Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, İstanbul Suriçi Grubu’nun Geleneksel İstanbul Suriçi Toplantıları’nda konuştu.
"HALKIN YÜZDE 45'İ AÇLIK SINIRI'NIN ALTINDA"
Erbakan, emeklilerin önemli kısmının ve asgari ücretlinin Açlık Sınırı'nın altında yaşam mücadelesi verdiğini söyledi. Erbakan, "Halkın yüzde 45’i Açlık Sınırı'nın altında, yüzde 85’i de yokluk sınırının altında. ‘Bayramlarda, tatillerde uçaklarda yer bulunmuyor. Restoranlarda masa bulamıyoruz, otellerde yer bulunmuyor.’ Bunlar zaten kalan yüzde 15’lik kesimin doluluğudur" dedi.
"BU İŞLER KINAMAYLA OLMUYOR"
İsrail'in Filistin'deki katliamlarına dikkat çeken Erbakan, "Bu bir Filistin meselesi, bir Arap meselesi değil, bir Müslüman meselesi de değil bu bir insanlık meselesi. Türkiye'de Kapadokya'dan, Nevşehir'den başlayıp, Medine-i Münevvere'ye kadar Mısır'dan tutun, İran'a kadar içine alan bir büyük İsrail söz konusu. Bu işler lafla, sözle, kınamayla olmuyor. Bunu yıllardan beri görüyoruz. Ne olması lazım? Güçlü olmamız lazım. Türkiye'nin mutlaka İslam alemine öncülük etmesi lazım. Sadece Türkiye'nin, Mısır'ın, Malezya'nın, Pakistan'ın da tek başına üstesinden gelebileceği bir sorun, bir güç değil karşımızdaki. 57 Müslüman ülkenin Türkiye'nin öncülüğünde bir araya getirilmesi lazım” dedi.
"VEBALİMİZ YOK"
Erbakan, 'Cumhur İttifakına keşke destek vermeseydim dediğiniz oldu mu?' sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Yeniden Refah Parti’mizi kurduğumuz tarihten itibaren bize dediler ki, ‘Bir yerde Erbakan Hocamızın yetiştirdiği bir Cumhurbaşkanı var. Refah Partili, Milli görüşlü, ve şu anda iktidardalar. Sizin bu anlattıklarınızı onlarla birlikte hayata geçirseniz, onlara bunları söyleseniz, onlar bunları icra etseler, daha evvel daha çabuk olmaz mı? Siz tek başınıza çalışıp iktidara gelip, bunları uygulayana kadar hazır bunlar Erbakan hocamızın öğrencileri, hazır bunlar iktidardalar onlarla birlikte bunu gerçekleştirin.’ Bizde 14 Mayıs’ta ki ittifak teklifini bu minvalde değerlendirdik. Bizim ittifaka girmek için herhangi bir şartımız yok. Milletvekilliği, bakanlık, veya herhangi dünyalık bir beklentimiz yok. ‘Bizimde yıllarca anlattığımız, Erbakan hocamızdan aldığımız Millî Görüşün ortaya koyduğu bu hususlarda bir adım atarsanız eğer ki seçilmeniz halinde, bizde destek olalım’ dedik. Hatta bu önce kabul edilmediği için biz kendi Cumhurbaşkanı adaylığımızı ilan ettik. İmzaları topladık. Sonradan, ‘Peki kabul ediyoruz’ denildiği için bu adaylığı geri çektik. Madem böyleyse ‘Bir mutabakat imzalayalım’ dedik. Bunlar İmzalandı. Uygulamaların takipçisi olacağımızı söyledik. Ve böyle bu yanlışlardan dönülmesi için onlara bir zeytin dalı uzatmış olduk. ‘Bunlar uygulanırsa milletin faydasına olur. Bir an uygulanmış olsun, 2028’de veya 2033’de uygulanacağına şimdi uygulansın, 2023’de uygulansın’ dedik. Bu niyetle böyle bir adım attık. Şimdi bunu atmasaydık, kendimizi sorumlu hissedebilirdik. Bu nedenle bir pişmanlık yaşamıyoruz. ‘Eğer biz böyle bir adım atsaydık, böyle bir hayra vesile olur muyduk, bu adımları onların atmasına vesile olur muyduk?’ diyecektik. Ama şimdi azından böyle bir vebalimiz kalmadı.” (DHA)