Mehmet Esmer, rekolte tahminin nedenleriyle İTB Meclisinde açıklanmasını istedi. Hindistan'ın Türk haşhaşına lisans vermemesine değinen Salih Nejat İblar ise, konunun sorumlusunun Sandıklı Ticaret Odası ve TMO'da çalışan bir memur olduğunu ileri sürdü.
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Temmuz ayı meclis toplantısına rekolte tartışması damga vurdu. Yaklaşık 50 yıldır İTB tarafından belirlenen yaz üzüm rekoltesinin artık devlet eliyle belirlenecek olmasını meclis gündemine taşıyan İTB Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Zincirlioğlu, "Rekolte tespitlerimiz 10 senenin ortalaması alındığında yüzde 5'lik sapmayla doğru çıkıyor. Bunun doğrulamasını 1 yıl sonra yapabiliyoruz. Ağustos ayında yapılan tespiti bir sonraki ağustos ayında belirleniyor. 2016 ağustosunda 314 bin ton rekolte açıkladık. Resmi rakamlara göre Haziran ayı sonu itibariyle 322 bin ton müstahsil tescili yapılmış. Şurada önümüzde 2 ay var bu yaklaşık 340 bin ton rekolteye ulaşacağımızı belirtir. Biz yaklaşık yüzde 8 sapmayla açıklamışız. Geçen sene Ağustos ayında bu rekolteyi açıklarken bizi yerden yere vurdular" dedi.
İTB Meclis Üyesi Mehmet Esmer ise, "Bu sene rekolte tespit heyetinde değişik bir tespit çalışma şekli varmış. Bağ alanları da tespit edilecekmiş. Yaş ve kuru üzüme gideceklerin hesabı yapılacak ve çekirdekli, çekirdeksiz diye bağların ayrılacağını duyduk. Bu istatistiki açıdan önemli. Biz bölge bölge ayırıyor ve rakamlara döküyorduk. Çekirdeksiz üzümün fiyatının belirlendiği tek yer İzmir Ticaret Borsası. Rekoltenin neye dayanarak yapıldığını biz camiaya bildiriyorduk. Yeni rekoltenin de bu salonda açıklanmasını istiyorum. Sadece Türkiye'nin değil bütün dünyanın gözü bu çalışmada olacak" diye konuştu.
İTB Meclis Katip Üyesi Salih Nejat İblar da haşhaş konusuna değinerek, 5 yıl önce Hintli bir brokırın spekülasyonla fiyatları aşağıya çektiğini öne sürerek, "Böylece Hindistan istediği şekilde malı alıyordu. Bu Hintli Türkiye'den uzaklaştı. Buradaki amaç malı çok düşürmek ve almak. Şuanda Afganistan'ın kaçak malı gidiyor Hindistan'a. Türk haşhaşı bugün Hindistan'a gitse bunlardan (Afganistan haşhaşı) bir kilo dahi satılmaz. Türk haşhaşı aromalı bir haşhaş" dedi.
Hindistan'ın şuan Türk haşhaşına lisans vermediğini bunun sorumlusunun ise Sandıklı Ticaret Odası olduğunu iddia eden İblar, "Bunun müsebbibi bir sivil toplum kuruluşundan birisi. Türkiye'de 16-17 bin ton haşhaş üretilirken bunun büyük bir kısmı ihraç ediliyor. Türkiye'deki tüketimi taş çatlasın 2 bin 500 ton. Sandıklı Ticaret Odası kendi üst kuruluna danışmadan Hindistan'a bir yazı yazdı. Türkiye'deki tüketim 10 bin ton diye. Hindistan bizden yasal üretilmiş haşhaş almak istiyor, Afganistan malını almak istemiyor. 20 bin ton üretip bunun 10 bin tonunu yiyorsan ben sana 10 ton izin veririm dedi.
Toprak Mahsülleri Ofisi'nin sıradan bir memuru TMO antetli kağıdı ile bir yazı yazdı Hindistan'a. Türkiye'de haşhaş hasadı 30 Eylül'den sonra başlıyor diye. Türkiye'de hasat 25 Haziran'da başlar. En geç Afyon'da Temmuz'un 15'inde biter. Bu sefer 'Siz bize Afganistan'ın kaçak malını getiriyorsunuz' diye engellemeler çıktı. Zaten Türkiye'de haşhaş ithalatı yasak" diye konuştu.
İTB Meclis Başkanı Barış Kocagöz, gıda israfına değinerek, "Gıda israfı temelde iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, tarımsal üretim, hasat ile tarımsal ürünlerin işlenmesinde yaşanan kayıplar. İkincisi ise, dağıtım kanalları, perakende satış noktaları, restoranlar ve evlerde yaşanan atık ve israflar. Dünyada her yıl toplam gıda üretiminin yüzde 30’una tekabül eden, son tüketicideki parasal değeri yaklaşık 400 milyar dolar olan 1.3 milyon ton gıda israf oluyor" dedi.
Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerini değerlendiren İTB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Korkmaz ise AB ile olan sürecin inatlaşmaya doğru gittiğini söyledi. 6 Temmuzda gerçekleşen oylamada Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını öneren tasarıyı 64'e karşı 477 oy ile kabul ettiğini hatırlanan Korkmaz, "Bu oylama her ne kadar tavsiye niteliği taşıyor olsa da Türkiye’ye olan bakış açısını da açıkça ortaya koyuyor" dedi.
Almanya ile gerilen ilişkileri de değerlendiren Korkmaz, şöyle dedi:
"Almanya ile birinci dünya savaşında müttefik olarak katıldık. 3 milyonu aşkın vatandaşımız Almanya’da yaşıyor. Almanya’nın Türkiye’deki yatırımları 13 milyar Euro, İşadamlarımızın Almanya’daki doğrudan yatırımları yaklaşık 2 milyar Euro. Almanya’da Türk-Alman ortaklığı şeklinde oluşmuş yaklaşık 96 bin işletme var. Bu işletmeler 500 bin kişi istihdam ediyor ve yıllık 50 milyar Euro ciro yapıyor. Bu kadar güçlü ekonomik ve siyasi ilişkilerimizin olduğu Almanya’dan daha tutarlı ve dostane politikalar izlemesini bekliyoruz." (DHA)