Bizim temel faaliyetimiz gönüllülerin sevk ve idaresini sağlamak. İzmir halkı afetin ilk anından beraber bizimle birlikteydi. Organizasyon ekibimizle afetin ilk gününden itibaren durmadan çalıştık. Afet boyunca 900 farklı gönüllüyle çalıştık. Evine gönderemediğimiz gönüllü dahi oldu" dedi.
Türk Kızılay İzmir Şube Başkanı Kerem Fahri Baykalmış, Türk Kızılayı'nın sahadaki başarısını gönüllülük hareketine bağladı. Deprem bölgesinde 36 noktada irtibat noktası kurduklarını söyleyen Baykalmış, gönüllülerin katkısının önemli olduğunu dile getirdi. Baykalmış, "Türk Kızılayı alan elle veren el arasında köprüdür. Gerek İzmir depreminin yaralarının sarılması noktasında gerekse de dünyadaki birçok afet durumunda Türk Kızılayı sahadaki bu yardım çalışmalarıyla bir destan yazıyor. Burada çeşitli hikayelerle karşılaştık. Öğrencilerden oluşan gönüllülerimiz var. Çalışan iş hayatını devam ettiren arkadaşlarımız da var gönüllüler arasında. Mesela bir sağlık personeli arkadaşımız vardı. Sabah hastanede görevini yapıyordu. Diğer zamanda bize yardım ediyordu. Sahadaki bu çalışmalara vatandaşların olumlu tepkileri ise bizleri motive ediyor" dedi.