Karabağlar'da dönüşüm krizi dinmiyor: Meslek odalarından kritik uyarı

6306 sayılı yasa kapsamında Karabağlar'da riskli alan ilan edilen ve kentsel dönüşüm çalışması başlatılan 540 hektarlık alana dair Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan imar planlarıyla ilgili sancılı süreç artarak devam ediyor. Geçtiğimiz hafta askıya çıkan ve "Boş arsada kentsel dönüşüm" eleştirisi alan planlara yerel yönetimin ardından meslek odalarından da itiraz sinyali geldi. Karabağlar'da dönüşüm krizi dinmiyor

Haberler / İzmir

1 Temmuz 2015 Çarşamba 15:36

PAYLAŞ

ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- 2013 yılında Karabağlar’da riskli bölge ilan edilerek kentsel dönüşüm kapsamına alınan 540 hektarlık alanın 101 hektarlık bölümüne ait imar planları bakanlık onayını alırken, halkın ve yerel yönetim ardından meslek odaları da düzenlemeye karşı çıktı. Kentsel dönüşümle ilgili oldukça kritik uyarılarda bulunan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, bilime kulak verilmesi gerektiğini hatırlattı. Cennetçeşme ve Limontepe bölgesinde krize yol açan ve sancılı geçen uzlaşma süreciyle gündeme gelen proje kapsamında, bölge halkının yerinde dönüşüm hayali suya düşerken, meslek odası bakanlık yetkisindeki alanda yapılacak dönüşüm çalışmaları kapsamında vatandaşların can ve mal güvenliği için ciddi tedbirler alınması gerektiğini hatırlattı.

"ÖNCELİKLE UZLAŞMA SAĞLANMALI"
Süreci takip eden odalardan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası adına açıklamada bulunan İzmir Şube Başkanı Ayhan Emekli, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 540 hektarlık dönüşüm alanının tamamına ait imar planları ve projeleri hazırladığını belirterek, "Planlar yaklaşık bir yıl öncede tamamlandı, ancak bakanlık bunu askıya çıkarmadı ve bekledi. Buradaki vatandaşların tamamına yönelik bir uzlaşma süreci başlatılmıştı ancak, hak sahiplerinin üçte ikisine yönelik beklenen uzlaşma oranı sağlanamadı. Halkın yüzde 98'i burada dönüşüme razı değil. Bunu kurdukları dernekler aracılığı ile hak arayarak dile getirdiler. Sadece 101 hektar değil, 540 hektarın tamamına yönelik imar planları hazır durumda. Ancak uzlaşma beklentileri boşa çıkan bakanlığın karar değişikliğine gittiğini görüyoruz" diye konuştu.

BAKANLIĞA ÇAĞRI: RAPORLARI AÇIKLAYIN
Bakanlığın askıya çıkardığı imar planlarında jeolojik açıdan sakıncalı ve yapılaşmaya kapalı alanları imara açması ve boş hazine arazilerinde 40 bin konut inşa edecek olmasını da değerlendiren TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Ayhan Emekli, "Jeolojik açından sakıncalı olarak belirlenmiş bu alana ait jeolojik raporların net bir şekilde ortaya koyulması gerekiyor. Bu alanda ne tür sakıncalar va? Yapılaşma tamamen yasak mı, yoksa burada yapılaşma belli şartlar dahilinde mi yapılaca? Bunların ortaya koyulması gerek. Burada genel yaklaşım yapılaşmaya açılmaması olmalıdır. Tehlikenin ortadan kaldırabileceğine dair bir rapor varsa bunu bilmek istiyoruz. Çeşitli soru işretleri var. Aynı zamanda burası dere yatağı" dedi.

SORUN BÜYÜR, MALİYET ARTAR
Askıya çıkan planlara dair kapsamlı bir değerlendirme çalışması yürüttüklerini de kaydeden İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Emekli, süreçle ilgili şu bilgileri verdi: "Yapacağımız değerlendirmelerin ardından itiraz süreciyle ilgili kararımızı vereceğiz. Burası çok önemli bir alan. 6306 sayılı yasa kapsamında burada bir afet riski tanımlanıyor. Ancak yürütülecek dönüşüm çalışması kapsamında buradaki afet riskinin tamamen ortadan kaldırılması ve bölgenin tamamında sağlıklı konutlar oluşturulması gerekiyor. Yapılaşmanın tekrar planlanması ve tekrar düzenlenerek yasanın amacına uygun olarak uygulama yapılması gerekiyor. Bir afet riski varken, binaları yıkıp dönüşüm yaptığınızda yeni alanda afet riski tamamen ortadan kalkmıyorsa, dönüşümün bir kıymeti kalmaz. Sorun ortadan kalkmadığı takdirde buradaki kriz büyüyecek ve içinden çıkılamaz bir hal alacaktır. Dolayısı ile çözüm de zorlaşır ve maliyet de artar."

"HALKIN TALEPLERİNE KULAK VERİLMELİ"
Son olarak bakanlığın uzlaşma sürecinde başarısız olduğunu hatırlatan ve belirsizliğin hakim olduğunu dile getiren Emekli, "Bölge halkı süreç nedeniyle oldukça rahatsız. Dönüşümde hak kayıpları söz konusu. Kıymet takdirleri ve değer ölçümleri doğru şekilde yapılmalı. Halkın talepleri daha detaylı şekilde ele alınmalı ve hepsinden önemlisi halka doğru bilgilendirme yapılmalı. Vatandaşların kafasındaki soru işaretlerinin giderilmesi gerekiyor. Ancak geçmişten bu yana bakanlığın böyle bir tavır içerisinde olmadığını görüyoruz. Orada yaşayan vatandaşların korku ve şüpheleri devam ediyor. Ben olsaydım, ben de kabul etmezdim" dedi ve bölge halkının tavrını halkı bulduğunu dile getirdi.