TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Koronavirüsün mart ayında Türkiye’de de görülmesinin ardından ulusal çapta birçok tedbir hayat geçirilmişti. Bu tedbirlerden bazıları genel karantina kapsamında kafe, bar, restoran gibi işletmelerin geçici süreyle kapatılması olmuştu. 1 Haziran’da başlayan normalleşme sürecininin ardından ekim ayında vaka sayılarında yeniden artışın yaşanmaya başlaması ve kasım ayında kritik seviyelere ulaşmasıyla birlikte ülke genelinde kısmi karantina uygulanmaya başlamış ve uygulmayla birlikte hali hazırda aylardır kapalı olan işletmelerin faaliyetleri büyük ölçüde kısıtlanmıştı.
Koronavirüsle mücadele döneminde işletmelere kredi kolaylığı ya da bazı belediyelerin belediye mülkiyetlerindeki kiraları ertelemeleri ya da bir süre kira almamaları gibi bazı kolaylıklar sağlanmış ancak yine de esnafın yarasına pansuman olamamıştı.
Esnaf, kapalı olduğu ya da kısmi hizmet verdiği süre boyunca sigorta, kira, elektrik-su faturaları, stopaj gibi ödemelerini yapmak zorunda kalmıştı. Esnafın girdisi büyük oranda azalırken çıktılarında iyileştirilmeye gidilmemesi var olan ekonomik sıkıntıları daha da derinleştirmişti.
Yaşanan krizlerin yanında İzmir suyuna 2020 yılı içerisinde 1 Ocak ve 1 Eylül’de olmak üzere iki kez toplamda yüzde 40’lara varan zam yapılmıştı.
İzmir suyunun fiyatının yüksek olması ve faturaların ağırlığı vatandaşlar ve İzmir siyasetinin muhalefeti tarafından sıkça eleştirilirken geçtiğimiz günlerde, kapalı olan nargile kafeye gelen su faturası ise su pahalılığı sorununu bir kez daha gündeme getirdi.
Bornova’da bulunan kafeye gelen bin 86 liralık faturanın yalnızca 94.80 lirası su tüketim bedeli olurken 850 lira ise katı atık toplama bedeli olarak faturaya işlendi.
Konuya ilişkin Egepostası’na konuşan kafenin sahibi Tanyel B., bu sorunun kendilerine özel olmadığını, Bornova ve İzmir genelinde birçok işletmede aynı sorunun yaşandığını söyledi.
DEVLET VE BELEDİYE YARDIM ETMESİ GEREKİRKEN PARA ALIYOR
Tanyel B., tüketim bedelinin çok üstünde bir fatura geldiğini ifade etti ve “Bu fatura mekan kapalıyken gelen bir fatura. Zaten ilkbaharda da kapalıyken bu şekilde fatura geldi. Bu durum Bornova’daki bütün mekanlar için geçerli. Bizim mekanımızda bekçi kalıyor. Yaklaşık 95 liralık bir su tüketimi var. Bin liralık faturada 92 lira tüketim bedeli. Benim konuyla ilgili bir başvurum olmadı henüz. Bizim mekanımızda bir bekçi var. Arada da biz gidiyoruz. Evet bunun bi tüketim bedeli olur. Ama sıfır tüketim olan mekanlar için de aynı durum söz konusu. Küçükpark ve Bornova’daki bütün durum bu. Bizim mekana özgü bir şey değil. Bir su kaçağı olması gibi bir durum da yok. Alınan para ortada. Bize gelen bin küsür liralık fatura mekanımız kapalıyken geldi. Henüz son ödeme günü bile gelmedi. Mekanlar kapalı olursa bir ay öncekine ve sonraki faturalara da bakacağız. O da bin lira gelmezse 900 küsür gelecek. Biz bunu nisan ve mayıs aylarında da ödedik. Mekanımız o zaman da kapalıydı. Elektrik faturasında da aynı durum geçerli. Ama elektrikte insan ‘TEDAŞ’tır, özeldir’ diyor ama su faturası belediyenin. Belediye olduğu için insan kötü oluyor. Bu dönemde devletin ya da belediyenin yardım etmesi gerekirken yardım etmeyip para alması bizi geren şey” dedi.
“DOĞRU OLANDAN VE HAKLI OLANDAN YANAYIZ”
Konunun siyaset üstü bir konu olduğunun altını çizen Tanyel B, devletin ya da belediyenin değil çalışanlarının ona destek olduğunu belirterek, “Ben bu işin siyasete girmesini istemiyorum. Ama diğer taraftan mekanlarımız kapalı olmasına rağmen sigorta da ödüyoruz. Biz iktidarı eleştirirken belediye aynısını yapıyor. Bu işin partisi yok. Biz doğru olandan ve haklı olandan yanayız. Bizim halkın kazanmasından başka bir derdimiz yok. Mesela ben notere bin 250 lira yıl sonu kapanışından dolayı para yatırmak zorundayım. Benden her ay ücret alması gereken muhasebecim mart ayından bu yana benden ücret almıyor durumumuzu bildiği için. Bu kişinin arkasında ne bir devlet var ne de belediye. Kendisi destek oluyor. Ben bu konuda bir tarafa yüklenilmesini istemiyorum. Hatalı olan herkese yüklenilecek. Mesela mülk sahibim durumumu bildiği için benden kiramın yarısını alıyor. Ben bütün yıl için nargile ruhsatımı ödedim ama neredeyse yılın tamamında nargile satmam yasaktı. Bunu yaşayan bir ben değilim. Bütün esnaf. Tüm Türkiye bunu yaşıyor. Eğer biz hükümete yükleniyorsak muhalefetin de su faturasında aynısını yaptığını görmemiz lazım. Demek ki hepsi aynı. Ödemelerimiz bitmiyor. Sigortası var, stopajı var. Temmuz ayına kadar tam stopaj ödedik temmuzdan sonra yüzde 10’unu ödedik. O yüzde 10’lar bizim borç hanemize yazıyor. Yani ben şu an kapalı mekana stopaj da ödüyorum” diye konuştu.
“BANA VERMİYORKEN BENDEN ALMASINLAR”
Esnafa destek olarak sunulan şeyin borçlanma olduğunu ifade eden Tanyel B., şunları söyledi; “Mesela biz İTO aracılığıyla 50 bin lira kredi çektik. Bunu ödemeleri ocak ayında başlayacak. Bize destek olarak gösterilen şey kredi oldu. Biz 50 bin lirayla mekan açıkken nargile satılmasa da mekan kendini döndürüyordu. Elemanlarım bana iyilik yaptılar ve yarım yevmiye aldılar. Devletin şöyle bir desteği oldu. Elemanlarıma aylık bin 100 ya da bin 40 lira verdi. E şimdi 50 bin liranın günü geldi bir de onu ödemem gerekecek. Bu konuda her taraf aynı. Biz birine kızdık diğeri su faturasından aynını yaptı. Kapalı mekana sigorta öde, stopaj öde, fatura öde... Ama bana iyilik yapan benim mülk sahibim ve çalışanlarım. Ben kendi adıma belediyeden de devletten de hayır beklemiyorum. Benim çalışanlarıma versin yeter. Ama bana vermiyorken benden almasınlar. Kapalı mekanın su faturasında 40-50 lira kullanım varken 900 küsür lira bilmem ne bedeli almasın. Harcadığım suyu alacak hakkıdır. Ama benim kapalı mekanımdan stopaj almasın. Ben kapalı mekanda BAĞ-KUR ödemeyeyim. Bir partiye mal etmiyorum. Ben haksız olan herkese mal ediyorum bunu. Muhalefet devlete mi yükleniyor. O halde belediyemiz doğru bir şey yapsın ve örnek olsun. Ama belediye de bize vurdu. O taraf da vuruyor bu taraf da vuruyor. Biz hiçbir partini bayrağını sallamıyoruz. Bizim derdimiz halka hizmet edilmesi. Bize vermiyorlarsa da almasınlar yeter.”