Karaburun'da isyan artıyor

Bir yanda RES’ler (Rüzgar Enerji Santralleri), bir yanda balık çiftlikleri ile mücadele eden yarımadanın yaşam alanları gün geçtikçe daralmaya devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda bir ÇED vizesinin daha çıktığı Karaburun’da yeni bir balık çiftliğinin önü açılırken, halk ve sivil toplum örgütleri ise sürece tepki gösterdi. Çamlı Yem Besicilik firmasının Küçükbahçe’de gerçekleştireceği yatırımı boykot etme kararı alan halk, ÇED toplantısına da katılmayacaklarını duyurdu.

Haberler / Yerel Yönetimler

10 Kasım 2014 Pazartesi 12:41

PAYLAŞ

ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Geçtiğimiz haftalarda Çamlı Yem Besicilik firması tarafından Karaburun Küçükbahçe kuzey mevkiinde kurulması planlanan 2 bin 500 ton/yıl kapasiteli Su Ürünleri Yetiştiriciliği Tesisi için Valilik’ten gelen ÇED vizesi sonrasında isyan eden çevre örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve halk 11 Kasım 2014’te yapılacak toplantı öncesinde örgütlenerek eylem kararı aldı. İlçede düzenlenecek halkın katılımı toplantısını boykot etme kararı alan yöredeki vatandaşlar ve Karaburun Kent Konseyi, “Karaburun Yarımadası’ndaki doğa yıkımı geri dönülmez bir noktaya gelmek üzere. Yarımada bıçak sırtında, yarımada işgal altında. Yeter artık, bu vurdumduymazlığa bir son verin! Bu acımasızlığı, doğaya, yerel yaşama karşı işlenen bu seri cinayetleri durdurun!” diyerek çevreyi tehdit eden yatırımlara son verilmesi ve ilçedeki balık çiftliklerinin kaldırılmasını istedi.

DOĞAYA VE HALKA ZARAR
11 Kasım’daki firma tarafından ilçede yapılacak kritik toplantı öncesinde bir açıklama yayınlayan Karaburun Kent Konseyi, konuyla ilgili olarak halkın kaygılarını ve isteklerini şöyle dile getirdi: “98 bin metrekare deniz yüzeyini kaplayacak şekilde kurulması planlan bu yatırımla birlikte, bölgede balık çiftliği olarak kullanılan toplam alan 520 bin metrekareyi geçecektir. Ege Bölgesi’nde kıyısal yapılaşmadan korunmuş en uzun kıyı alanlarından biri olan Karaburun Yarımadası, neslinin doğada tükenme riskinin aşırı derecede yüksek olduğu kabul edilen Akdeniz Foklarının kalan son önemli üreme ve yaşam alanlarından birisidir. Türkiye, bu nadir deniz canlısını ve yaşam alanlarını korumada, taraf olduğu birçok farklı uluslararası sözleşme ve protokoller ile ciddi bir taahhüt altındadır. Balık çiftlikleri denizde kapladıkları alanlar, neden oldukları deniz kirliliği ve kıyı/deniz alanı faaliyetleri ile Akdeniz Foku’nu ve yaşam alanlarını tehdit etmektedir. Balık çiftlikleri, antibiyotik ve parazit ilaçları, balık dışkıları, yem artıkları, ölü balıklar ve kesilen kısımları, mazot, sintine suyu gibi atıkları, 1’inci Derece Doğal SİT alanları içinde kalan kıyılarda konumlanan destek birimleriyle, mavi bayraklı plajlara ve bakir koylara sahip olan Karaburun Yarımadası’nda denizi ve kıyıları kirleterek, görsel kirlilik yaratarak eko, agro turizm proje ve uygulamalarını, sürdürülebilir kıyı balıkçılığını baltalamakta, halkın geçim kaynaklarını yok etmektedir.”

BALIK ÇİFTLİKLERİ KALDIRILSIN
Çamlı Yem Besicilik San. ve Tic. A.Ş. firması tarafından kurulması planlanan balık çiftliği alanının Özel Çevre Koruma Alanı (ÖÇKA) ilan edilmesi öngörülen bir bölge olduğunun altını çizen Kent Konseyi, balık çiftliklerine karşı sürdürülen mücadelede sağduyu ve destek çağrısı yaparak, “Bütün bu kısa ömürlü yatırımların, gerçekleşmesi halinde, denizde ve karada kapladıkları toplam alan, korunması öngörülen alana ulaşacak, korunacak alan ve korunacak değer kalmayacaktır. Yarımada’da denizel ve kıyısal ekosistem ve biyolojik çeşitlilik ile eko/agro turizme dayalı kalkınma potansiyelini tehdit eden tüm balık çiftlikleri bir plan dahilinde kaldırılmalıdır. Tek bir balık çiftliğinin daha kurulmasına, kapasite artış ve yer değiştirme taleplerine izin verilmemelidir. Karaburun Yarımadası denizel ve karasal alanlarında süren/planlanan tahripkar yatırımlar durdurulmalıdır. Karaburun Yarımadası ivedilikle yerel değerleriyle kalkınacağı bütünsel koruma şemsiyesi altına alınmalıdır” şeklinde açıklama yayınladı.

BALIK ÇİFTLİKLERİ VE RES’LERE KARŞI 25 BİN İMZA
Sayısız firmanın enerji ve kültür balıkçılığı gibi alanlarda yatırım yaptığı bölgedeki vatandaşlar peş peşe yaptıkları eylemlerle yaşanan duruma karşı olduklarını ve mücadeleye devam edeceklerinin altını çizmişti. Yürüttükleri çevre mücadelesi ve bölgenin korunması için, 2 bin 500 imza toplayan halk, sivil toplum örgütleri ve muhtarlara, internet üzerinden de 25 bin kişi destek verdi. Öte yandan, çevre avukatlarının da büyük bir destek verdiği Karaburun halkı, yürütülen imza kampanyaları ve düzenlenen çevreci eylemlerin yanı sıra, balık çiftliklerine karşı da birçok dava açmıştı. Ayrıca, Türkiye genelinde son 12 yıl içerisinde balık çiftliklerindeki yıllık üretim kapasitesi 26 bin 868 tondan 110 bin 375 tona çıkarken, bitki, canlı türleri ve deniz suyunu tehdit eden yatırımlar da yarımada bölgesinde hız kesmeden devam ediyor.