Emekçiler sandık başında Kocaoğlu diyecek

Yerel seçim çalışmaları kapsamında belediye çalışanlarının örgütlü bulunduğu DİSK’in Ege Bölge Temsilciliği’ni ziyaret eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sendikanın genel başkanı Kani Beko ile birlikte emekçilere seslendi. Düzenlenen sokak mitinginde taşerona karşı dik duracaklarının sözünü veren Kocaoğlu, işçiden tam destek alırken, “Ben işçinin oyunu değil, emeğini satın alıyorum. Onun da karşılığını ödüyorum. İşçimiz, oy vereceği partiyi seçerken baskı görmeyecektir” dedi ve 30 Mart sonrasında AK Parti iktidarının İzmir’den başlayarak çözüleceğini iddia etti.

Haberler / Yerel Politika

20 Mart 2014 Perşembe 17:10

PAYLAŞ

ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Geçtiğimiz gün gerçekleştirdiği TÜRK-İŞ ziyaretinin ardından belediye çalışanlarının örgütlü bulunduğu DİSK’i de ziyaret eden Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, kendisine destek vermeye gelen yaklaşık 2 bin işçiye düzenlenen sokak mitinginde seslenerek önemli mesajlar verdi. Düzenlenen programda DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve sendikanın genel merkez yöneticileri de Kocaoğlu ile “Birlikteyiz” pozu verirken, CHP İl Yönetimi, CHP İzmir Milletvekilleri, ilçe belediye başkan adayları ve belediye meclis üyeleri de sendikanın Basmane’deki binasına tam kadro çıkarma yaptı.

''İÇİNİ ESNAFA DÖKTÜ''HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ...

“BEN OYUNUZU DEĞİL, EMEĞİNİZİ SATIN ALIYORUM”

“İzmir Aziz’dir, Aziz kalacak” sloganları eşliğinde konuşmasına başlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Bir dedikodu dolaşıyor, Aziz Kocaoğlu işçinin oyuna ihtiyacım yok demiş diye. Söylediğim söz aynen şu, ben işçinin oyunu satın almıyorum. İşçinin emeğini satın alıyorum, karşılığını ödüyorum. İşçi kime oy verirse versin, özgürdür. Oy vereceği partiyi, insanı seçerken Büyükşehir Belediyesi’nden bir baskı görmeyecektir. Bugüne kadar gördünüz mü' Hangi partiye, kime oy verdin diyen oldu m? Bu iyi niyetli insana verilen değeri, insan özgürlüğüne vurgu yapan, destekleyen belediye başkanına karşı gelinen noktayı maalesef sürekli görüyoruz. Böyle de devam edecek. Ama 30 Mart’a kadar devam edecek” dedi.

“ÇİĞLİ İŞÇİSİNİN PARASI BENDE”

Çiğli Belediyesi’ne bağlı KAFE-SAN işçilerinin alacakları ile ilgili problemin çözülme aşamasına geldiğini de belirten Kocaoğlu, “Çiğli Belediyesi’nden arsa ver satın alalım dedik. Yasal olarak paranızı aktarabilmek için, belediye arsasını satın alıyoruz. Tam da seçim arifesinde herkes bir film çevirmeye kalktı. Pazartesi günü encümenden karar çıkacak. Çiğli’de alacağı olan işçilerin parası bende. Salı ya da Çarşamba hallettik, paranızı aldınız. Ola ki bir engel çıktı, paranızı 5-10 gün içinde alacaksınız. Engel çıkmazsa zaten alacaksınız” dedi.

“MÜCADELEMİZ EMEKÇİYİ TAŞERON BELASINDAN KURTARMAKTIR”

Konuşmasına taşeron sistemine getirdiği eleştiri ile devam eden Kocaoğlu, “Taşeron sistemi, bu hükümetin ve bundan evvelki sağ iktidarların yarattığı bir kölelik ve sömürü düzenidir. Biz ne yapıyoru? Belediyelerin kendi şirketlerine verdiği hizmet ihaleleri ihaleye tabi olmadan doğrudan kendi şirketine verebilsin diye yasa teklifi sunuyoruz. Ama, yasal zorunluluk var, ihaleye giriyoruz. 650 arkadaşımızı mahkemeden çıkan karar ile son anda kurtardık. Bunun doğrusu, bu taşeron sisteminin kökten kalkmasına, işçinin emeğinin yasal garantiye alınmasına bağlıdır. Taşeronlaşmaya son verdiğimizde sendikacı arkadaşlar ile birlikte neler geldiğini biliyorsunuz” dedi ve sendikacıların da tutuklandığı Büyükşehir Davası sürecinde yaşananlara şu sözlerle değindi: “Bize sahip çıktığınız, desteklediğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. Biz her hizmet ihalesini belediye şirketlerine alabilmek için can hıraç uğraşıyoruz. Konuyu yakinen biliyorsunuz. Bu mücadele sadece belediye ihaleye girsin alsın diyerek ilelebet devam etmez. Mutlaka problem çıkacaktır. O zaman vereceğimiz mücadele genel seçime kadar taşeron belasından, bu illetten, bu dertten emekçinin kurtulmasıdır. Bunun başka çaresi yok. Hizmet ihalesi başladığı zaman biz de kararalar bağlamaya başlıyoruz. Ne olacak, ne bitecek diye...”

“BİZİM DERDİMİZ BAŞBAKAN VE BAKANLARI İLE”

17 Aralık süreci üzerinden emekçilere sandık çağrısında bulunan Kocaoğlu,”Bu süreci benim anlatmama gerek yok. Hepiniz benim kadar iyi biliyorsunuz. Adalet ve Kalkınma Partisi bir kurum. Yarın sağlıklı insanlar başına geçer, bu kurum da toparlar. Bizim AKP ile bir işimiz, bir derdimiz yok. Onlara oy veren namuslu insanlarla da işimiz yok. Bizim işimiz, derdimiz, Başbakan ve bakanları ile. Yani AKP hükümetiyle. Emeğin derdi de, vatandaşın derdi de, özgürlüklerin önündeki engel de, adaletsizliğin sebebi de, ülkeyi bu duruma getiren de hükümettir. Türkiye’nin derdi bu iktidardan kurtulma derdidir” diye konuştu.

“İZMİR’DE ÇÖZÜLEN AKP, TÜRKİYE’DE DİKİŞ TUTTURAMAYACAK”

“Bu hükümetin, İzmir’in duruşu ile, genci ile, çoluğu çocuğu, kadını, yaşam biçimi, dik duruşu ile, İzmir’le problemi var. İzmir’i övmeye kalkıyor derken, hakaret ediyor. İçindeki yüzüne ve diline vuruyor. Bizim on günümüz kaldı. İzmir’de Büyükşehir Belediyesi’ni ve otuz ilçeyi CHP olarak almışız. Ama bu problemi çözmüyor. Ülkeye bir lider kent lazım. Tüm Türkiye’ye ışık tutacak, başbakandan ve bakanlar kurulundan, polisinden, savcısından, hakiminden korkmayacak, yürekli bir il lazım. Bunu da 81 ilde sadece ve sadece İzmir başarabilir. Bize sadece yerelde iktidar olmak yetmiyor. Bizim genelde de iktidar olmamız ve adalet duygusu olan bir de cumhurbaşkanına ihtiyacımız var. İzmir faşist diyen, İzmir’e gavur diyen, eli yüzü pis, sümüklü diyen, bu kentin vekili olmaktan hicap duyuyorum deyip de sonra gelip büyükşehir belediyesine aday olan, İzmir Binali’ye muhtaç diyen zihniyete oy verecek miyi? Gün mücadele günü. Gün çalışma günü. Gün İzmirli hemşerilerimize layık olma günü.  Bu bilinçle çalışıp, üreteceğiz. Farkı o kadar çok açmamız lazım ki, burada çözülen AKP Türkiye’de dikiş tutturamasın. İktidarın yolunu açalım ve bu ülkeyi çalmadan çırpmadan yönetelim. Bu ülkede işçiye de, çiftçiye de, memura da yetecek servet var, kaynak var.Yeter ki, ülkeyi namuslular idare etsin. Yeter ki, memleketin malına sahip çıksın.”

“BU HALK HEM SENİ, HEM DE BİLAL’İ YARGILAYACAK”

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Biz sendikacıyız. Sizlerin ekonomik, sosyal haklarını korumak ve kollamak için bu göreve geldik. Ama akşam başımızı yastığa koyduğumuzda, ülkede olan bitenlerden yana vicdanen rahatsız oluyoruz. Bu ülkede bir milyona yakın insan gece aç yatıyor. Bu ülkede beş milyon işsiz kardeşimiz var. İşçiler, memurlar ve emekli kardeşlerimiz aldıkları kredilerden dolayı bankalara 350 milyar borçlu durumda. Bu arkadaşların yüzde 25’i icralık. Hükümet bize yüzde 3+3 başbakan da yüzde 4+4 ücret artışı önerdi. Başbakan bu çalışan insanların yövmiyesine günde 1,5 TL zam verdi. Türkiye böyle bir sürece giderken, adalet, özgürlük ararken, demokrasi isteyen halka karşı başbakanın verdiği talimatla saldırı açıldı. 7 kardeşimiz canından oldu. Binlerce insan da yaralandı. Başbakan, benim kahraman polisim dedi ve o polislere ikramiye verdi. Ama 17 Aralık sonrasında bakan ve başbakan çocuklarına, cumhuriyet tarihinin en büyük soygununu ve yolsuzluğunu  yapanlara dokunulmadı. Başbakan Bilal benim oğlum, onu kimse yargılayamaz dedi. Ama bir gün gelecek bu halk hem seni, hem de Bilal’i yargılayacak” diye konuştu.

KOCAOĞLU’NA TAM DESTEK

“Biz AKP hükümetine oy vermeme kararı aldık” sözleri ile işçilere seslenen Beko, “Geçmiş dönemden günümüze dek İzmir Büyükşehir Belediyesi ile  toplu iş sözleşmesi görüşmeleri yaptık. Eksikler, hatalar oldu. Ankara’da 30 bin işçi var. Ankara’da bin tane sendikalı var. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde çalışanlarının hiçbirinin sosyal hakkı, ikramiyesi, sendikal hakkı yok. Asgari ücretle çalışıyorlar. İstanbul’da 50 bin çalışan işçinin 45 bini, asgari ücretli taşeron işçisi. İzmir’de taşeron işçisini İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden içerisi sokmayan Sayın Aziz Kocaoğlu’nu destekleme kararı aldık” dedi.

“DEMOKRASİ VE EMEKTEN YANA ADAYLAR DİSK’İN DE ADAYIDIR”

Emekçilerden son bir ricada bulunan DİSK Genel Başkanı Beko, “Bu ülke zor bir süreçten geçerken, bizim ve çocuklarımızın geleceğini ipotek altına alan AKP hükümetine karşı mücadeleye davet ediyorum. 1 Mayıs’ta işçi taksime çıkamaz dediler. Biz 1 Mayıs birlik, dayanışma, mücadele gününü Taksim’in göbeğinde kutlamazsak namert olalım. Demokrasi, insan hakları, barış, kardeşlik, sendikal hak ve özgürlüklerden yana olan adaylar DİSK’in adayı. Yolunuz açık olsun” dedi.

“BİZİM MİTİNGİMİZDE SADECE İZMİRLİLER OLACAK”

CHP İl Başkanı Ali Engin ise, Başbakan Erdoğan’ın İzmir mitingine göndermede bulunarak, hafta sonu düzenleyecekleri Gündoğdu mitinginde bir milyon İzmirliyi beklediklerini belirtti ve, “Bu ülke demokrasi, özgürlük ve refaha kavuşana kadar beraber yürüyeceğiz . Bu yürüyüş uzun ve çetin olacak ama beraber yürüyeceğiz. Ufak tefek sıkıntılarımız var, bunları aşmaya devam edeceğiz. Küçük derede boğulmayacağız. Sadece işçi ve siyaset değil, aynı zamanda bu ülkede yanlışlara dur demek zorunda olan bireyleriz. 22 Mart’ta Gündoğdu Meydanı’nda özgürlük mitingi yapacağız. Tüm emekçiler, kadınlar, gençler, İzmirliler, ama sadece İzmirliler ile miting yapacağız. Türkiye, güçlü bir ses vermesi için İzmir’i bekliyor. Sendikalı işçi kardeşlerimin de desteği ile en az bir milyon kişiyle Gündoğdu’da olmamız lazım. Türkiye’ye biz ayaktayız, bu ülkeye özgürlük ve demokrasi gelecek dememiz lazım” dedi.

GÜNDOĞDU ÇAĞRISI
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Büyükşehir Belediye Başlan Adayı Aziz Kocaoğlu, Menemen’de Belediye Başkanı Tahir Şahin, İl Genel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci ile birlikte Ulukentlilerle bir araya geldi. Vatandaşlar tarafından Ulukent’te coşkuyla karşılanan Aziz Kocaoğlu, vatandaşlara Gündoğdu çağrısında bulundu. Kocaoğlu, “22 Mart Cumartesi günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’de. Farklı şehirlerden gelen otobüslerle değil, coşkulu kalabalıkla sadece İzmirliler olarak Gündoğdu Meydanı’nı doldurup AKP’ye haykırmamız gerekiyor. Hepinizi miting alanına bekliyoruz” dedi.