İzmir’de yaşayan iki çocuk sahibi 43 yaşındaki Rahime Çetin, halk arasında tavuk karası olarak bilinen retinitis pigmentosa hastalığı nedeniyle görmüyor. Ancak Çetin’in görme engeli, mutfağında lezzetli yemekler yapmasına engel değil. Kısa bir süre önce Youtube üzerinden “Görme Engelli Rahime ile Kızı Yaren’in Mutfağı” adında bir kanal açan Çetin, burada tatlı ve yemeklerin tariflerini izleyicilerle paylaşıyor. Rahime Çetin mutfakta yemek yaparken 11 yaşındaki kızı Yaren onu videoya çekiyor, 18 yaşındaki kızı Elif ise bu videoları düzenleyerek kanala yüklüyor. Kadınların toplumda var olabilmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Çetin, görme engelli bir kadın olarak engellilerin sesi olmaya çalıştığını ifade etti.
“Engelliler toplumsal hayata katılmalı”
23 yaşına kadar kitap ve gazeteleri okuyabildiğini ancak zamanla görüşünün giderek azaldığını dile getiren Çetin, “Şu an hiçbir şey görmüyorum. Pandemi döneminde biz de herkes gibi çok sıkılmıştık. 10 yaşındaki kızım Yaren ile birlikte mutfakta kahve yaparken videoya çektik ve çok hoşumuza gitti. Ardından farklı tarifleri videoya çekmeye devam ettik. Daha sonra ‘Görme Engelli Rahime ile kızı Yaren’in Mutfağı’ adında bir Youtube kanalı açarak içerik üretmeye karar verdik. Görme engelli arkadaşlarımdan sorular gelmeye başlayınca kendimi daha çok sorumlu hissettim ve farkındalık oluşturmak için bu durumu fırsata dönüştürdüm. Engellilerin toplumsal hayata katılmaları için bu kanalın önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
“Ev aletlerinin erişilebilir olması lazım”
Çevresinden olumlu tepkiler aldığını ifade eden Çetin, “Kanalımın daha çok duyulmasını istiyorum. Kek, kurabiye, yemek gibi pek çok tarifi yaparak kanalıma yüklüyorum. Bu kanalı açarak görme engellilerin sesi olmak istiyorum. Biz görme engelliler olarak mutfaktaki aletlerin erişilebilir olmasını istiyoruz. Bu bizim işimizi kolaylaştıracaktır. Örneğin fırında kurabiye pişirirken kurabiyenin çok pembeleşmemesi gerekiyor. Bunu sesli olarak duymak benim için çok iyi olur. Çünkü kurabiyemin piştiğini anlamam için genelde dokunmam gerekiyor. İlk kek yaptığımda kekimi yakmıştım. Daha sonra kekin kenarlarının daha çabuk piştiğini fark ettim ve ona göre pişirmeye başladım. Kurabiyeleri yaktığım zamanlar da oldu ama sonra dokunarak pişip pişmediğini anlamaya başladım. Eğer bu tür aletler erişilebilir olursa bizim için daha kolay olacaktır” sözlerine yer verdi. (İHA)