CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi lideri Ali Babacan'a "hayırlı olsun" ziyaretinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, Babacan'a, "Adalet Yürüyüşü"ndeki konuşmalar va yazıları içeren, "Özgür ve Adil Bir Türkiye için Yürüyüş" adlı kitabı hediye etti.
DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, Kılıçdaroğlu ve beraberindeki CHP heyetini Genel Merkezi'nde girişinde karşıladı.
DEVA Partisi'ne ziyarette Kılıçdaroğlu’na, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak, Bülent Kuşoğlu ve Oğuz Kaan Salıcı eşlik etti.
Ali Babacan ve Kemal Kılıçdaroğlu görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
"NE AÇIDAN BAKSAK SIKINTI BÜYÜK"
Görüşmede Türkiye'nin genel sorunlarının ele alındığını belirten Ali Babacan şöyle konuştu:
Ne açıdan baksak ülkemizin insan hakları konusundaki, özgürlükler konusundaki sıkıntıları büyüyor. İfade özgürlüğü bu sıkıntıların en başında geliyor. Demokrasi dediğimizde sadece seçimden seçime yürüyen bir süreç değil. STK'lar başta olmak üzere basın üzerindeki baskılar, ülkemizin ifade özgürlüğü üzerinde ciddi bir sıkıntılı ortamı oluşturuyor. Problemlerini konuşmayan ülkede o problemlere çözüm bulmak konusunda tabi ki güçlük çekiyor.
Yargı sisteminin üzerindeki baskı malum. Hukukun üstünlüğü ilkesi izlenmediği zaman ülkenin anayasası dahi bazen gözardı edildiği zaman, kurallı ve ilkeli bir yönetimden bahsedemiyoruz. Bir hukuk devletinden bahsedemiyoruz.
Ekonomimizle ilgili sorunlar büyük. Gittikçe de büyüyor. Sağlık, eğitim ve dış politika. Yani nereden baksak sorunlu bir sistem.
MÜMİN SORUSU
Kılıçdaroğlu ve Babacan'ın konuşmalarının ardından gazetecilerden iki lidere de sorular yöneltildi.
İlk soru Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, önceki gün yaptığı, "Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir" sözlerini nasıl değerlendirdikleri oldu.
Kılıçdaroğlu soruya, "Mümin alçakgönüllüdür. Mümin kul hakkı yemez. Mümin, bu ülkede yatağa aç giren çocuklar var ise Saray’da oturmaz. Bir insanın söylemiyle eyleminin örtüşmesi gerekiyor. Söylemi farklı yaşam tarzı farklıysa orada riya vardır, ikiyüzlülük vardır. Dolayısıyla Erdoğan’ın söylemlerinin ciddiye alınacağını düşünmüyorum." yanıtı verirken, Ali Babacan, "Hükümetlerin görevi, vatandaşlarımızdan yokluk karşısında sabretmesini istemek değil, mümkün olduğunca en yüksek refah sevisini sunmaktır. Bunu yapamayıp da yokluğa karşı sabredin diye nasihatte bulunmak bir hükümetin görevi değildir diye düşünüyorum." diye konuştu.
İTTİFAK
Herhangi bir ittifak görüşmesinin olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu,
"Bugün için de bir ittifak gündeme gelmedi. Ancak seçim sathı maili girersek belki o dönem gündeme gelebilir." dedi.
DEVLET BAHÇELİ'NİN "ANAYASA MAHKEMESİ KAPATILSIN" ÇIKIŞI
Bunun gündem değiştirmek için yapıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin gündemi n? Milyonlarca işsiz var. Bunlar derdi AYM. Niçi? Gündem değiştirecekler. Getirsinler meclise bakalım. Bahçeli AYM ile uğraşacağına neden Uygur Türklerinin hakkını savunmuyo? Körü körüne bağlılık olmaz, deneme sınama yöntemiyle de devlet yönetilmez." dedi.
Babacan ise, "Bu son süreçte hükümet tarafından AYM Başkanı'na bir tehdit vardı. Bu kabul edilecek bir şey değil. Bizim yargımız işini yapacak hükümet de kendi işini yapacak. Gitsinler memleketin problemlerini çözmekle uğraşsınlar." ifadelerini kullandı.
ALİ EDİZER SORUSU
Kılıçdaroğlu konuyla ilgili, "Devlette liyakat sistemi çok önemlidir. Şu anda Türkiye'yi yöneten siyasal iktidarın gündeminde liyakat değil yandaşlık var. Bu devletin saygınlığına da gölge düşürüyor. Kim getirdi, kim götürdü üç aşağı beş yukarı hepimizin yakından izlediği bir olay." ifadelerini kullandı.
Bu olayların ülkeyi çıkmaza götüreceğini söyleyen Babacan ise, "Konu devlet yönetimiyse, üst düzey atamaysa burdaki kriterin sadece ehliyet ve liyakat olması lazım. Biz mülakat sisteminin tamamen kalkması gerektiğini düşünüyoruz. Ehliyet ve liyakata dayanmayan bir kamu personel sisteminin ülkeyi her alanda çıkmaza götüreceği açık." dedi.
DOLAR/TL KURUNDAKİ YÜKSELİŞ
Vaktinden önce seçim olacağını söyleyen Babacan, "MB 1 Ocak'tan itibaren yaklaşık 120 milyar dolarlık döviz müdahalesi var. Ne içi? Kuru belirli seviyelerde tutmak için. Kur odaklı bir uygulama. Politika bile diyemiyorum adına. Günlük rastgele adımlardan bahsediyoruz. Paramızın değer kaybetmesi kötü yönetimin sonunda işin doğal akışında var. Tamamen çelişkilerle dolu tutarsız bir finans uygulamasından bahsediyoruz. Kurumlar itibarını kaybetmiş durumda. İşsizlik şu anda ülkenin 1 numaralı sorunu. Orta direk yıkılıyor. Bir ülkenin resmi rakamlarına güven olmaması felaket bir tablo. Güven olmayınca yatırım olmaz.
Er ya da geç vaktinden önce bir seçim söz konusu olacak. Ara seçimin kuralları var. Hızlı bir şekilde kendi teşkilatlandırmamızı oluşturmaya çalışıyoruz." diye konuştu.