İki Bakan için Yüce Divan hazırlığı
Soma faciası Yüce Divan'lık... Soma faciasının 15 gün süren ilk duruşmasında hem sanık avukatlarından bazıları hem de mağdur avukatlarının ortak talebi “Kamu görevlilerinin dahil edilmeden davanın eksik olduğu. Onların da asli kusurlular olarak sanık koltuğunda oturmaları gerektiğiy”di. Manisa Barosu eski başkanı ve mağdur avukatlarından Zeynel Balkız, Danıştay kararına uymayan ve personelini koruyan bakanların Yüce Divan’da yargılanması gerektiğini bununla ilgili hazırlıklarını tamamladıklarını Cumhuriyet Savcılığı’na bu hafta başvuracaklarını söyledi.
SOMA'DA 301 madencinin ölümü 162’sinin de yaralanmasıyla ilgili davanın ilk duruşması 13-24 Nisan arasında tamamlandı. 15 Haziran’a ertelenen duruşma süresince mağdur avukatları ile bazı sanık avukatları, kamu görevlileri olmadan bu davanın eksik olacağını vurguladı, bu yöndeki taleplerini tekrarladı. Kazadan iki ay önce madende teftiş yapıldığı ve müfettişlere göre ocakta hiçbir sorun olmadığını belirten rapor hazırlanarak çalışmasına izin verildiği, bu izni veren kamu görevlileri ile daha önce denetim yapanların da asli suçlular olduğu ve yargılanmaları gerektiği tekrarlandı.
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANIYORLAR
Şimdi bu suçlamalar ve Danıştay kararına rağmen personelini koruduğu ve görevi kötüye kullandığı iddia edilen hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e hem de Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a Yüce Divan yolu açılacağı kaydedildi. Her iki bakanlığın görevlileri hakkında şikayette bulunanlardan Manisa Barosu eski başkanı ve mağdur avukatlarından Zeynel Balkız, “Her iki bakanlık bürokratlarının bu durumuna karşı savcılığın da artık harekete geçmesi gerekir. Danıştay’ın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın soruşturma izni vermeyen kararını ortadan kaldıran kararının üzerinden 4 ay geçti. Ortada bir suç olduğu için savcılığın harekete geçmesi gerekiyor. Bu kadar suçlama var. Bakanlıkların kendi personelini korumak için görevi ihmal ettiğini ve görevi kötüye kullandığını görüyoruz. Bakanlarla da ilgili TBMM’de komisyon kurulup, dokunulmazlıkları kaldırılıp, Yüce Divan’da yargılanmaları gerekiyor. Bu durumda Yüce Divan yolu açılmıştır. Savcılık da bu konuda fezleke hazırlayıp, hareke geçmeli. Bu hafta şehit aileleri avukatı olarak Cumhuriyet Savcılığı’na iki bakanın da Danıştay kararına rağmen gereğini yerine getirmedikleri için, görevi ihmal ve kötüye kullanmaktan Yüce Divan’da yargılanmaları konusunda başvuruda bulunacağız” diye konuştu.
KARARI UYMAMANIN CEZASI HAPİS
Bakanlıklar hakkında şikayeti bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği adına konuşan Genel Başkan Selçuk Kozağaçlı ise, “Eski Türkiye’de mahkeme kararlarına uymayanlar suç işlemiş sayılıyordu. Yeni Türkiye’de ise artık isteğe göre kararlar uygulanıyor. Beğenilenler uygulanıyor, beğenilmeyenler yok sayılıyor. Biz yine de ısrarla şikayetlerimizi tekrarlıyoruz, tekrarlamaya devam edeceğiz. Mahkeme kararına uymayan kamu görevlileri hakkında hapis cezası uygulanır. Bu yasada açık ve net. Yani bunun sonu hapis cezasıdır. Ancak haklarında birçok şikayet ve bir de mahkeme kararı olmasına rağmen bir şey yapmamaları korkmadıklarını, kendilerine bir şey yapılamayacağını bilmelerinden kaynaklanıyor. Buna cezasızlık hali diyoruz” dedi.
OYBİRLİĞİ İLE KARAR KALKTI
Soma faciasında kamu görevlilerinin de yargılanmasına karar verilen süreç, bilirkişilerin hazırladığı raporla başladı. Raporda Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) ve Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürleri ile TKİ saha yetkililerinin de sorumlu olduğu ifade edildi. Bunun üzerine Soma Cumhuriyet Başsavcılığı; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan kamu görevlilerinin de yargılanması için izin istedi. 14 Mayıs 2014 tarihinde bakanlık bu izni vermemesi üzerine Danıştay’a itirazda bulunuldu. İtirazı değerlendiren Danıştay 1. Dairesi, soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı 4 Aralık 2014 tarihinde oy birliğiyle kaldırdı.
Kararda özetle şöyle denildi: “2009-2014 yılları arasında anılan maden ocağını denetleyen iş müfettişlerinin denetim görevlerinin kapsamı ve konuları dikkate alınarak raporda belirtilen aykırılıkları, olumsuzlukları tespit edip etmedikleri, düzenledikleri raporlarda bu tespitlere yer verip vermedikleri, anılan hususlarda işlem yapılmasını önerip önermedikleri veya işlem tesis edip etmedikleri, bu bağlamda söz konusu işlemleri tesis etmekle yetkili ve görevli birimler de belirlenerek iş müfettişlerinin görevleri kapsamındaki gerekli işlemleri yapıp yapmadıkları hususlarının ayrıntılı araştırılması, bilirkişi raporlarındaki tespitler ve belirtilen kusur durumlarına göre ön inceleme konusu eylemlerin ve bu eylemlerde sorumluluğu bulunanların belirlenmesi gerekmektedir.”
Kararda, sorumluların isim isim belirlenmesi istenirken, şu ifadeye yer verildi:
“Yeniden ön inceleme yapılmak ve rapordaki tespitlere göre isnat edilen eylemler ayrıştırılmak suretiyle bu eylemlerde sorumluluğu bulunan bütün ilgililerin ismen ve görev unvanlarıyla tespit edilmesi, eylemlerle illiyet bağları irdelenerek bütün ilgililer hakkında soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin yeni bir karar verilmesi...”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 13 personeli hakkında ön inceleme yapıldığını, bu personelin isim ve görevlerini istem doğrultusunda açıkladı. Ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bu bildirimi henüz yapmadı.
KAMU PERSONELİ KAÇ KİŞİ VAR
Soruşturmaya dahil edilmesi gerektiği belirtilen kamu görevlilerinin arasında Maden İşleri (MİGEM) Genel Müdürü, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Yönetim Kurulu Başkanı, TKİ İşletme Dairesi Başkanı, TKİ Ege Linyit İşletmeleri (ELİ) Kontrol Baş Mühendisi ve TKİ-ELİ Soma Kömürleri A.Ş. Eynez Ocağı kontrol mühendislerinin yanı sıra, 2010 yılından itibaren Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Eynez İşletmesi projelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren MİGEM yetkilileri ve faciadan önceki iki yıl içinde maden işletmesinde denetim yapan İş Teftiş Kurulu iş müfettişleri bulunuyor.
Bu kişilerin dahil edilmesi durumunda Soma Davası’nda sanık sayısının en az 30-35 kişi daha artacağı belirtiliyor. Fezlekede ise soruşturulmaları için bakanlık onayı gerektiğinden bu kişilerin dosyaları ayrı tutuldu. (Banu Şen/Hürriyet)