Zeytinburnu'nda bulunan İYİ Parti İl Başkanlığı'na isabet eden kurşunlarla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma başlatmıştı. 'Silahlı tehdit', 'Nitelikli mala zarar verme' 'Korku, kaygı, panik yaratacak tarzda silah ile ateş etmek' ve 'Ateşli silahlar kanununa' muhalefet suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında Melikşah E. yakalanarak gözaltına alındı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından Bakırköy Adalet Sarayı'na sevk edilen Melikşah E.'nin ifadesi Örgütlü Suçlar ve Terör Soruşturma Bürosu savcısı tarafından alındı. Savcılık sorgusunun ardından Melikşah E. serbest bıraktı.
SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Savcılık ifadesinde çalıştığı inşaatta bakım onarım işleri yaptığını söyleyen Melikşah E., amirlerinin talimatı doğrultusunda şantiye güvenliği ile de ilgilendiğini belirtti. NTV'nin haberine göre, perşembe gecesi şantiyeden hırsızlık girişimini fark ettiğini dile getiren Melikşah E., şunları kaydetti:
"Hırsızları korkutmak için ruhsatlı silahımı çıkartarak ateş ettim. Şantiyemizin bulunduğu yer ile İYİ Parti'nin bulunduğu yer arasında yükseklik anlamında kot farkı vardır. Benim son yaptığım atışlar aslında ne hırsızlık yapan şahıslara doğruydu ne de tam karşıya doğruydu, yere ateş ettim. Toplamda 10-12 civarında atış yaptığımı tahmin ediyorum. Ben attığım mermilerin İYİ Parti'ye geleceğini hiç düşünmedim. Aradaki mesafeyi tam olarak bilmiyorum."
"NE TESADÜF Kİ İKİ YERDE DE AKŞENER'İN FOTOĞAFI VAR"
İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Buğra Kavuncu, olayla ilgili emniyet ve valilik tarafından yapılan açıklamaları inandırıcı bulmadıklarını söylemişti. Kavuncu Halk TV yanınında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Biz bu açıklamaları hiç inandırıcı bulmadık. 2 kurşun ne hikmetse İyi parti binasına isabet etmiş. Olayın saatine dair elimizde bir bilgi yok. Bir kurşun ön taraftan koltuğun oraya girmiş orada biri oturuyor olabilirdi. Diğer kurşun da toplantı odamızda genel başkanımızın fotoğrafına denk gelmiş. Kurşunların isabet ettiği iki yerde de ne tesadüf ki Genel Başkanımız Meral Akşener'in fotoğrafı var.
Ülkede bu tip olayların dönmediği bu tip konuşmaların yapılmadığı bir gündem olsaydı biz o zaman buna kriminal bir olay diyebilirdik. Ama burası Türkiye... Biz bu tehditleri çok kez aldık. Bu dili kullanan bir Cumhurbaşkanı olursa bunları yaşarız."