Basın toplantısına genç oyuncu Enes Ünal'ın açıklamalarıyla başladı...
"Büyük hayellerim var ve yolun daha başında ve 19 yaşındayım. İkinci defa milli takımdayım. Bu şansı değerlendirmeye çalışacağım. Zaten her sezon başı kampına City ile birlikte başlıyorum. Orada fikir alışverişi yapıyoruz.
İŞTE TERİM'İN AÇIKLAMALARI:
Herkese Merhabalar Enes'le ilk defa basın toplantısına çıkıyoruz cevapları da çok hoşuma gitti. Dünya Kupasına başlamadan önce önemli bir turnavayı geride bıraktık ve önemli bir maç öncesi sizlerle beraber olmak, en son basın toplantımızdan bu yana yani Fransa'dan bu yana çok da zaman geçmedi. Ancak düşensel olarak ve manevi olarak çok da iyi geçtiği söylenemez. Tabi bu geçen süre Fransa 2016'da ne yaptık, nasıl geçirdik... Başta ben olmak üzere ülkeyi nasıl temsil ettik. Tüm oyuncularımız nasıl bir temsil içinde olduk, bunun muhasebesini yapma imkanı vardı bu arada. Dolayısıyla hepimizin yaşadıklarını ve yaşamadıklarımızı masaya yatırma fırsatı bulduk. Bugün ve bugünden sonra artık Dünya Kupası'nı konuşucaz ama kısaca merak ettiğiniz bildiğiniz, benim bildiğim bir kaç konunun üzerinde durmak istiyorum. Halkımızın merak ettiği tüm soruları da cevaplarım mümkünse tabii. Elimden geldiği kadar açıklamaya çalışıcam. Her şeyden önce ki milli takım bunu futbol olarak düşünmemek lazım profesyonellerin sadece kendilerini değil Türk halkını da temsil eden varolan bir gücünü iki güç hissetmesi gereken, sadece kazanmak için değil mücadele etmek için sahaya çıkan bir yapı olmalıdır. Ve dahası taşıdığı ay yıldızın, milli formanın sorumluluklarını hem sahada hem saha dışında hissetmesi gerekir. Böyle bir birey topluluğudur milli takım.
"HEPSİNİN ÜZERİNDE EMEĞİM, İYİ NİYETİM VAR"
Benim oyuncularımdan her zaman beklediğim budur. Asıl değer benim için yönetenler değil ay yıldızlı formadır. Hepimizinden değerli olan göğsümüzdeki ay yıldızdır. Bu bizim için vazgeçilmezdir. EURO 2016 öncesi verdiğimiz mülakatlarda tüm yabancı ve yerli medya kuruluşlarına şunları söyledim ben; Bu turnuvaya katılmak çok önemli ve biz burdayız. Ancak ne Türkiye Ligi'ndeki mücadele ne de gruplarda oynadığımız mücadele oraya yetmez. Sonuna kadar bu mücadeleyi bırakmayan bir takım ve başarıları elde edicek bir takım bekliyorduk. Ve biz olağanüstü hazırlandı. Oyuncu, teknik direktör oyun anlaşı, derinlemesine iyice araştıran bir anlayışla yola çıktık. İstediğimiz bu performansın pratiğe yansımasıydı. Ne yazık ki beklentilerin arkasında kaldık. Hoşumuza giden bir tablo çıkmadı. Bugün burada şu şöyle yapmış, bu böyle yapmış veya yapmamış diye detaya girmeyeceğim. Kişiler üzerinden açıklama yapmayacağım. Kadro tercihleriyle ilgili, şu an kadroda olmayan hiçbir oyuncu ile ilgili konuşma niyetinde değilim. Hepsinde emeğim, iyi niyetim var. Hepsinden de başarı bekliyorum. Onlar bana değil, ay yıldızlı formaya hizmet ediyor. Konumum,şikayet edip söylenme yeri değil. Kişisel olarak kıymet verdiğim konularda geri adım atmam. Asla da atmadım. Bunun bedelini de ödemeye her zaman hazırım. Ben sorunu çözerim veya aksiyon alırım. Beni tanıyorsunuz. İnsanlar gelişir ama değişmez.
"BEN GEMİYİ SAĞ SALİM LİMANA YANAŞTIRDIM"
Ben bu geminin kaptanıyım. Ben kaptan olarak hiçbir tayfamı seyir esnasında fırtına çıkmasına rağmen denize atmadım. 2 seçeneğim vardı. Ya denize atacaktım ya limana sağ sağlim yanaşacaktım. Vazifem gemiyi limana yanaştırmaktı. Bunu yaptım. Ben gemiyi sağ sağlim limana yanaştırdığımı düşünüyorum. EURO 2016'nın sorumlusunun en başta kendim olduğunu ifade edip halkımızdan özür dilemiştim. Gerekenlerin yapılacağını söyledim. Konuşulacak ve değerlendirilecek çok şey var. Baş sorumlu ben gösterildim. Çok net! Gereği neyse onu yaptım. O gün beni sorumlu ilan ettiler, ben de bana yakışanı yaptım. Ne anlarsanız...
"DÜNYA KUPASI İÇİN PLANLAMALARIMIZI DEVAM ETTİRME KARARI ALDIK"
Ben gerekeni yaptım. TFF Başkanını da sürece dahil ederek ne söylediysem yaptım. Başkana bunu söyledim. Başkanla görüşüp Dünya Kupası için planlamalarımızı devam ettirme kararı aldık. Çalışmalarımızı bu yönde yaptık, yapıyoruz. Benim kimseyle kişisel sorunum yok. Hata yapıldıysa da bana yapılmadı, Türk halkına yapıldı. Bir özür dilenecekse ve dileyeceklerse, Türk halkından dilemeliler, benden değil. Milli takım, kendini bu formayı taşıma şerefine hazır olan, milli takım oyuncusuna yakışır davranan herkese açıktır. Göreve geldiğimde alt yaş milli takımları A Milli takıma oyuncu üreteceğini söylemiştim. Buna örnek bu kadroda 10 isim var.
"ARDA TURAN'IN DA BAŞARILI OLMASINI İSTERİM"
Ben kadroya almadığım her oyuncunun başarılı olmasını isterim. Hepsini takip ediyorum. Herkesin kadroya alınmama sebebi aynı değil. Kendine göre sebepleri var. Oyuncunun neden alınıp alınmadığını benden iyi biliyorsunuz. Bu tarife uyan burada olur. Olmayan olmaz. Her oyuncum gibi Arda Turan'ın da başarılı olmasını isterim. Kadrodan çıkarılan oyuncular, zamanı ve zemini oluştuğunda tekrar hizmet edeceklerdir ama bugünkü seçimimiz budur. Hakan Balta, Selçuk İnan.. Hepsi de ilk kez benimle milli oldular. Kişiselleştirmeden bakmak lazım olaylara. 8-10 sene önce genç olan şimdiki oyuncular, yaşlı oyuncuların yerine oynamıştı. Bu kişisel değil, ilkesel bir meseledir. Bazen 'Ben olduğum sürece burada olmaz' diye şeyler olur. Ben öyle bir şey demiyorum. Saydıklarıma uyan herkes takıma döner
"DÜNYA KUPASI ELEMELERİ DAHA ZOR"
Teknik olarak daha hafif bir takım düşündüm. İki yıldır ağır maçlar yaptık ama Rusyaolunca dostluğun önemi için karar verdik. Grubumuz zor. Grubumuzda her bay kalan takım, Rusya ile hazırlık maçı oynayacak. Avrupa Şampiyonası'na katılma statüsünden daha zor Dünya Kupası elemeleri. Dünya Kupası'nın ilk grupları nispeten kolay Avrupa Şampiyonası ise katılmak kolay, ilk gruplar zor. Elemelerde İzlanda ve Hırvatistan var. Kardeş olduk artık onlarla. Rusya bizim her zaman dostumuz. Dünyada ne olursa olsunspor bunun dışındadır. Umarım öncesinden daha güçlü bir dost oluruz