İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in Bartın Amasra’daki maden faciasıyla ilgili TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı bilgilendirmenin ardından grubu adına söz aldı. Dervişoğlu, şu açıklamaları yaptı:
“Sayın Bakanı, TBMM’yi bilgilendirdiği için tebrik ediyorum ama beni bağışlasınlar sanki yaramazlık yapan bir öğrenci öğretmeni tarafından tahtaya çıkartılır o da gelir mazeretlerini beyan eder, yapmış olduğu açıklamalar benim nezdimde ondan ileriye gitmedi. Meselelere daha gerçekçi yaklaşmak lazım, dünden bugüne olanları da toptancı bir bakışla değerlendirmemiz lazım. Sanki sıradan bir olay olmuş gibi sadece mazeret beyanından ibaret açıklamaların hem TBMM’nin hem de milletimizin nezdinde karşılık bulacağı kanaatini taşımıyorum.
“SANKİ KAYBETTİKLERİMİZ BİR CAN DEĞİL KEMİYETMİŞ GİBİ TARİF EDİLİYOR, LÜTFEN BU AYIBI DÜZELTİNİZ”
Bilindiği gibi olayın akabinde Maden Mühendisleri Odası raporuna göre, son 12 senede maden kazalarında 1000’den fazla işçimiz hayatını kaybetmiş. Resmi kaynaklarda maden kazalarına ve ölüm sayılarına dair bir istatistiki bilginin bulunmaması da ayrıca bir garabet örneğidir. Sanki kaybettiklerimiz bir can değil kemiyetmiş gibi tarif ediliyor, lütfen bu ayıbı düzeltiniz.
“DAHA NE KADAR SÜRE BECERİKSİZLİĞİNİ BAHANELERLE, HATALARINIZI DA YALANLARLA KAPATACAKSINIZ”
İktidarınız döneminde ihmal ve denetimsizlik sonucunda maden kazalarında diğer ülkelerle mukayese edilemeyecek kadar çok insanımızı kaybettik. Tablo bu kadar ağır olmasına rağmen iktidar sahiplerinde bir hayıflanma yok, pişmanlık yok, olanlardan ders çıkarmak yok, sorumluluk duygusu da maalesef hiç gelişmemiş. Buna rağmen Sayın Cumhurbaşkanı’nın övünç duyduğu nokta hayatlarını kaybeden 41 madencimizin cenazelerinin göçük altından 24 saatte çıkarılması olmuştur. Daha ne kadar süre beceriksizliğini bahanelerle, hatalarınızı da yalanlarla kapatacaksınız?
“SORUMLULARIN TESPİT EDİLMESİNİ VE HESAP VERMESİNİ TALEP EDİYORUZ”
İktidarın bahane ve yalanlarını dinlemek için değil gerçekleri ve milletin haklı öfkesini dile getirmek için bulunuyoruz. Sorumluların tespit edilmesini ve hesap vermesini talep ediyoruz. Zaman, zemin ve mekan değişse de yaşadığımız hep aynı ihmalkarlık, aynı açıklamalar. 2010 yılında Zonguldak’ta grizu patlamasıyla yüreğimiz yandığında, 30 madenci kardeşimiz hayatını kaybettiğinde dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan şöyle demiştir; ‘Bu mesleğin kaderinde bu var.’ 2014 yılında Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir iş kazasıyla 301 evladını Manisa Soma’da toprağa verdiğinde iktidarın izahatı şu olmuştur; ‘Bu bir fıtrat meselesidir.’ 2022 yılında Bartın Amasra’da meydana gelen kazada 41 evladımızı cenabı hakkın rahmetine uğurladık, Sayın Erdoğan’ın bu elim kazasındaki tavrı; ‘Kader planı’ diyerek milletimizi tevekküle davet etmek olmuştur.
“MADENLER YİTİRDİĞİMİZ TÜM BU EVLATLARIMIZIN VEBALİ YETKİLERİ NİSPETİNDEN SORUMLULUK ALMAYANLARIN ÜZERİNDE OLACAKTIR”
Aslında tevekkül, gerekli olan her türlü önlemi alarak elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra kalben Allah’a bağlanıp ona sığınmak ve ona güvenmek anlamına gelir. Acizliğin, hataların ve yanlışların sebebini Allah’a atfetmek değildir tevekkül, keyfiliği, kuralsızlığı, denetimsizliği, fıtrat ve kader üzerinden meşrulaştırma girişimi devletin ciddiyetinden nasipsizliktir. İnsan hayatına kıymet vermeyen bir siyasi aklın günümüzde yaşanan hezeyanıdır. Madenler yitirdiğimiz tüm bu evlatlarımızın vebali yetkileri nispetinden sorumluluk almayanların üzerinde olacaktır. Buna bu Meclis de şahit, millet de şahit, cenabı hak da şahittir.
“ALMANYA’NIN MADENLERİNDE CAN KAYIPLARI BU KADAR AZ İKEN TÜRKİYE’NİN MADENLERİNİ MADENCİLERE MEZAR YAPAN ASIL GEREKÇE NEDİR”
20 yıllık AKP iktidarının Türkiye’ye getirdiği noktada maalesef pek çok alanda Avrupa ülkelerini geriden takip ediyoruz. Ancak iktidarınız döneminde iki alanda açık ara birinciyiz. Biri enflasyon, diğeri ise iş kazalarıdır. Türkiye iş kazaları sayısı bakımından tüm Avrupa ülkeleri arasında birinci, dünyada ise 1,4 milyar nüfusu olan Çin’den sonra ikinci sıradadır. Dünyanın en büyük kömür rezervine sahip Almanya’nın madenlerinde can kayıpları bu kadar az iken Türkiye’nin madenlerini madencilere mezar yapan asıl gerekçe nedir? Son 12 yılda madenlerde ölen işçi sayısı Almanya’da 10 iken, Türkiye’de 1000’den fazla ise bunun sebebi kaderin planı değil iktidarın plansızlığıdır. Soruyoruz, neden Hans ölmüyor da Hasan ölüyor? Zonguldak’taki mukadderat, Soma’daki fıtrat, Amasra’daki kader planı neden Hamburg’da, Münih’te, Köln’de baki olmuyor."