İzmir Kent Konseyi seçimi tamamlandı: Yeni başkan kim oldu'
İzmir Kent Konseyi 12. Olağan Genel Kurulu'nda son başkan Güman Kızıltan aday olmazken 121 oy alarak 2 rakibini geride bırakan Çağrı Gruşçu başkan seçildi.
Haberler / İzmir
26 Aralık 2015 Cumartesi 18:08
PAYLAŞ
Kenti kentliyle birlikte yönetme çabalarının bir sonucu olarak 2010’dan beri çalışmalarını sürdüren İzmir Kent Konseyi, genel kurul heyecanı yaşandı.
İzmir Kent Konseyi 12. Olağan Genel Kurulu, Kültürpak’taki İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde yapıldı.
Mevcut başkan Güman Kızıltan’ın yeniden aday yarış Prof. Dr. Kemal Kocabaş, Jale Pasinli ve Çağrı Gruşçu arasında geçti.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun da katıldığı genel kurulda Büyükşehir Belediyesi, Valilik, üniversiteler, muhtarlar, sendikalar, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri üyeleri oy kullandı.
Sandıktan 205 oy çıkarken, geçerli 203 oyun 121'ini alan Çağrı Gruşçu konseyin yeni başkanı oldu. Prof. Dr. Kemal Kocabaş'a 78 çıkarken, Jale Pasinli 4 oyda kaldı.
‘KENT KONSEYİ BÜYÜKŞEHİR’E LAYIK ÇALIŞMALI’ Açılış konuşmasını yapan Güman Kızıltan, Kent Konseyi’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulduğunu ve desteklendiğini vurgulayarak, “Kent Konseyleri taze kuruluşlardır. Toplumun henüz tam olarak özümsemediği tam olarak anlayamadığı, zaman zaman konuşulan, bilinen bilinmeyen fikirlerin söylendiği kurumlardır. Binayı yaparken en önemli şey temeldir. Kent Konseyi’nin ilk başkanı Aziz Kocaoğlu’dur. Ondan sonra aldığım bu görev benim için onurdur. Kent Konseyi belediyenin verdiği ödeneklerle yaşadı. Bizim talep ettiğimiz her arzumuzu yerine getiren bir belediye başkanımızın bizim ufkumuzu ve önümüzü açmasıyla bugünlere geldik. Her şeyimiz Büyükşehir’in verdiği olanaklarla olmuştur. Kent Konseyi de ona layık çalışması gereken bir kurumdur” diye konuştu.
KENTLER SADECE SİYASİLERLE YÖNETİLEMİYOR İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise konuşmasında konseylerin işlevi ve önemine dikkat çekerek, “Dünyada artık sadece siyasilerin seçilmesiyle görev almasıyla ülkeler, kentler yönetilemiyor. Mutlaka sürekli etkileşim, sürekli haberleşme, diyalog ve uzlaşı gerekiyor. Bir projenin sorunun tespitinden fikrin oluşmasına, oradan tartışılıp bir sonuca varılmasına ve bunun bir fikir projesi haline gelmesine, sonra da bu projenin ilgili kurum tarafından gerçekleştirilmesine ve bunun her aşamasında sivil toplumun Kent Konseyi vasıtasıyla hem izleyici hem de kontrolcü olmasında yarar var. Katılımcı yönetim, yani yönetişim ve katılımcı demokrasiyi konuşuyoruz” ifadelerini kullandı.
İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Grubundan bahseden Kocaoğlu, yapılan toplantılarda bilgilendiğini, eğitildiğini ve doğru karar vermek için bu tür kurumlara ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
BARIŞA SU EKMEK KADAR İHTİYACIMIZ VAR Ülkenin içinde bulunduğu duruma dikkat çeken Kocaoğlu konuşmasını barış temennileriyle tamamladı. Kocaoğlu şu şekilde konuştu: Biz çok zor bir coğrafyada, Ulu Önderimizin çizdiği ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ dış politika kuralıyla bugünlere geldik. Bundan biraz saptığınızda etrafınızdaki problemli ülkelerin problem bataklığına sürükleniyorsunuz. Bizim barışı tesis etmemiz gerekiyor. Bugün isterseniz adına Kürt vatandaşlarımızla yaşanan dramı söyleyeyim, isterseniz terörü söyleyeyim. Bunun tek bir ilacı var, barış. İzmir birlikte yaşamasını, birlikte üretmesini, paylaşmasını bilen bir kent. Bu kentin gelenek göreneklerinde bu var. Barışı bizler kuracağız. Barışı 78 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kuracak. Hepimiz katkı koyacağız. Birbirimizi sevip, sayıp ülkede barışı tesis etmemiz gerekiyor. Barış olmadan, ne turizm gelir, ne fuar gelir ne diğer sektörlerde büyümeler olur. Barışa su, ekmek kadar ihtiyacımız var. İzmir Kent Konseyi’nin projelerin yanında ülkemizde barışa katkı sunmasını diliyorum.”
TASLAK GERGİNLİĞİ Taslak gündemde oy verme işleminin 20 dakika olarak görülmesine ve kurulun saat 15.00’da kadar görülmesine itiraz edildi. Sivil Toplum Örgütleri’nin temsilcilerine atılan mesajda kurulun saat 09.00-17.00 arasında yapılacağı iddia edildi.
Başkanlık divanının oylama usulüne karışması üzerine STK temsilcilerinden itiraz geldi. Salondan ‘Böyle demokrasi olmaz’ sesleri yükseldi. Seçim divanı oluşmadan dışarıda kayıtların kapatıldığı iddia edildi. Divan başkanının diğer itirazları oylamak istemesi üzerine yine salon karıştı. İtirazlar üzerine divan kurulu yerine seçim kurulu yerini aldı.
CHP Konak İlçe Başkanı Şakir Başak, "Adamlar oy kullanacak, seçim kartlarını vermiyorlar. Yazıklar olsun" dedi.
Salonun karışması üzerine Aziz Kocaoğlu salondan ayrıldı. Kocaoğlu bir süre sonra salona geri döndü.
OYLAR BEYAZ KAĞITLARA Gerginlik sonucu açık-gizli oy oylaması yapıldı. 54 kişi gizli oy isterken, açık oy isteyenlerin sayısı 50’de kaldı. Bunun üzerine pusula hazırlanıp salona getirilmesi için ara verildi. Daha sonra da bu yöntem zaman alacağından beyaz kağıtlara adayların isimlerinin yazılarak oy kullanılmasında karar kılındı.
HAYALİM İZMİR'İN DÜNYANIN EN YAŞANILIR KENT OLMASI Adaylardan kürsüye ilk çıkan isim Jale Pasinli oldu. Pasinli, İzmir Kent Konseyi bünyesinde dernek ve vakıflarda çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti. Kent Konseyi’ndeki çalışmaların değerine değer katarak ilerleyeceğini vurgulayan Pasinli, “Kent Konseyi’ni çok önemsiyorum, çok değerlidir. Belediyemizin bize sunduğu armağandır. Ben gönüllüyüm, katılımcıyım; adil vicdanınızla ve hür iradenizle oy kullanacağınıza inanıyorum” dedi. Pasinli, en büyük hayalinin İzmir’i dünyanın en yaşanılır kenti haline getirmek ve gelecek kuşaklara bırakmak olduğunu söyledi.
'BİR HAYALİM VAR' Heyecanını dile getirerek konuşmasına başlayan ve hayata geçirmek istedikleri projelerden bahseden Çağrı Gruşçu şu şekilde konuştu: “Bu kent için ‘bir hayalim var’ diyen ve bu hayallerini gerçeğe dönüştürmek isteyenler olarak buradayız. Bizim hayallerimizin temelini ortak akıl, yönetişim ve uzlaşı oluşturuyor. Gerçekleştirmek istediğimiz projelerimiz var. Projeler için sadece İzmir Büyükşehir Belediyemizin finanse etmesindense farklı kaynak arayışları için görüşmelerimizi yaptık, kaynaklarımız hazır. Burası İzmir’in danışma meclisi olacak. Halkımızla, çalışma gruplarımızla ve gönüllülerimizle yapısal sorunları ortadan kaldıracağız. İzmir için hayali olanların bir araya geldiği bugün de İzmir’i daha da ileriye taşımalıyız. Bu süreci birlikte yaşamak istiyoruz.”
KOLEKTİF EMEĞİ KENT KONSEYİNE TAŞIMALIYIZ Dayanışma, imece ruhu ve Anadolu topraklarının inancıyla yola çıktığını ifade ederek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Kemal Kocabaş, kolektif emeği İzmir Kent Konseyi’ne taşımak istediğini vurguladı. Adaletsizliklerin ve eşitsizliklerin olduğu bir Türkiye tablosu olduğunun altını çizerek akademide yapılan bir araştırma ve demokratik katılıma dair sonuçları paylaşan Kocabaş, “Türkiye halkı; örgütsüz, güvensiz ve asosyal. İnsanın güvenin yüksek olduğu yerlerde demokrasi gelişiyor. Bu sorunlar Türkiye’de demokrasi ikliminin geldiği nokta açısından çok önemli. İzmir Kent Konseyi, kadının çığlığını kendi çığlığı olarak algılayacaktır. Kadınları, engellileri, yaşlıları, kent yoksullarını herkes için tüm ötekiler için; yaşam hakkı, ulaşım hakkı, sanat hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, çevre hakkı ve temiz su hakkı için çalışacağız” dedi. Her zaman üretken bir çalışma felsefesi olduğunu söyleyen Kocabaş, İzmir Kent Konseyi’nin ortak akıl ve vicdan olması gerektiğini söyleyerek sözlerini Cahit Külebi’nin “Savaştepe köprüsünden geçen trenler sel olur İzmir’e akar, İzmir’in denizi kız, kızı deniz, sokakları hem kız, hem deniz kokar” dizleriyle tamamladı.