Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı'ndaki "Muhtarlar Toplantısı"nda; “Terör örgütü için kritik önemde 70 tesis vuruldu. Bunların içinde adeta petrol rafineleri var. Hepsini vuruyoruz. Buralar günlerce yanıyor. Durmayacağız… Kuzey Irak'taki operasyon bölgemiz, coğrafi ve iklim şartları bakımından gerçekten çok zor bir yer. Teröristler işte bu zorluğu kullanarak 40 yıl boyunca ülkemiz topraklarına rahatça girip çıktılar. Eylemlerini yaptılar. Kan döktüler. Vahşet sergilediler. Irak ve Suriye’de güvenli hale getirdiğimiz alanlarla biz terör örgütünün bu imkanını elinden aldık. Askerlerimizin operasyon yürüttüğü yerler öylesine zor şartlara sahip ki kalıcı üs bölgelerini hemen kurmak ve gelişmiş güvenlik sistemlerini çalışır hale getirmek mümkün olmuyor. Ama durmuyoruz, yine üzerine üzerine gidiyoruz. Yolun olmadığı, yol inşa etmenin gerçekten çok zahmet gerektirdiği bu yerlerdeki çalışmalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz. Kalıcı üs bölgeleri için Kuzey Irak’ta yüzlerce kilometre yol yaptık. Kontrol altına aldığımız yeni yerlerde de aynı faaliyetleri yürütüyoruz. Ama dediğim gibi şartlar, arzu ettiğimiz hızda ilerlememizi güçleştiriyor. İnşallah, baharla birlikte yeni üs bölgelerimizin altyapısını tamamlayacak, teröristleri bir daha buralara ayak basamayacak hale getireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sergi Salonu'nda düzenlenen "Muhtarlar Toplantısı"na katıldı. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
"Öncelikle bu sabaha karşı Kuzey Marmara Otoyolu Sakarya mevkiinde meydana gelen zincirleme trafik kazasında hayatını kaybeden 10 insanımıza Allah'tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Yaralanan 59 vatandaşımızın hastanelere sevki yapılmış, tedavilerine süratle başlanmıştır. Kaza ile ilgili soruşturma Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından titizlikle yürütülmektedir. Sis, kar, gizli buzlanma, yağmur gibi yol ve sürüş güvenliğini tehdit eden risklerin arttığı kış mevsiminde sürücülerimizi daha dikkatli olmaya trafik kurallarına daha fazla riayet etmeye çağırıyorum.
2024 senesinde inşallah 51 ilimizde 179 muhtar hizmet binamızın daha yapımına başlıyoruz. Muhtarlıklarımızın kuruluşundan bugüne, köylerine ve mahallelerine hizmet eden tüm muhtarlarımızı rahmetle yad ediyorum. Halen kendilerini seçen milletimize hizmete devam eden muhtarlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Önümüzdeki seçimlerde köylerine ve mahallelerine hizmet etmek için adaylığını koyacak muhtar adaylarımıza şimdiden başarılar diliyorum.
Niçin muhtarlarla bu kadar sık ve yakın irtibat hâlindeyiz? Çünkü muhtar bu ülkenin yönetim sistemi piramidinin temelidir. En geniş ağının temsilcisidir. Aynı sistemin en üst temsilcisi olarak muhtarlarımızla sırt sırta verdiğimizde hem milletimizin nabzını en iyi tutacağımızı hem 85 milyonun her bir ferdine ulaşabileceğimizi hem de ülkenin gerçek fotoğrafını görme imkânı bulabileceğimizi biliyoruz. Sağ olsunlar, muhtarlarımız da bu konuda bize her türlü desteği veriyor, her türlü katkıyı sağlıyor. Biz de 2002'den beri demokrasimizin uçbeyleri olarak gördüğümüz muhtarlarımızı her alanda destekledik.
Belediye başkanlığı, kaymakamlık, valilik gibi daha üst müesseselerle vatandaşlarımız arasındaki bağın sağlıklı ve sürdürülebilir olmasını muhtarlıklarımız temin ediyor. Tabii, gelişen teknoloji ve idari sistemimizin kendini buna göre yenilemesi ister istemez muhtarlık kurumunun da yeniden ele alınmasını gerektiriyor. Muhtarlık kurumunun lağvedilmesi ile özellikle zaman zaman gündeme getirilen önerilere biz katılmıyoruz.
“MUHTARLARIMIZI KİMSEYE İSTİSMAR ETTİRMEYİZ”
Muhtarlarımız köylerinde ve mahallelerinde bizim temsilcilerimizdir. Onları kimseye ezdirmeyiz, kimseye istismar ettirmeyiz. Buradan İçişleri Bakanımıza talimat veriyorum; muhtarlıklarımızın günümüz şartlarına ve gelecekteki ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmaları mutlaka gündeme alın. Vatandaşlarımızın, muhtarlarımızın, belediye başkanlarımızın, kaymakamlarımızın ve valililerimizin, gerekiyorsa diğer bakanlıklarımızın görüşlerini almak suretiyle çalışmayı süratle tekemmül ettirelim. Yetişirse Meclis tatile girmeden, yetişmezse önümüzdeki yasama yılında inşallah bu meseleyi çözüme kavuşturmayı arzu ediyorum.
“EMELLERİNE ULAŞAMADILAR AMA ASLA DA VAZGEÇMEDİLER”
Cumhuriyet tarihi boyunca da istiklal ve istikbal mücadelemiz hiç bitmedi. Her dönem bir başka senaryoyla bir başka görünümle karşımıza çıkan düşmanlarımız son 40 yıldır PKK ve uzantıları eliyle aynı sinsi ve hain emelin peşinde koşuyor. Amaç, milletimizi tüm tarihi, birikimi, değerleri ve varlığıyla bunu topraklardan hatta mümkünse dünya üzerinden kazıyıp atmaktır. Hamdolsun, bugüne kadar emellerine ulaşamadılar ama asla da vazgeçmediler. Biz de ülkenin yönetimini üstlendiğimiz son 21 yıldır devletimiz ve milletimiz adına bu coğrafyada yaşamanın bedelini nerdeyse her gün ödedik ve ödüyoruz.
Ülkemizin son 6-7 yılı terörle mücadele tarihimiz açısından en başarılı, en sonuç alıcı yılları olarak tarihe geçmiştir. Dünyadaki risk ve tehditlerin hiçbirine prim vermedik. Güvenlik ikliminin bozulduğu bir dönemde Türkiye yakın tarihinin en önemli terörle mücadele harekâtlarını gerçekleştirmiştir. İşte gördünüz, 12 şehidimiz oldu, değil mi? Peki ardından ne oldu? 3 gün içinde 59 teröristi gömdük.
Sınırlarımız ötesindeki operasyonlarımızı sürdürüyoruz, teröristlerin vatan topraklarını o necis ayaklarıyla kirletmesine müsaade etmiyoruz. Daha önce kendi şehirlerimizde, kendi dağlarımızda, kendi karakollarımızda gerçekten içimizi acıtan, kalbimizi sıkıştıran alçak terör eylemlerine maruz kalıyorduk. Şimdi sınır ötesinde teröristleri kendi üslerinde, kendi mağaralarında imha ediyoruz. Bugün sınırlarımız içinde terör bitme noktasına geldiyse bunun en önemli sebebi Irak ve Suriye sahasında yürüttüğümüz operasyonlardır.
“BUNLARIN İÇİNDE ADETA PETROL RAFİNELERİ VAR. BUNLARIN HEPSİNİ VURUYORUZ. BURALAR GÜNLERCE YANIYOR. DURMAYACAĞIZ”
Elbette bu mücadelede zaman zaman şehitlerimiz de oluyor. Geçtiğimiz günlerde iki ayrı çatışmada verdiğimiz 12 şehidimizin acısı milletçe hepimizin yüreğini dağladı. İnancımızda şehadet en yüce mertebedir… Şehitlerimizin kanını asla yerde bırakmadık, bırakmıyoruz. 22 Aralık’tan beri icra edilen harekatlarda 59 terörist etkisiz hale getirildi. MİT, son derece başarılı operasyonlar icra ediyor. Bu kapsamda terör örgütü için kritik önemde 70 tesis vuruldu. Bunların içinde adeta petrol rafineleri var. Bunların hepsini vuruyoruz. Buralar günlerce yanıyor. Durmayacağız. Nerelerde bunlar için bu tür kaynaklar varsa, onların bu kaynaklarını vurarak yok edeceğiz, yok ediyoruz. Ve bütün bunlarla beraber, teröristler de bertaraf oluyor. Bu operasyonlarımızı son terörist de ülkemiz ve milletimiz için tehdit unsuru olmaktan çıkarılıncaya kadar kararlılıkla devam edeceğiz.
Kuzey Irak'taki operasyon bölgemiz, coğrafi ve iklim şartları bakımından gerçekten çok zor bir yer. Teröristler işte bu zorluğu kullanarak 40 yıl boyunca ülkemiz topraklarına rahatça girip çıktılar. Eylemlerini yaptılar. Kan döktüler. Vahşet sergilediler. Irak ve Suriye’de güvenli hale getirdiğimiz alanlarla biz terör örgütünün bu imkanını elinden aldık. Askerlerimizin operasyon yürüttüğü yerler öylesine zor şartlara sahip ki kalıcı üs bölgelerini hemen kurmak ve gelişmiş güvenlik sistemlerini çalışır hale getirmek mümkün olmuyor. Ama durmuyoruz, yine üzerine üzerine gidiyoruz. Yolun olmadığı, yol inşa etmenin gerçekten çok zahmet gerektirdiği bu yerlerdeki çalışmalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz. Kalıcı üs bölgeleri için Kuzey Irak’ta yüzlerce kilometre yol yaptık. Kontrol altına aldığımız yeni yerlerde de aynı faaliyetleri yürütüyoruz. Ama dediğim gibi şartlar, arzu ettiğimiz hızda ilerlememizi güçleştiriyor. İnşallah, baharla birlikte yeni üs bölgelerimizin altyapısını tamamlayacak, teröristleri bir daha buralara ayak basamayacak hale getireceğiz.
CHP'Yİ HEDEF ALDI
Bölgedeki şartları bilmeyen, terörle mücadele stratejimizden ve buna göre uyguladığımız taktiklerden haberi olmayan birileri, PKK ve uzantılarının ağzı ile güya bizi eleştiriyor. Yaptıkları iş terör örgütünün değirmenine su taşımaktır. Dünyada böyle bir siyaset anlayışının örneğine rastlayamazsınız. Hiçbir ülkede kendi devletinin güvenlik stratejilerini ve mücadelesini değersizleştirmeye ve hatta çökertmeye çalışan muhalefet örneği yoktur. Türkiye hariç hemen hiçbir ülkede terör örgütünün propaganda çarkına dişli olmayı maharet zanneden bir muhalefet bulamazsınız. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin dahi örnek aldığı sınır güvenliği ve sınır ötesi tehditleri önleme çalışmalarımızı beğenmeyen muhalefetin, buna karşı alternatif bir çözüm teklifi ise mevcut değildir. Aslında bunlar PKK’nın Suriye uzantısı PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz diyerek; Irak, Suriye tezkeresine bölücü örgütün siyasi uzantıları ile beraber ret oyu vererek, kurultay kürsülerinden hapisteki teröristlere sıra ile selam göndererek; Meclis’te dört farklı partinin teröre karşı ortak irade sergilediği bildiriye uyduruk gerekçelerle imza atmaktan kaçarak, hasılı terör örgütüne şaşı baktıklarını her vesile ile göstererek terörle mücadele gibi bir dertlerinin olmadığını açıkça ortaya koymuşlardır. Sırf konuşmuş olmak, sırf hükümetin ak dediğine kara, kara dediğine ak demiş olmak, sırf kendi tabanına çalışıyor görüntüsü vermek, sırf emperyalistlere şirin gözükmek için terör örgütü PKK ve uzantıları ile ‘demlenmeyi’ içlerine sindirenleri, milletimize havale ediyoruz.
Halbuki bu mesele, parti meselesi değil. Beka meselesidir. Siyaset kurumunun, terör gibi doğrudan milli güvenliğimize dair bir konuda güç birliği içinde hareket etmesi, millete karşı mesuliyetinin gereğidir. Kendi kişisel ihtirasları ve parti içi iktidar hesapları uğruna, bölücü örgütün emellerine koç başlığı yapanları, milletimiz asla affetmeyecektir. Sizlerden muhtarlarımız olarak bu hakikatleri, bu ihanetleri, bu çarpıklıkları; kimi muhalefet aktörlerinin içine düştükleri bu gaflet hallerini kendi köylerinizde, mahallelerinizde oturan vatandaşlarımıza mutlaka anlatmanızı bekliyoruz. Meydanı bu kifayetsiz muhterislere bırakırsak, bunun vebalini hiçbirimiz taşıyamayız.”