Seferihisar ilçesi açıklarındaki 6,6 büyüklüğündeki depremle sarsılan İzmir'de, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından hazırlanan erken uyarı sistemi projesiyle büyük yer hareketlerinin önceden tespit edilerek deprem sırasında oluşabilecek can ve mal kaybının azaltılması hedefleniyor.
DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de depremlerin en çok hasar veren afetlerin başında geldiğini söyledi. Buna benzer bir projenin sadece İstanbul'da uygulandığını ve çok önemli olduğunu aktaran Sözbilir, şöyle devam etti:
"Kandilli Rasathanesi ile İzmir'de herhangi bir fay kırıldığında hangi yerleşim yerine ne zaman sismik dalganın yıkıcı etkisi gelecek onu belirlemeye yönelik bir çalışma olacak. Projenin temelinde belli bir haberleşme mekanizması içinde belli yerlere sensörlerimizi yerleştiriyoruz. Özellikle o sismometre özelliklerinden yola çıkarak bir ana veri merkezimiz oluyor. Bir eşik değer koyuyoruz onu aştığı zaman uyarı geliyor. Yıkıcı deprem gelmeden önce İzmir'de elektrik, su, doğalgaz hatlarının kesilmesi, raylı sistemlerin durdurulması, kamu kurumlarına uyarı yapılması, büyük sanayi tesislerinde üretimin durdurulması, her türlü akaryakıt aktarımının durdurulması gibi esaslara dayanan bir mekanizma kurmaya çalışıyoruz. Bölgede var olan sismometrelerin yanı sıra 6 tane daha yerleştiriyoruz. Özellikle hastanelere yerleştirmek için girişimlerde bulunduk."
İlk 6 ay proje üzerinde denemeler yapacaklarını ifade eden Sözbilir, şu değerlendirmeyi yaptı:
"1 yıl sonra da devreye girmesini planlıyoruz. Örneğin yaşadığımız bu depremde erken uyarı sistemi olsaydı yaklaşık olarak deprem yerinden Bayraklı'ya kadar olan süre 15 saniye, bu süre civarında bir kazancımız olacaktı. Bu da vatandaşlar ölçeğinde değil ama Valilik ve AFAD ölçeğinde alınacak önlemlerle ilgili önemli bir süre."
Projede jeoloji, jeofizik, inşaat, bilgisayar ve elektronik mühendislikleri bölümlerinden yerli ve yabancı uzman hocaların yer aldığını dile getiren Sözbilir, kurulacak ekipman ve kullanılacak yazılımların proje bünyesinde geliştirilmesini amaçladıklarına işaret etti. Prof. Dr. Sözbilir, bu kapsamda elde edilecek ekipman ve bilgi birikiminin gelecekte bilimsel araştırma projelerine de önemli katkı sunacağına inandığını kaydetti. (AA)