İzmir’de Bölge İdare Mahkemesi Başkanı olarak emekli olan hâkim Hüseyin Çelikkol, 4 yıl önce doğup büyüdüğü Karaburun Kösedere Köyü’ne yerleşti. Zeytincilik yapmaya başlayan Çelikkol, Kapuşca mevkiinde zeytin ağaçlarının yaklaşık 50 metre yakınında mermer, taş ve mıcır ocağı açıldığını gördü.
Gazete Habertürk'ten Mehmet İnmez'in haberine göre, ocağın çalışmaya başladığını ve ruhsat aldığını da tespit eden Çelikkol, Karaburun Kent Konseyi ve köylülerle birlikte mücadele başlattı. Ocağın ruhsatının iptali için köylülerle birlikte dilekçe veren Çelikkol, cevap alamayınca ‘yürütmenin durdurulması’ için 4. İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme talebi reddetti.
ATATÜRK ZAMANINDAKİ KANUN
Bunun üzerine Çelikkol, bölgede zeytin ağaçları bulunduğunu ve ocağın yerinin Atatürk zamanında çıkan ‘zeytin ağaçlarının korunması’ yasasına aykırı olduğunu belirledi. Çelikkol, bu kanuna dayanarak 4. İdare Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda olumlu sonuç aldı. Mahkeme Çelikkol’u haklı bularak ocağın ruhsatını iptal etti. Mahkemenin kararı Danıştay 8. Dairesi tarafından da onandı. 300 kişinin yaşadığı Kösedere’de ve yarımadada bulunan binlerce meyve ve zeytin ağaçları kurtuldu.
"BEN YAPILMASIN DEMİYORUM AMA..."
Çevreyi korumanın her insanın görevi olduğunu ve Anayasa’da da bulunduğunu belirten Hüseyin Çelikkol, “Ocak hem evlere hem de ağaçlara çok yakın. Hukuk bilgimi kullanarak, yasalara aykırı olduğunu ispatladım. Ben ocaklar ve balık çiftlikleri yapılmasın demiyorum. İhtiyaç olduğu için yapılmalıdır ama zeytin ağaçları ve kent merkezlerine yakın bölgede olmamalı. Çevre katledilemez. Her şey insanlığı düşünerek planlanmalı. Buranın geçimi zeytin. Eğer zeytin ağaçları biterse bu
insanlar ne yapacak'” dedi.